Evet arkadaşlar günü birlik bir bölüm yayınlamayı düşünüyorum aklıma geldikçe yazıcam ve bunu sizlerle paylaşıcam "Son Umut" adlı kitabımı sonlandırmayı düşündüğümde(Ki daha buna çok var) bir aşk kitabı yazmayı düşünüyorum taslaklarını yavaştan hazırlamaya başlıcam ve üzerinde düşünülmüş bir kitap olacağından daha çok beğeneceğinizi düşünüyorum. Kitabı okuyan arkadaşlar lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin teşekkürler şimdiden.
-
Sabah olduğunda ilk uyanan Henry olmuştu. Amara' ya bakmak için gittiğinde onun yatakta olmadığını fark etti ve hemen endişelenip etrafa bakmaya başladı ki içeriden Amara' nın " Günaydın." demesiyle irkildi.
"Sana da günaydın."
"Size kahvaltı hazırladım, en azından bu şekilde teşekkür etmek istedim ve birazda ortalığı temizledim."
Henry bundan memnun olmuştu.
"Teşekkürler, ben çocukları uyandırayım."
Kahvaltı bittikten sonra odaya büyük bir sessizlik hakim oldu.
Sessizliği bozan Amara oldu;
"Asker beni buraya kadar izledi üstlerine rapor vermiş olmalı takip ederken, burası güvenli değil artık bence gitmeliyiz."
"Hey, hey, hey! Orada dur bakalım o kadar çabuk değil. Senelerdir buradayız, defalarca arama yaptılar ve henüz bulamadılar."
"Dediğin gibi "Henüz"."
"O haklı." dedi Mike.
"Sana soran olmadı." diye sert çıkıştı Henry.
"Henry söylediğimin doğru olduğunu biliyorsun."
"Amara lütfen biraz düşünmeme izin ver bunu akşam konuşuruz."
"Peki."
Henry Amara' da garip bir şeyler olduğunu fark etmişti, sadece buna anlam veremiyordu. Aklında bir kaç soru vardı. Acaba gerçekten kimdi o ? Yalan söylemediğini nereden bilecekti. Doğru bilemezdi belkide ona karşı olan hisleri yüzünden ona inanmak istiyordu. Mantığını aklının uzak köşelerine attı ve hisleriyle ilerlemeye karar verdi. Babası her zaman ona "Hislerine güven onlar seni özel kılar." derdi. Acaba bunu derken neyi kastediyordu. Henry' nin aklındaki sorular git gide artıyordu. Artık bunlardan kurtulması gerekiyordu.
"Amara biraz gelir misin ? Seninle özel olarak konuşmam gerekiyor."
"Tabi."
İçeri girdiğinde arkasından kapıyı kapattı ve Henry' nin yanına oturdu Amara.
"Evet dinliyorum." dedi.
"Bana doğruyu söyleyeceğine söz verir misin ?"
"Tabi ki, söz veriyorum."
"Sen gerçekten kimsin ve o adamlar senden ne istiyordu ?"
"Size anlattım ya."
"Söz vermiştin biliyorsun dimi ?"
"Gerçekten anlattığım gibi oldu ?"
"Tamam bana ne olduğunu tekrar anlatır mısın ?"
"Evde ailem ile saklanıyorduk, sonra onlar geldi ailemi ve beni kaçırdı sonra ben kaçtım aşağıya inen bir tünel gibi bir şey gördüm sonra buradayım gerisini biliyorsun."
"Evet gerisini biliyorum, ama sen ilk geldiğin gün bize ailenin öldürüldüğünü söylemiştin ?"
"Hı, şey evet öyle olmuştu unutmuşum."
"Amara gerçekler, lütfen."
"Tamam size yalan söylediğim için özür dilerim ama anlatamam."
"Bana güvenebilirsin bunu biliyorsun."
"Lütfen zorlama beni kendimi pek iyi hissetmiyorum."
"İyi misin ? Neyin var ?"
"Ben... Bilmiyorum Aeon' un adamları gelip beni götürdüğünden beri bir tuhaflık var üstümde. Sanki içimde engellenen bir güç uyanmış gibi. İyi bir şey mi bilmiyorum ama kesinlikle karın ve baş ağrısına neden oluyor."
"Sanırım bu karın ve baş ağrısını biliyorum."
"Ne ? Nasıl yani ?"
"Bir kaç gün önce Aeon' un 2 adamını tek başıma yendim ve bu saniyeler içinde oldu nasıl olduğunu hatırlamıyorum bile sadece üstlerine doğru koştum ve gerisi yok. Bu olandan sonra senin de dediğin gibi karın, baş ağrısı gibi şeyler oldu ve tuhaf rüyalar görmeye başladım."
"Tuhaf rüyalar mı ? Ben henüz görmedim."
Konuşmalar ve karşılıklı sorular devam ederken yukarıdan sesler gelmeye başladı.
Bunlar Aeon' un araçlarının sesiydi, Amara' yı arıyorlardı. Amara kahvaltıda söylediğini yineledi.
"Henry burası artık güvenli değil, gitmeliyiz. Hemen!"
"Mike, Miley hemen hazırlanın araçlar uzaklaştığı an buradan gidiyoruz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Umut
FantasíaAçıklamada ne anlatmam gerektiğini tam olarak bilmesemde biraz kitaptan bahsedeyim. Aeon ve askerlerine karşı savaşını anlatıyor. Henüz daha gücünden haberi bile olmayan Henry'nin zamanla gücünü kontrol etmeyi öğrenip Aeon' a karşı insan güçlerinin...