*5*

5 0 0
                                    

Multimedia, İris
Zaman geçiyordu. Ama bizdeki Cengiz korkusu geçmiyordu. Sanki bi yerden çıkıp 'yakaladım seni' diyecekmiş gibi. Özgür çok çalışıyor. Ama onun bu kadar yorgun olmasına dayanamıyorum. Göz altları çökmüş, zayıflamış gibiydi. Deniz beni üniversite için çalıştırıyordu. Verdiği testleri çözüyordum. Dersler konusunda bir sıkıntım yok. Daha doğrusu yoktu. Ama artık Özgür sayesinde var. Onun için endişelendiğimden aklım hep onda. derslerime odaklanamıyorum. Ve eskisi kadar çok gelmiyor beni görmeye. Yoğun olduğu için sanırım. Semihi aradım.
"Alo Semih"
"Efendim İris"
"Özgür şirkette mi?"
"Evet de neden sordun?"
"Oraya gelicem"
"Saçmalama. Özgür çok kızar."
"Napıyım sıkılıyorum."
"Bekle bir saniye" arkadan Özgürün sesini duymamla sevindim. Telefonu onun aldığını anlayınca,
"Özgüür nolur geliyim. Çok sıkıldım."
"Burası eğlenmek için pek iyi bir yer sayılmaz İris"
"Ben eğlenmeye değil seni görmeye geleceğim."
"Ben geliyorum. Bekle beni." bir şey söylememe izin vermeden telefonu kapattı. Bende o gelene kadar üstümü giydim.  Ve hazırlandım. Kapının çalması ile merdivenleri üçer beşer indim. Özgürü görmemle boynuna yapıştım. Özledim yani sonuçta. Özgür de saçlarımdan öpüp oturdu.
"Evet ne oldu da sıkıldın bu kadar güzelim."
"Hiç bir şey"
"Anlamadım"
"Hiçbir şey olmadığı için sıkılıyorum."
"İris biliyorsun"
"Özgür iyi tamam da yani saklan saklan nereye kadar. Eninde sonunda bulacak. Cengizi biliyorsun. Bu evi pekala basıp beni alabilir. Ne Yavuz ne de babam burada oluyor gün içinde. Korumaları alt etmek ne kadar zor olabilir. Beni dışarda yakalabilecek adam burada da yakalar. Yanlış mıyım?"
"Bunun farkındayım. Ama burası daha az tehlikeli İris"
"Bana neden İris diyorsun" alayla,
"Bu güne kadar bakmadın mı"
"Hayır. "
"Normalde göze rengini veren saydam tabaka. İsim olarak da göznuru"
"Ben senin göznurun oluyorum."
"Yani sana dediğime gore evet."
"Ee napıyoruz bugün?"
"Sen evdesin ben işte, sevgili sözlüm."
"Tamam arkama istediğin kadar koruma takabilirsin ama çıkıyım artık." biraz düşündükten sonra,
"Tamam" dedi. Eline çikolata verilmiş çocuk edasıyla ellerimi çırptım. Üstümü değiştirmeden telefonumu ve biraz para aldıktan sonra çıktım. Peşimdeki orduyu umursamadan arabaya bindim. Şöföre sahile sürmesini söyledim. Sahile geldiğimde pek kalabalık yoktu. Biraz yürüyüş yapmaya karar verdim. Tam kulaklığımı takmışken biri omzuma vurup geçti. Bir mi dedim pardon öküzün teki. Kaputuna vurulmuş araba gibi çöktü omzum ya. Hayvan herif. Elimi cebime attım ve yürüyüşüme devam ettim. Elime çarpan kağıtlairkildim. Kağıdı açtım.
'Özgürün seni serbest bırakmış ha? Uğraştırmamış olacak. Teşekkürlerimi ilet. --Cengiz'
Bana vuran çocuk çoktan motoruna binip uzaklaşıyordu bile. Korkmadım değil. Korumalara haber verip eve döndüm. Herkes evdeydi. Bugün özel bir gün müydü ve ben hatırlamıyor muydum? Ya da sıkkınlık ve evde bunalmışlık bana halüsünasyon mu gösteriyordu? Sanırım ikiside değil. Çünkü eğer özel bir günse gülmeleri gerekir. Ve halisünasyon olsa Özgür bana sarılmazdı. Sonunda neşemi yerine getirip,
"Naber millet"dedim. hepsi teker teker Özgüre baktı. Özgür de babama. Babam,
"Annen gitmiş." şaşkındım. Nereye olabilir.
"Nereye?
" Cengiz'e" gülüşüm suratımda dona kaldı.
Kendimi toparlayabildiğimde ağladığımı farkettim.
"Ne demek ya? Ne işi var onun orada." sessizlik sinirimi bozuyordu.
"Ya konuşsanıza" babamın elime tutuşturduğu kağıda baktım.
Sevgili kızım;
Sana hiçbir zaman bir aile gibi olamadık. Bunun farkındayım. Ama herşey senin için. Başımızdaki bela yüzünden seni daha fazla üzmek istemiyorum. Artık hayatın sana da gülemesi gerekiyor. Ve malesef bunun için birilerinin mutsuz olması gerekiyor. Bunu unutma kızım. Hiç bir şeyin seni üzmesine izin verme. Seni her daim seveceğim. Bu hepimiz için en iyisi. Şayet bana birşey olursa seni yukardan izliyor olacağım. Seni seviyorum bebeğim. Kendine iyi bak.               Annen Melek
Birden kahkaha atmaya başladım. Ve bu odadaki herkesin aynısını yapmasını  umarak şaka olmalıydı. Kahkahamın arasında,
"Bahse varım bu saçma şaka Oğuzun başının altından çıktı." kimsenin gülmediğini görünce bi an kendime gelemedim. Babamın çalışma odasına gittim. Tabii peşimde bir ordu ile. Çekmecedeki silahı belime yerleştirdim. Özgüre bakıp,
"Arabayı hazırlayın, ve sizde hazırlanın. Baba sen burda kal." babam yıkılmış gibiydi. Ve neyle karşılaşacağımızı bilmiyorduk. Annemi ne şekilde görebileceğini de. En iyisi burada kalmasıydı. Babam ağzını açacakken,
"Baba lütfen."
"Üzgünüm kalamam kızım. Annen oradayken kalamam."
Her ne kadar razı olmasamda babamı yanımızda gelmişti. Hazalı aradım.
"Neredeler? Bir sinyal yakalayabildin mi?"
"Şehrin çıkışına doğru gidiyorlar vee hareket halindeler."
"Doğu mu batı mı"
"Batı" telefonu kapattım. Ve arabanın gazını kökledim. Ben ne ara bu kadar ailesini umursayan bir insan olmuştum bilmiyorum. Ya da annemi kurtarmak için neden bu kadar çırpındığımı da. Görüş açımıza Cengizin olduğunu tahmin ettiğimiz arabalar girince heyecanım arttı ve hızlı bir drift hareketiyle Cengizin arabasının önüne geçtik. Özgür inanamayan gözlerle bana bakıyordu. En öndeki arabayı durdurunca diğerleri otomatik olarak durdu ve peşimizden gelen koruma dolu arabalar etraflarını sardı. Arabadan indim,
"Cengiz arabadan in konuşacağız." diye bağırdım. Fazla mı kibarım ne? Cengiz arabadan indi. Elindeki silahın namlusunu anneme dayamıştı.
"Bizim burdan gitmemize izin verceksin yoksa o ölür." gerçekten karşında aptal mı var? Ona deli gibi aşık olduğunu ve asla öldüremeyeceğini ikimizde biliyoruz.
"İstersen öldür. Ben kendi intikamımı almaya geldim."
Herkesin yüzü bana döndü. Ama Özgürünki değil. O anlamıştı. Zeki sözlüm benim. Cengiz,
"Ne demek lan annen o senin"
"İstesem burda beni küçücük bir çocukken bıraktığı için onu da öldürebilirim. Biliyorsun değil mi?" korumalardan biri elinde Cengizin oğlu ile gelince gülümsemem ağzıma iyice yayıldı. Özgüre eğilip,
"işaretimle ikisinide vuruyorsun. Yani babayla oğlunu"elimde Cengizin oğlu Selçukla Cengize seslendim,
"Sencede bu sahne biraz tanıdık değil mi Cengiz?" aklıma Özgürün beni Cengizin elinden kurtardığı zaman aklıma geldi.
"Şimdi eğer oğlunu tek parça istiyorsan kadını ver." bilerek böyle konuşuyordum. Değersiz sansın diye.
"Neden hala kadının peşindesin o zaman?"
"Çünkü ona kendim ceza vericem de ondan"
"Ama oyuncu değişikliği yapmak istiyorsan pekala Selçukla oynayabilirim. Bu arada Selçuk kapıya kadar geliyorsun beni görmeden gidiyorsun. Bakıyorum özlemişsin. Biraz özlem gideririz ha?" Cengiz,
"Tamam takas yapacağız"
"Ha şöyle yola geel"
Aynı anda ikimizde rehinelerimizi bırakmıştık. Annemle Selçuk aynı hizaya geldikten bira daha sonra Özgüre,
"Şimdi" diye fısıldadım.
Selçuğu sırtından, Cengiz daha uzakta olduğu için omzundan vurdu. Bildiğim kadarıyla omuriliğinden vurulan birisi ya felç kalır ya da ölü. Annem koşarak babama sarıldı. Girdiğimiz çatışmadan en az zararla çıktık. Ölümüz yoktu. Ama yaralı vardı sanırım. Eve geldiğimizde annem bana yanaşmıyordu bile. Sanırım şuan beni sadist bir manyak zannediyordu. Herkesin açıklama bekleyen bakışlarına dayanamayıp,
"Psikolojiden anlamazsmısınız siz ya? Annemi öldürecek olsam niye kurtarıyım."
"Şunu bir doğru düzgün anlatsana sen." dedi Hazal. Canım hiç bir şeyden haberi yok.
"Şimdi gittik önünü kestik adamın-" Oğuz lafa daldı.
"Ne kesmek ama ha görucektin drift yaptı resmen."
"İşte sonra ben de annemi ister ver ister verme ben kendi intikamımı almaya geldim gibi şeyler söyledim. Bunların hepsi bana bir tedirgin baktılar. Tabiki Özgür hariç. Sevgili sözlüm beni hepinizden iyi tanıdığı için planımı anlamıştı. Sonra gerizekalı Selçuk bizim korumalardan birine yakalanmış. İşimiz iyice kolaylaştı yani." Hazal,
"Vay be kızın içinden mafya çıkmış be."
"Zaten bundan sonra kendimi bu işlere vermeye karar verdim. Evinde saklana küçük kız olmak koymuyor değil." Özgür önce bana baktı sonra çocukalara dönüp,
"Şaka yapıyor bilirsiniz işte her zamanki İris"
"onu ilerde görücez canım ya"
"Hele bi olsun öyle bir şey" annem yanıma gelip boynuma sarıldı. Saçlarıma düşen damlalardan ağladığını anlayabiliyordum.
"Kızım... Teşekkür ederim." babamda bana gülümsüyordu.  Sonra kafamı kaldırıp soğuk soğuk güldüm.
"Evvet millet oyun başlasın"
Biraz kısa oldu üzgünüm^^

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 06, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SADECE SEVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin