Evet arkadaşlar 5. bölümle karşınızdayım bugün. Aeon' un nasıl biri olduğu ve nasıl göründüğü bir sonraki bölüme kalıyor ve Miley' nin nerede olduğunu da ilerleyen bölümlerde öğreneceksiniz size iyi okumalar diliyorum. Yorum yapmayı ve oylamayı lütfen ihmal etmeyiniz teşekkürler.
-
Henry tüm bu olanlardan sonra bitik durumdaydı, üstelik Amara ile ilgili gerçeği de öğrenmesi onu tamamen tüketmişti. Ne yapacağını bilemiyordu ama kardeşlerini koruması ve bu durumdan kurtulmaları lazımdı. Ama bunu nasıl yapacaktı ? İşte bu soru kafasının karışmasına neden oluyordu.
Bir an önce bu durumdan kurtulup kız kardeşi Miley' i bulması gerekiyordu. Onu nereye götürmüşlerdi ? Hiçbir fikri yoktu.
"Amara ?"
"Evet, Henry ?"
"Miley' i nereye götürdüler ?"
"Bilmiyorum ama bulmana yardım edeceğim."
"Senden yardım isteyen olmadı."
"Henry, lütfen en azından yardım etmeme izin ver."
"Senin yardımını istemiyorum. Bana ve kardeşlerime yalan söyledin, babamın ölmesine sebep oldun. Bunun senin suçun olmadığını düşünmek istedim ama bu tamamen senin suçun. Keşke o kapıyı açmadan babamı durdursaydım."
"Gerçekten böyle mi düşünüyorsun ?"
"Evet."
"Tamam o zaman."
Amara arkasını döndü göz yaşlarını saklamaya çalışıyordu ve Henry' nin haklı olduğunu düşünüyordu hepsi onun suçuydu oraya hiç gitmemeli, evden hiç kaçmamalıydı. Henry' i bu durumdan kurtarmalı ve kendini affettirmesi gerekiyordu. Ama bu durumda bu çok zordu.
Henry Mike' ın yanına oturdu ve kaçış için plan yapmaya başladılar. Evet bu kolay olmayacaktı ama imkansızda değildi. Bunu birlikte yapabilirlerdi ama Amara' yı burada bırakmak Mike' a yanlış geliyordu ve Henry' e sordu;
"Henry sana da Amara' yı burada bırakmamalıyız gibi geliyor mu ?"
"Onun yüzünden babamız öldü. Miley kayıp, hâlâ hayatta mı onu bile bilmiyoruz bunların hepsi onun suçu bunu nasıl söylersin."
"Bunların onun suçu olmadığını benim kadar sende biliyorsun. Öfken yüzünden kendine hakim olamıyorsun."
"Mike, sus ve kaçış planı yapmama yardım et."
"Evet ama ben Miley ve Amara olmadan hiçbir yere gitmiyorum."
"Mike hemen buradan kaçıp Miley' i bulmalıyız."
"Evet, Amara ile birlikte."
"Bunu daha sonra konuşuruz."
Henry tüm dikkatini kaçış planı yapmaya vermişti. Bir an önce kardeşini bulmalıydı. Mike' ın dedikleri kafasını kurcalıyordu. Bir yanı onun haklı olduğunu ve Amara' nın bunlarda suçu olmadığını en azından isteyerek olmadığını biliyordu, ama diğer yanı o Amara' yı öldürmek istiyordu tüm bu olanlar yüzünden.
Henry kaçış planı üzerinde çalışırken bir adamın onlara seslendiğini duydu ve geri döndü.
"Gelin, kumandanım sizi görmek istiyor. Hepinizi."
Askerler onları yerlerinden kaldırdı ve kollarından tutup sürüklercesine onları götürmeye başladı. 5-10 dakika civarı yürüdükten sonra onları bir aracın arkasına bindirdiler. Hapishane arabalarına benziyordu ama aracın arka tarafında hiç ışık yoktu sadece aşağıda çok ufak bir hava boşluğu vardı. Nereye gittiklerini anlamaya çalışan Henry daha fazla dayanamayıp Amara' ya sordu.
"Bizi nereye götürüyorlar ?"
"Karargaha 'Büyük Kumandanlarının' yanına."
"Acaba Miley' yi de oraya mı götürdüler." dedi Mike.
"Üzgünüm bilmiyorum."
Henry' nin siniri kardeşini bulana kadar geçmeyecekti ve Amara' da bunun farkındaydı o yüzden onlara sonuna kadar yardım etmek istiyordu.
Saatler birbirini kovalarken sonunda araç durmuştu. Ve bir ayak sesi duyuldu, ve biri gelip kapıyı açtı. İçeri gelen ışık yüzünden hepsi kör gibi olmuştu ve kendilerine gelmeleri bir kaç saniyelerini aldı. Kapıyı açan adam uzun boyluydu 2 metre gibi duruyordu. Amara; "Bu Odary, babamın özel koruması sanırım bizi almaya gelmiş." diye bilgi verdi Henry ve Mike' a.
Odary onları tutup aşağıya indirdi. Henry "Kardeşim nerede ?" diye bağırdı. Ama hiçbir cevap alamadı yine. Odary onlara saray benzeri bir yeri gösterip ilerlemelerini söyledi. Onlar önden giderken oda arkadan onları takip etti. Kapıdan içeriye girdiklerinde Henry gözlerine inanamadı. Cennet gibi bir yerdi burası hiç hayalindeki şeytan inine benzemiyordu. Renkli duvarlar ve o duvarlara asılmış bir sürü resim, tarihi eserler, odanın tam ortasındaki büyük havuz ve büyük güzel bir taht benzeri bir şey. Henry bunlardan etkilenmişti, dünyayı ele geçirmek isteyen bir insandan tüm bunları beklemezdi.
Odary ilerlemeye devam etmelerini söyledi. Büyük tahta doğru ilerlemeye devam ettiler ve orada kafası başka yöne dönük bir adam gördüler. Biraz daha yürüdükten sonra Odary onları durdurdu ve "Efendimiz kızınızı ve arkadaşlarını yakaladık. Onları buraya getirdik emrettiğiniz gibi." dedi.
Aeon onlara doğru döndü ve "Benim güzel kızım ve arkadaşları, evime hoş geldiniz." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Umut
FantasyAçıklamada ne anlatmam gerektiğini tam olarak bilmesemde biraz kitaptan bahsedeyim. Aeon ve askerlerine karşı savaşını anlatıyor. Henüz daha gücünden haberi bile olmayan Henry'nin zamanla gücünü kontrol etmeyi öğrenip Aeon' a karşı insan güçlerinin...