1

68 13 6
                                    

Media: Broş

Bu bölümü, canım olan siyahbiyazar'a ithaf ediyorum.

İyi okumalar.

Telefonumun ekranına baktığımda saat 21:00'ı gösteriyordu.

On beş tatili yarılamıştık ve üzülüyorduk açıkcası. Damla alışveriş merkezinde beni bekliyordu.

Adımlarımı hızlandırdığım sırada botumun tabanıyla birlikte birşey sürüklendi. Merakıma yenik düşüp ne olduğuna baktım. Bunun parlak maske deseninde bir broş olduğunu gördüğümde çöküp elime aldım. Gerçekten bu broş çok hoşuma gitmişti.

Alışveriş merkezine giriş yaptım ve alışveriş merkezinin asansörüne yol aldım. Bu kattaydı ve kimse yoktu.

Kimsenin olmaması bir miktar rahatlattı.

En üst kata bastım ve asansör bir kat çıkıp durdu. Ne olduğunu anlamaya çalışırken birden ışıklar söndü. Cebimden Damla'yı aramak için telefonumu çıkardım. Telefonu açtığımda siyah ekrandan başka birşey görünmüyordu.

Kahretsin! Şarjım bitmiş.

Asansörün kapısına vurup yardım çığlıkları attım.

Bu gürültüde sesimin duyulması zordu. Belki işe yarar birşey bulurum umuduyla çantamı boşalttım.

Bu karanlıkta gözüme çarpan tek şey broş oldu. Çantamda işe yarayan hiçbirşey yoktu ve öylece oturup kurtarılmayı bekledim.

Tam umudu kesmişken ışıklar açıldı ve asansörün kapısı açıldı.

Hızlı adımlarla üst kata çıktım. Ama sözleştiğimiz yerde Damla yoktu. Sinirlenip gitmiş olmalı. Alışveriş merkezinden çıktım ve eve doğru yol aldım. Aniden bastıran yağmur hiç iyi gelmemişti. Asansörde kaldığım yetmemiş gibi şimdide yağmurun altında kalmıştım. Şoförümüzü aramak için telefonumu çıkardım.

Hay aksi! Telefonumun kapandığını unutmuşum.

Daha fazla ıslanmamak için taksiye binmeyi düşündüm. Ama malesefki yanıma sadece kredi kartımı almışım. Eve yürüyerek gitmek zorunda kaldım. Hızlı adımlarla ilerliyordum ve havada iyice kararmıştı. Biran önce eve gitmeliydim. Eve varmama az bir mesafe kalmıştıki aniden güçlü bir el çantamı çekti. Ne olduğunu anlayamadan çantamı alıp kaçtı. Peşinden koştum ve bağırmaya başladım.

Bu lanet sokakta kimse yoktu ve çantamı çalan kişi çoktan izini kaybettirmişti. Telefonum cebimdeydi ama kredi kartımda çantayla beraber gitmişti.

Bugün başıma gelenler gerçekten berbattı. Kesinlikle en uğursuz günüm bu gündü!

Eve dönmek için ilerlediğimde yerde broşu gördüm. Çantamdan düşmüş olmalıydı. Yerden aldım ve cebime attım.

Sonunda eve varmıştım. Tabi sırılsıklam bir şekilde. Hemen telefonumu şarja taktım ve duşa girdim. Çıkınca telefonumu elime aldım ve 5 cevapsız çağrı ile karşılaştım. Damla merak etmiş olmalıydı. Onu aradım ve başımdan geçenleri anlattım.

Birden pantolonumun cebinde parlayan broşa gözüm takıldı. Tabi ya! Bütün bunların sebebi bu broştu! Herşey onu aldıktan sonra başıma gelmişti. Zaten çantam çalındıktan sonrada ondan kurtulamamıştım! Kesinlikle başıma gelenler bu broşun uğursuzluğundan dolayıydı!

Hemen telefonumu aldım ve Damla'yı aradım. Telefonunu açmıyordu. Tekrar aradım ve açmasını bekledim.

"Efendim Gizem?"

"Alo Damla. Sana birşey söyleyeceğim."

"Evet Gizem, dinliyorum."

"Hani sana başımdan geçenleri anlattımya. Sanırım bunların sebebini anladım."

"Sebebi derken? Nasıl yani?"

"Bak ben alışveriş merkezine gelmeden önce yolda botuma birşey takıldı. Baktığımda onun bir broş olduğunu gördüm ve dikkatimi çekti. Bende çantama attım. Ondan sonra bütün bunlar başıma geldi. Yani bu broş uğursuz Damla. Başıma gelen herşeyin sebebi bu broş."

"Gizem bence biraz abartıyosun. Yani tamam bugün fazla aksiyon yaşamışsın ama ben başına gelenlerin o broşla bi ilgisi olduğunu düşünmüyorum."

"Damla sence başıma gelenler normal mi? Herşey onu aldıktan sonra oldu. Neden hâla anlamıyorsun?!"

"Gizem biraz sakin ol. Tamam seni anlıyorum. Ama uğursuzluk gibi şeylere inanmayan sen değil miydin?"

"Evet haklısın ama bugün olanlardan sonra inanmam bence gayet normal."

"Peki o broşu neden aldın Gizem? Yani isteseydin aynısını hatta daha güzelini alabilirdiniz. O broşu almanın sebebi neydi?"

Damla haklıydı. Maddi durumumuz iyiydi. Evimiz gayet lükstü, hizmetçilerimiz ve özel şoförümüz vardı. Bunlar zengin olduğumuzu gösterirdi.

O broşu neden aldığımı bilmiyordum. Tamam taşlı şeylere olan merakımı biliyorum ama o broşu taşlarından dolayı almamıştım.

O broşta beni kendisine çeken birşey vardı. Sebebini bilmiyordum ama tek bildiğim şey o broş uğursuz ve ondan en kısa zamanda kurtulacağım.

-Bölüm sonu.

BroşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin