Hala beni nasıl oynattığını düşünüp aklımı kaçırma noktasına geliyordum. Tanrım... O kız...! Onu bulursam...!
Kafamı öfkeyle avuçlarımın arasına aldım. Saçlarımı yolmak istiyordum. Beni nasıl kandırabilirdi! Ben... Ben ondan üstündüm! Beni nasıl yenebilirdi?
Onu bulmalıydım.
Ve içinde bir damla kan kalmayana kadar içmeliydim.
--
Yavaşça basık ve duman altı bara süzüldüm. Yüksek tempolu bir bas müzik yerine daha yavaş ve içimi coşkuyla dolduran bir şarkı çalıyordu. İçime işliyor ve kalp atışlarımı hızlandırıyordu. Kendimi sakinleştirmeye çalışarak çoktan kafayı bulmuş yeni yetmelerin arasından bar kısmına doğru ilerledim.
Evet, doğru bildiniz. Adını yeni öğrendiğim bir kadını bulmaya çalışıyordum.
Küçük Bir Not: İsmini adamlarından öğrendim. *Rica ederek*
Yüksek ve eski taburelerden birine çöktüğümde barmenin bile dikkatini çekememiştim.
"Bu müzik de nesi?" dedim lafa bir yerden girme ihtiyacı hissederek.
"Ne istiyorsun?" dedi umursamaz tavrıyla. "Doğrudan söyle."
Gizemli bir havaya bürünmüştüm. "Birini arıyorum." dedim. Sonunda dikkatini çekebilmiştim. İki yüzlük bir bank not koydum aramıza. "İsmi Phoenix." Birkaç iki yüzlük daha koydum.
"Phoenix..." dedi heceleri uzatarak. Birkaç iki yüzlük daha koydum. Para yönünden bir sıkıntım yoktu. Bu klişe sahneyi sabaha kadar oynayabilirdim. Sadece o kızı bulmalıydım. Bu yemek dışında kişisel bir mesele olmuştu artık.
"Bak, sana dostça bir tavsiye vereyim. O kadından uzak dur."
Sıkılmıştım. "Neden herkes küçük bir kızdan bu kadar korkuyor?" diye kükredim. Birkaç uçuk kafa bir saniyeliğine bize bakıp işlerine geri döndüler.
"Yerinde olsam böyle konuşmazdım." dedi kocaman açtığı gözleriyle. "Onun zevk için birlikte olduğu adamlar bile üç günden fazla yaşamaz, anladın mı beni? Bu işlerde yenisin, olmasaydın o kadının kim olduğunu, Tanrı aşkına, ne olduğunu bilirdin. Seni son kez uyarıyorum. Eğer onu kullanmak ya da anlaşma yapmak -ya da daha kötüsü öldürmek- falan istiyorsan kendin kaşınırsın. O işine yarayan adamlardan başkasını istemez." Derin bir nefes aldı, uzun bir konuşma olmuştu. "İyi birine benziyorsun. Yapma."
"Bana onun özelliklerinden bahset, bildiğin kadarıyla." deyip ekledim, "Ne kadar istersen veririm."
Biraz tereddütle anlatmaya başladı. "İlk piyasaya çıktığında on yedi yaşındaydı. Herkes onu küçümsemişti. Yani küçük bir kız ne yapabilirdi ki?" Derin bir nefes aldı. "O bunlara aldırmadı. İlk önce uyuşturucu baronlarıyla başladı. Sonra insan tacirleriyle. Onun sayesinde artık kimse çocuklara dokunamıyor. Ama sadece çocuklar. Bu seni yanıltmasın. Kaç tane cesedi olduğunu kimse artık sayamıyor. Gelişinin üzerinden sekiz yıl geçmesine rağmen şu an yer altında en çok sözü geçen kişi o." Biraz heyecanlanarak ekledi. "Beyaz sakallı şu korkunç mafyaların onun elini öptüğünü gördüm." Sonlara doğru iyice gülümsemişti. Sonra yavaşça gülümsemesi soldu. "Ama o korkunç biri dostum. Ona gerçekten bulaşmak istemezsin."
"Bana ayrıntılı bir dosya hazırla." dedim. "Fiziksel özelliklerine kadar her şey olsun."
"Ateşle oynuyorsun." Durup elime bir kağıt sıkıştırdı. "Ama istediğini yapmakta özgürsün. Bu parayı istiyorum."
Yavaşça kapıdan çıkıp soluklandım. İçerideki dumandan olsa gerek iyice başım dönmüştü. Barmenin anlattıklarını düşündüm. Tanrım, bir insan nasıl bu kadar çetrefilli olabilirdi?
Kızı merak ediyordum.
--
Birkaç gün sonra gündüz vakti bara gittiğimde barmen bu sefer ilgisiz bir tavır takınmamıştı. Aksine gergin bir tavırla alt dudağını kemiriyor ve en ufak tıkırtıda geriliyordu. Pişman bile olabilirdi.
Yanına gidip sarı, parayla dolu zarfı kaliteli mermerden tezgaha koydum.
"Evet?"
Kalın bir dosyayı tezgahın üstüne attı.
"Başımı belaya sokacaksın."
Duymazdan gelerek dosyayı aldım. Kibar bir adamdım, elbette çıkarken teşekkür etmeyi unutmadım.
Eve girdiğimde aylarca çıkmasını beklediğim bir kitabı satın almış gibi heyecanlıydım. Kahvemi alıp masama oturdum.
İlk sayfada göz gerdim. Yirmi beş yaşında... 1.75 boyunda... 50 kilo... Kumral...
Sayfaları çevirmeye devam ettim. 15 yaşında evden kaçmış... İlk cinayeti 16 yaşında... 17 yaşında yer altı işlerine bulaşmış... 20 yaşında sözü en çok geçenlerden biri olmuş...
Bir insan bu kadar genç yaşta nasıl bu kadar nüfuz sahibi olur? Nasıl bir ruhtur bu?
İlk operasyonu uyuşturucu adına... Çocuk pornosunu büyük ölçüde durdurmuş... Çocuk tacirliği...
Bu da neydi böyle? İyi biri miydi, kötü biri miydi göremiyordum. Çocuklara olan bu takıntısı bende çıldırtıcı bir merak uyandırıyordu.
Sayılamayacak kadar çok kişi öldürmüş...
Neredeyse her satırda bir ölü görüyordum. Para için öldürmüyordu kendi için öldürüyordu. Bazı çok özel kişilerin ricası hariç. Ancak o zaman para karşılığı öldürmeyi kabul ediyordu. Ve bu paralar azımsanacak paralar değildi.
Kız sürekli büyük oynuyordu.
Dosyayı biraz daha kurcaladıktan sonra bir anda ellerimin uyuştuğunu hissettim. Tanrım... Bunu nasıl anlamamıştım... Tam bir aptaldım. Bu kahrolası bir Hollywood filmi değildi. Bir barmen bu kadar şeyi bilemezdi. Bilse bile bu kadar cesur olamazdı.
Kız beni yemliyordu.
Kız benimle oynuyordu.
Ve bende küçük bir balık gibi ağına atlıyordum.
--
Barmenin yakasına yapışıp arka kapıdan çıkardım. Kapının yanındaki çöp konteynırının yanına iterken kükredim.
"Konuş!"
"Beni öldürür." diye fısıldadı. "Lütfen..."
"Benim ne olduğumu biliyor musun? -Ne olduğumu biliyor musun dedim?"
Adam titreyerek ellerini kaldırdı. "Dostum, sen kendinde misin?
Dişlerimin uzayıp vahşi bıçaklara dönüşmesine izin verdim. Tek hamlede adamın kafasını kopardıktan sonra dişlerimi açılan damarlara geçirdim. Öfkeden dolayı bedenim titriyor ve kan arzusu damarlarımda çağlıyordu.
--
Yarım saat sonra kendimden nefret ediyordum.
--
Birkaç kere yattığım yerde döndüm. Cesedin geldiği son hal benim bile tüylerimi ürpertiyordu. İnsanlığa ve Tanrı'ya olan saygımı ne zaman yitirmiştim? Kendi arzularım uğruna öldürmeyi ne zaman doğru bulmaya başlamıştım?
Aptal bir merak ve aşağılık kompleksi yüzünden öz saygımı kaybetmiştim. Üstün olduğumu düşünüyordum.
Ben bir vampirdim, megoloman bir cani değil.
Kafamı dağıtmak ve biraz zaman öldürmek için bilgisayarıma uzandım.
Yeni bir mail vardı:
--------------------------------
Beni merak etmene sevindim, ama bir daha ki sefere çöpünü temizlemem.
-Phoenix
--------------------------------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
T.T.K.
VampiriKorku yok. Aşk yok. Sınır yok. Acıma yok. - Kan var. Ve bir de vampir. "Bir milyon cam kırığı, Beni geçmişimden avlıyor. Tüm umutlar yıkılıp Yıldızlar bir araya gelmeye ve ışık solmaya başladığında, Bil ki korkmayacağım." [Sam Smith] -- Kız mırıldan...