Macera başlamıştı galiba ama ufak bir sorun vardı. Benim rengim diğer insanlarınki ile ayni değil, halam bana bu konu hakkında işimin çok zor olduğunu söylemişti. Gemiye bindim, çok küçüktü. Eşyalarım yanımdaydı. Nereye gidiyoruz diye sordum kapatana. Bana: "Aptal mısın sen nereye gittiğini bilmiyor musuon?" dedi. Aslında bilmiyordum ama ağzımı kapalı tuttum. Çok geçmeden arkadan birisi benim sorduğun sorunun aynısını sordu. Kaptanın cevabı şu oldu: "Efendim Napoli' ye gidiyoruz. Yolculuğumuz yaklaşık 5 gün sürücek. Başka bir şey var mıydı efendim?" dedi. Şok olmuştum. Ben sorduğumda neden böyle bir cevap almadığımı anlamam çok uzun sürmedi. Öncelikle soran kişi bir bayandı ve rengi beyazdı. Yani bundan sonra tüm insanlar bana böyle bir muamele yapacak diye düşünmeye başladım. Güzel şeyler düşünerek kendimi pozitif yönden etkilemeye çalışıyordum. Bir şekilde bunu öğrenmem lazımdı. Oturuduğum yerden kalktım ve o bayanın yanına gittim. Bayan onun yanına gülümseyerek oturduğum an oradan kalktı ve başka yere geçti. Ne olduğunu anlamamıştım. Çok geçmeden kadının yerine biri oturdu. Bu kişi erkek ve benim gibi siyahi idi.
Bana çok sevecen yaklaşmıştı. Bende aynı şekilde ona karşılık verdim. Eşyalarımı eskiden oturduğum yerden aldım ve yanıma getirdim. Adı Richard dı. İkimiz birbirimize hayatlarımızı anlattık ve çok güzel zaman geçirdik. Galiba dışarıdaki ilk dostumu bulmuştum. Artık konusacağımız herhangi bir şey kalmadığı zaman zaten Napoli' ye varmıştık. Eşyalarım ile aşşağı indim. Etrafa bakıyordum. Nerede kalıcağımı düşünüyordum. Richard bana gözlerimi olurmuş gibi: "Bende nerede kalıcağımı düşünüyorum merak etme." dedi. Bir sokağa girdik ve sokakta eşyalarımızı yanımıza koyarak uyumaya çalıştık. Sabah sağ salim kalktık. Kalabileceğimiz bir yer arıyorduk. Araken etrafta insanların yerde oturup ellerini açtığını ve para istediklerini gördük. Richard bana bu teklifi sundu benim her ne kadar gönlüm el vermese de en azından bir şeyler yemek için bunu yapmamız gerekiyordu. Ama bu bana haksız kazanç gibi gelmişti. İlk fırsatta bunu bırakacaktım. Bizde Richard ile oturup o insanların yaptıkları şeyleri yaptık. Günün sonunda 50€ kazanmıştık. Bizim için gerçekten önemli bir miktardı. Gittik ve yemek yedik. Ardından bizim gibi yapan insanların ne yaptığını merak ettik. Onları takip ettik. Tüm o para isteyen insanların evleri ve arabaları vardı. Bazılarının mutlu yaşantıları bile vardı. Sadece rol yapıyorlardı, çalışarak kazanbilirlerdi. Tekrar akşam olmuştu burda bir ev almak zorundaydık çünkü geceleri üşüyorduk. Ardından bir iş arıyacaktık. Yaklaşık bir ay boyunca sokakta kaldık. İnsaların ellerini açarak para istedikleri eylemin adını duyduk: Dilenmek. Her gün toplam 50€ kazanıyorduk. Hemen hemen her gün belirli bir miktarda para arttırdık temel ihtiyaçlar dışında. Çok zor zamanlar geçirdik. Richard ile ben hemen hemen her gün üşüyorduk. Giyecek başka kıyafetimiz olmadığı için sürekli aynı şeyleri giyiyorduk. Bunlardan dolayi bir eve sahip olmak zorundaydık. Arttırdığımız paralar ile çok küçük de olsa bir ev aldık. Sonunda bir evimiz vardı. Ev antika gibiydi ancak bizim işimizi görmeye yetti. Ev bi apartmanın en alt katındaydı. Artık dilenmemize gerek yoktu. Çalışmak istiyorduk. Çünkü dilenmek ikimizin gözünde haksız kazanç elde etmekti. İş aramak üzere evden çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vazgeçtin Mi?
RandomNe olursa olsun herkes eşittir, herhangi bir insan başak bir insandan asla üstün değildir. İnsaları sevmek istiyorsanız renk, cins, ırk ayırt etmeden sevin. Ne olursa olsun asla vazgeçeme. Yürürken önüne bir kaya yığını düşse de ayağın kırılsada yü...