Lise 2. sınıftım. İlk senemi zar zor geçirmiştim. Çok dandik bir okulum vardı ve okuldaki tiplerin benimle bir marazı vardı. 'Sorunları neymiş?' diyecek olursanız demeyin. Ben de bilmiyorum..Yeni okuluma ilk adımlarımı atmaya başladım. Bu okul için başka bir şehire taşınmıştık. İzmir'in ara sokaklarından gitmeye karar verdim. Çünkü oldum olası ara sokaklar daha kestirme ve hoş gelmişti bana.
Okulum eve pek uzak sayılmazdı. Yürüyerek 7 dakika, araba ile 3 dakikada varılıyordu. Yolları keşfetmek için bilerek evden erken çıkmıştım. Yavaş yavaş yürüyordum hala. Bir yandan da etrafa bakınıyordum.
Saat sabahın 6'sıydı. Sokaklar bomboş, ıssız ve sessiz. Hava daha aydınlanmamış. İşte en sevdiğim vakit! Doya doya yaşamak için bu anı, daha da yavaşlattım adımlarımı. Hala ayılamamış olmanın verdiği mayhoşluk, her an uykuya dalacakmışım gibi hissetmemi sağlıyordu.
Bir dükkanın önünden geçiyordum ki birden dükkanın alarmı çalmaya başladı. Allahım ilk günden mi?! Hemen çevreme bakındım ve koşmaya başladım. Çevikliğim ve zayıflığım böyle durımlarda işime çok yarıyordu. Nereye koştuğumu bilmeden koştum biraz. Sonra aklıma geldi, saat kaç olmuştu? Sol bileğimdeki kazağı sıyırıp saate baktım;06:45. 45 dakika ne kadar çabuk geçmiş diye içinden geçirip adımlarımı hızlandırdım.
Yeni okuluma ilk adımımı atmıştım. Karşımda şehvetli mi şehvetli bir bina, onun yanında da yine o binadan az kalmayacak bir ek bina. Buranın okul olduğundan emin miydik??? Çünkü gerçekten hiç mi hiç benzemiyordu. Vakit kaybetmeden okuldan içeri girdim. Çok lükstü. Benim için fazla lüks.
Sınıfımı öğrenmek için müdürün odasını aramaya başladım. Kolayca buldum da. Kapıyı iki kez tıklatıp 'GEL!' sesinin duyulmasını bekledim. Beklenen alarm gelince de hemen içeri girdim. Biraz utangaçtım. "Şey... Ben-" lafımı kesmesine sinirlenmiştim. "Bu okula yeni geldin ve sınıfını arıyorsun değil mi? Onlara müdür yardımcımız Nebile Hanım bakıyor." dedi. Kel kafası güneşin ilk ışıklarıyla parlıyordu ve koca göbeğinin kafasından bir farkı yoktu. "Peki.. Teşekkür ederim..." deyip odadan çıktım. Kapının yanındaki isme bakınca adının Berke Erkencigil olduğunu gördüm. Erkencigil?
Yeni okulun heyecanıyla Nebile Hocamızın(!) odasını aramaya başladım. Müdürden daha uzun sürede bulmuştum. Yine kapının yanındaki isimliğe bakınca, Nebile Hanım'ın da soyadının Erkencigil olduğunu farkettim. Bunlar karı-koca falan mıydı?
Kapıyı yine iki kez tıklattım ve gelen ince ve nazik kadın sesiyle içeri girdim. Karşımda gayet güzel, otuzlarında, kumral bir kadın oturuyordu. Ben de güzeldim, fakat bu kadın bir harikaydı dostum! "Ee şeyy... Ben-" Aaah yeter ama! İkiz falan mısınız siz? "Yeni geldin ve sınıfını öğrenmek için Müdür Bey tarafından gönderildin değil mi? Hımm. Hemen bakalım... Ceren Asyalı. 10-G sınıfındaymışsın tatlım. G sınıfı proje sınıfımızdır. Galiba sen de çalışkan öğrencilerdensin." deyip göz kırptı. " Ee, teşekkürler." dedim ve gülümsedim. Tam çıkacakken "Unutmadan! Numaran 255!" deyip seslendi. Arkamı dönüp başımı salladım ve sınıfımı aramaya koyuldum.
Yaklaşık 20 dakika boyunca tüm katlara baktım. Sonradan farkettim ki, bu okulun birek binası vardı. Kesin sınıfım oradaydı.
Koşa koşa sınıfımı aramaya başladım ve hemen buldum. Giriş kattaki ilk sınıftı. İçeri girdim ve sınıfı incelemeye başladım. Kapının hemen yanında tahta vardı, taktanın yan taraflarında da dolaplar. Öğretmen masası tahtanın solunda kalıyordu. Tahtanın tam karşısında sıralar ve sıraların hemen arkasında da 3 tane pano. Duvarlarda çeşitli resim çalışmaları vardı. Gerçekten çok güzellerdi.
Sınıf 'Duvar Kenarı' ve 'Cam Kenarı' olmak üzere ikiye ayrılmıştı. Duvar kenarındaki grup, birbirleriyle çok samimiydi, yüzlerinden gülümseme eksik olmuyordu. Cam kenarındaki grup ise, camı sadece üst sınıflardaki erkeklere ağzı sulanarak bakanlardan başka birşey değildi. Duvar kenaraındaki gruba doğru ilerledim. İçlerinden bir kız "Bu sene yeni bir kız gelecek diyorlardı, o sen misin yoksa??" diye heyecanla sordu. Cevap olarak "Bu sınıfta benden başka yeni bir kız yoksa, bahsettiğiniz kız benim galiba" dedim gülerek. Benim gülmemle grup da gülmüştü. Çok samimi gözüküyorlardı.
Beni hemen içlerine aldılar. Kendilerini de tanıtmayı unutmadılar. Benimle konuşan Melek dışında Roza, Nisa, Rukiye, Emre, Bora, Melih, Burak ve Ali vardı. Muhabbetleri baya sarıyordu.
------------ 3 ders sonra
Dersler boştu. Muhabbet sohbet gidiyorduk. Su almak için bizim gruptan ayrıldım ve kantine doğru ilerlemeye başladım. Yanlışlıkla bir kıza çarpmamla beynim kendine geldi. "Pardonn. Çok özür dilerim." dedim. Ama ne yazık ki "TIRNAĞIM KIRILDI SLK.SS" diye bir karşılık aldım. Konuyu uzatmak istemeyip yoluma devam ettim. Kız gözümü bir yerden ısırıyordu ama... Yazar notu: Ya şimdi 'belki çiğnemiştir..' vb. yorumlar atmayın lütfen, ağlayasım geliyo dkdjdk
Suyumu içerek sınıfıma gittim. Yerime oturdum ve telefonumla oynadım biraz. Sonra annemden bir mesaj geldi ; "İlk günün nasıl geçiyor kuzum? :)" Hemen cevap yazdım. "Çok iyi annem. Proje sınıfındaymışım, söylememiştin? :)" yazıp cevap beklemeye başladım. Kısa bir süre sonra cevap da geldi. "Evet kuzum. Bilerek söylemedim sürpriz olsun diye :) Hastam geldi kızım sonra görüşürüz :)" Demek bilerek söylemedin anne. "Sonra görüşürüz. Seni seviyorum." yazdım.
Üzerimde bir göz hissediyodum. Etrafıma bakımdığımda kavga ettiğim kızın bizim sınıftan olduğunu ve bana kötü kötü baktığını gördüm. Ben de ona kötü bakışlarımla karşılık verdim.
O sırada bizim grubun erkekleri gelmişti. Benim o kıza öyle baktığımı görünce Ali hariç diğer erkekler yanıma geldi ve benim için konu açtılar. Ali ise kızın yanına gitmiş ona bir şeyler söylüyordu. Kızın suratı ise renkten renge, şekilden şekile giriyordu. Acaba Ali ne söylemişti?
-----------•-------------•----------
Nihayet boş derslerimiz bitmişti. Eve gidiyorduk. Benim evimle aynı yolda Burak ile Melih'in evi vardı. Üçümüz ilerlemeye başladık. Kahkahalarla yolu tamamladık ve ilk durağımız Burakların evine geldik ve vedalaştık. O eve gidince Melih ile ilerlemeye devam ettik ve bu sefer benim durağıma geldik. Melih ile de vedalaştım ve eve girdim.
Hemen üstümü değiştirip televizyonun karşısına geçtim ve telefonumu elime aldım. Eski okulumdaki samimi arkadaşlarımla biraz sohbet ettikten sonra uyumaya karar verdim.
——————•——————
Okulumun ikinci gününe alarmımın berbat sesiyle uyanarak başladım. Hazırlanıp evden çıktım. Kapımın önünde Melih'i görmemle biraz şaşırsam da bozuntuya vermedim ve "Ooo Melih. Bodyguardlığımı mı yapacaksın?" deyip güldüm. Söylediğime o da güldü ve " Evet Ceren Hanım. Bundan sonra yeni bodyguardınız benim." dedi yine gülerek. Küçük bir kahkaha attım ve merdivenleri inmeye başladım. Son üç basamak kala elini uzattı. Kısa bir süre eline baktım ve ne yapmaya çalıştığını anladım. Yine gülerek elini tuttum. Ardından da balodaki bir prenses edasıyla son üç basamağı da indim. Evet çok maldık. Ama birbirimize maldık.Merdivenden iner inmez elini belime koydu ve beni Buraklara doğru yönlendirmeye başladı. Normalde olsa çoktan o elini kırmıştım ama, içimde bir güven vardı Melih'e karşı..
.........BİTTİİİİİ.........
Arkadaşlar bu benim ilk kitabım. Kitabı tek yazmıyorum. NisaAyta ile birlikte yazıyoruz. Onun da Yanlış Adımlar adında bir kitabı var. İsterseniz bakabilirsiniz. Yazım yanlışı veya beğenmediğiniz bir yer olursa yorumlarınızı bekliyorum. Herkese iyi geceler!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Kız
HumorYeni okuluma ilk adımımı atmıştım. Karşımda şehvetli mi şehvetli bir bina, onun yanında da yine o binadan az kalmayacak bir ek bina. Buranın okul olduğundan emin miydik???