Bölüm 4

124 18 6
                                    

-Suho-

"Hayır Lay bu elini düz tutmalısınız ve işaret parmağını da- Evet evet!!"

Hastanede 2. haftamda düzenli olarak her gün yaptığım gibi Lay'e işaret dili öğretmeye çalışıyordum.
"Şimdi de sol elini döndür. Aferin benim minik meleğime!"

Saçını okşamamla kıkırdadı. Bana alışması için ona zaman tanıyordum ona kendimi yeniden sevdirtecektim.
"Lay bana bak bunu yaparsan sana çikolata vereceğim."

O heyecanla ellerini çırparken yavaşça dudaklarımı oynattım.
" 'Suho' "

Ben söyler söylemez dudaklarını oynatmaya başlamıştı bile. S sesini çıkarmaya çalışırken ne kadar tatlı gözüktüğünü söylemiş miydim? Lanet olsun! Tanrım belki de sadece istifa edip onu kaçırmalıyım. Ve bir çiftliğe yerleşip köpeğimiz o ve ben mutlu bir aile- Ne diyorum ben? Kendi halime gülerken yüzümün ıslanmasıyla kurduğum güzel hayalleri bir kenara attım.
"Sen benim yüzüme mi tükürdün?"

Ona tehditkar bir bakış attığımda yatağından kalkmış odanın içinde kahkaha atarak dolanmaya başlamıştı. Arkasından koşup beline kollarımı sardım ve onu havaya kaldırdım. Kahkahaları eşliğinde sağa sola bilinçsizce tekmeler savuruyordu. Onu tekrar yatağına bıraktığımda kaçmasını engellemek için üstüne çıkıp kollarımı ve bacaklarımı iki yanına koydum. Kaçacak yer bulamayınca hareket etmeyi bırakıp gülerek yüzüme bakmaya devam etti. Elimi yüzünde gezdirdim. Yıllarca hasret kaldığım bu yüz, bu koku.. Kokusunu içime çektim. Şimdi bana o kadar yakın ki sadece bir kaç parmak uzakta.. Usulca yüzüne eğilip yanağına bir öpücük bıraktığımda hızla çekilmenin o an için en uygun seçim olduğu kararıyla hemen kalkıp sandalyede asılı olan ceketime ilerledim. Cildi eskisi gibi yumuşacıktı, bembeyaz. Cebimdeki çikolatayı elime alıp Lay'e doğru ilerlemeye başladım.
"Aman Tanrım Lay ne yapıyorsun?"

Lay'in suratına bastırdığı yastığı çekip fırlattım. Elmacık kemikleri tatlı bir kırmızıya dönmüşken hızla yüzünü kapadı. Kahkaha atmaya başladığımda kaşlarını çatıp bana bakmıştı. Gözlerim gülmekten hafifçe sulanırken elimdeki çikolatayı ona uzattım. Kaşlarını yavaşça gevşetmiş memnun bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu. Heyecanla ambalajını yırtıp açışını izledim. Çikolatayı ağzına götürürken duraksadı. Bakışlarını odada gezdirip benim gözlerimde durdurdu. Çikolatayı ağzıma doğru uzatıp gülümsedi.
"Benimle çikolatanı mı paylaşıyorsun?"

Kafasıyla beni onayladıktan sonra çikolatayı ağzıma doğru ittirdi. Sadece küçük bir parça ısırdığımda tekrar memnun olmuştu. Çikolatayı hızla ağzına götürdü ve çabucak bitirdi. Ağzının kenarındaki artıkları temizlerken bir kaç sene önce olsa bunları öperek temizleyebileceğimi düşündüm. Saate baktım ve ayağa kalktım.
"Gitmeliyim.."

Aniden somurtan Lay'e baktığımda azıcık sevinmiş olabilirim. Gitmemi istememesi çok hoşuma gitmiş de olabilir. Duyduğum adım sesleriyle yanıma döndüm.
"Bir merhaba yok mu?"

Y/N:Kısa bir bölüm oldu ama dedim ki en azından bu bölüm olaysız olsun. Sizce bu gelen şahıs kim ola ki? Veee bir sonraki bölüm Lay'in ağzından olabilir *-*

Do You Remember Me?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin