4. Bölüm "Gerçekler"

22 2 0
                                    

Her bölümün başında yorum atmanızı rica ediyorum ama henüz okuyanlarımdan biri yorum atmadı bi kaç kendi arkadasım dısında yinede kötü bişeyle karşılaşmadım ama bir arkadaşım olayları hızlı atlıyosun dedi ve örnek olarak Henry babası ölüyo akşama kıza aşık oluyo dedi. Bu benim kendi mizah anlayışım diyebilirsiniz aslında işin esprisi birazda çünkü farkında olarak ve birazda okuyanların anlayıp gülmesi amaçlı yaptığım bişeydi onun dışında bu kitap 10-15 bölüm arası bitmiş olacak ve aklıma gelen yeni bir, deyim yerindeyse aşk hikayesi yazmayı düşünüyorum o yüzden olay örgüsünü hızlı atlatıcam. iyi okumalar yorum atarsanız sevinirim.

-

Mike ve Miley eşyalarını toplamışlardı. Amara gitmek için plan yapmaya başlamıştı ama Henry gitmekte kararsızdı. Kendini bildi bileli hep bu yerdeydi tamam 5 yıldızlı bir otel değildi ama tüm anıları ve her şeyi bu duvarlara arasındaydı annesinin ve babasının anıları da dahil.

Yukarıdan gelen sesler kesilmeye başlamıştı ve Henry' de eve son defa göz gezdiriyordu.

"Gitmek için hazırız." dedi Henry.

"Arkamızda iz bırakmamalıyız, eğer bizden bir şey kalırsa bizi bulabilirler."

"Haklısın Amara."

"Bu yeri bırakmak sizin için zor biliyorum ama bunu yapmak zorundasınız eğer hayatta kalmak istiyorsanız."

"Mike, Miley 2 dakika sonra gidiyoruz."

Son defa her şeyi kontrol ettikten sonra kapının önünde toplanmışlardı.

Henry yavaşça kapıyı açtı, dışarı çıkıp etrafı temkinli bir şekilde kontrol ettikten sonra onlara gelmelerini söyledi. Çıkışa doğru ilerlerken Mike ve Miley korku içindelerdi. Henry onlara sürekli "Her şey iyi olacak, her şey yoluna girecek." diyordu. Ve sonunda çıkışa ulaştılar. 

Etrafı kısaca bir süzdükten sonra yola devam ettiler. Etrafta kimse gözükmüyordu ama bu kimsenin olmadığı anlamına gelmezdi. 

Artık evden oldukça uzaklaşmışlardı. Saatlerdir yürüyorlardı ve artık dinlenmeleri gerekti. Dinlenmeleri için güvenli bir yere ihtiyaçları vardı. Ağaçlık bir alan bulmuşlardı, geniş gövdeli ve uzun ağaçlar. Burada durup dinlenmeye karar verdiler ve büyük bir ağacın dibinde ufak bir ateş yaktılar ve tulumlarını yere serip içine girdiler. 

Henry' nin "Rahat mısınız ?" sorusu ile muhabbet etmeye başladılar ve belkide 2 saati geçen bir sürede birbirleri ile konuştular. Gecenin ilerleyen saatlerinde hepsi uyuya kalmıştı ve ateşte sönmüştü.

Henry sabah uyandığında etrafında kimsenin olmadığını fark etti. Tulumlar yerinde duruyordu ama kardeşleri ve Amara orada yoktu. Şaşkınlıkla etrafına bakmaya ve onlara seslenmeye başladı. Tam o sırada bir tane asker elinde iple ona doğru geliyordu. 

"Hepsi elimizde bizimle gel kimsenin canı yanmasın." dedi Aeon' un askeri Henry' e.

"Tamam. Ama onlara zarar vermeyin." dedikten sonra Henry teslim oldu ve asker onun ellerini bağladı. Asker onu kardeşlerinin ve Amara' nın yanına götürdü. Burası bir asker kampına benziyordu. Onlarca, yüzlerce asker olabilirdi belkide. 

Henry kafasından kaçma planları yapıyordu. Amara onlara sakin olmalarını ve bu durumdan kurtulacaklarını söylüyordu. 

"Yapması da söylemesi kadar kolay olsaydı keşke."

"Merak etme Henry sizi buradan çıkaracağım."

"Aslında bunu nasıl yapacağını merak ediyorum."

"Düşünüyorum."

O sırada askerlerden biri onlara doğru geldiğini fark ettiler. Asker geldiğinde hepsini sırayla inceledi ve en sonunda Miley' i kaldırdı ve götürmeye başladı. Henry ve Mike hemen ayağa kalkıp peşinden koşsa da diğer askerler onları tuttu ve zorla oturttular. Henry askerlere "Kardeşimi nereye götürüyor, bilmek istiyorum!!" diye bağırıyordu sürekli. Ama onu pek umursamıyorlardı. 

Bağırmalar devam ederken atın üstünde biri onların olduğu tarafa doğru gelmeye başladı. Amara kafasını başka tarafa çevirerek kendini saklamaya çalışıyordu. Henry ile göz göze geldiler. Henry, Amara' nın amacının ne olduğunu anlamaya çalışırken atlı adam onların önüne gelmişti.

Atından yavaş ama emin bir şekilde indi ve "Amara, Kumandanımız Aeon' un kaçak kızı sonunda yuvaya dönmüş." dedi.

Henry ve Mike şaşkın, kırgın ve öfkeli bir halde Amara' ya bakıyorlardı. 

"Amara.. Sen... Aeon' un kızı.." Henry öfkeden konuşamaz hale gelmişti.

"Henry sandığın gibi değil. Hayata gelirken ailemizin kim olacağını seçemiyoruz. O benim babam ve bundan utanç duyuyorum. Bu yüzden sürekli kaçıyorum onunla birlikte yaşamayı ve onun hayatını yaşamayı istemiyorum ve hiç istemedim. Lütfen anla beni ve beni affet."

Henry cevap vermedi sadece kafasını öne eğdi. Ve beklemeye başladı.

Son UmutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin