Bölüm 1

105 4 1
                                    

İlk baharın başlarında kırık bahar kokusu , derinlere indikce yoğunlaşan kekik özü , masmavi gökyüzünün altımda , güneşin bizi terletmedigi tarafta , tertemiz mis kokulu bir köydeydik

Hatırladığım kadarıyla şubatin 12 si saat 13.30 vururken evimizin arka bahçesinde çapa yapıyorduk çapa yaptıkça güneş bizi yakiyor bizi yaktikca susuyorduk sonunda mola vakti gelmişti yemekleri yedik muhabed ettik yine çapa yapmaya dönmüştük güneş yavaş yavaş kaybolurken bizde işimizi bitirmiştik herkes eve geçerken ben bahçede kaldım ve yarım saat daha çapa yaptım tam dönerken ayağıma bir kutu takıldı

Kutuyu olduğu yerden çıkardım ve içini açtım içinden eski püskü yırtık bir harita çıktı iyice bir göz gezdirdim ama hiçbir şey anlamadım ertesi gün köydeki bir antikaciya gitim haritayı gösterdim antikacı saatlerce bakti ve şöyle dedi

ANTIKACI= bu harita eski mısır kiralının hazinesinin gizli olduğu bir harita hazinenin olduğu yer
Dört duvarlı yukarıya çıkıldıkça daralan bir piramit bu piramit mısırın KAHİRA bölgesinde piramitlerin arasında en büyük olan piramit .dedi

Antikacinin dediklerine pek inanmamıştı o gece hiç uyuymadim ertesi gecede sonraki gecede aradan yilar geçti ben büyüdüm 18 yasindaydim hatiralarimi karistirirken o eski haritayı buldum ve bi anda antikacinin dedikleri canlandı gözümün onunde o gece iyice düşündüm ve mısıra gitmeye karar verdim ertesi gün şehir merkezine inip ilk uçakla mısıra gitim

Yolculuk oldukça zor geçti sonunda yolculuk bitmişti ve mısıra gelmiştim hala olanlara inanamiyordum etrafıma bakına bakina piramitlerin olduğu yere gelmiştim ve en büyük piramiti aramaya başladım aramam yaklaşık 4 saati bulmuştu sonunda gelmiştim piramitin içine girmek için giriş aramaya basladim girişi bulunca içeriye girdim ve karanlık odaları gezmeye başladım atığın her adıma dikkat ettmeliydim

Çünkü her taraf mısır tuzaklariyla doluydu piramiti dolasiyordum dolastikca aynı yere geliyordum sanki bir labirent kafamı kaldırdım kaldırdığımda bir bosluk korkuyordum o karanlık piramitin içinde dolaştıkca yukarı çıktım o karanlık boşluktan bir odaydi bomboş karanlık bir oda bildiğim kadarıyla ölen firavunlri böyle odalara koyuyorlarmis çünkü öbür hayata kulansunlar diye sonra aklıma amerikan filimleri geldi gizli bir geçit olduğunu olabileceğini var sayarak etrafa dokunmaya başladım

Kuru kafa gibi bir asa vardı onu indirdim ve duvar dönmeye başladı duvarın ardına ilerledim sağ ve solumda iki oda vardı hangisini secmeliydim sağı seçtim ilerledim ve aynı yoldan geri geldim solu seçtim gitim gitim ve boş bir odaya geldim hiç bir şey yoktu ne bir altın ne bir mücevher bon boştu

O zaman anladım bunun bir düzmece olduğunu tam geri gelirken oda sağa sola sağlanmaya başladı ve tepemden aşağı altınlar mücevherler dökülmeye başladı ben altınları toplamaya başladım ama ters giden biseyler vardı

Girdiğim kapı kapanıyordu bir tercih yapmaliydim ya çıkacaktık ya da kalacaktım ben çıkmayı tercih ettim can havliyle koşuyordum çünkü piramit yikiliyordu koştum koştum sonunda çıkışa ulaştım dışarıdan piramitin yıkılışıni izliyordum izlerken agliyordum yapacak bir şey yoktu milyonlarca altın ve mucevher bir sırla yerin altına gömüldü ve bu sır benle ömür boyu giti .

GİZLİ HAZİNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin