Tüm derslerde Deniz bana sürprizimin ne olduğunu sorup durmuştu. Ve bizde en sonunda dayanamayıp okuldan kaçmıştık. Onun için hazırladığım deniz kenarındaki beyaz tüylü mavi gözlü köpeği görünce neredeyse bayılacaktı. Bir an acaba alerjisi mi var diye düşünmedim değil hani.
"Beğenmedin mi?" Diye sordum beğendiği bilerek. Çünkü kız olmak bunu gerektirir.
"Yo hayır bayıldım. Gerçekten. Söyleyecek söz bulamıyorum. Sen hep bana böyle sürprizler yapacaksan her akşam sana hediye alırım."
"O kadar da değil herhalde." Deyip göz devirdim.
Güldü.
"Bana bak Deniz. Bu köpeğe kendinden iyi bakıyorsun çünkü Fenerbahçe maçı için biriktirdiğim paranın tamamı gitti!" Dedim.
Övünmek gibi olmasın ama koyu Fenerliyim. Sksaksjjjk
"Ta tamam" Dedi. Neye kekelediğini bende anlamadım ama neyse.
"Artık okula dönelim mi? Abim öğrenirse iyi şeyler olacağını sanmıyorum. Dün biraz atıştık da." Dedim.
"Peki" Dedi ve arabaya doğru yürümeye başladık.
Evet arabası var. Hem de Porsche.
Anladınız mı?
Porsche
Porsche
İnanabiliyor musunuz?
Porsche
Para sıçıyo galiba.
Porsche'u var!!
Deniz'in
Porsche'u
Var.!!
Adaletine dünya....
"Geldik"
Etrafıma bakındığımda okul yerine-şaka şaka okuldaydık.
"Gidelim" dedim ve zil çalmadan sınıfa varabildik.
Hale, Cem ve Akın bize meraklı gözlerle bakarken biz ise hiçbir şey olmamış gibi sıramıza oturduk.
Bir sonraki ders Cinnet Ahmet'indi.
Bu adamın kesinlikle diyorum bana Haleye ve Akına karşı bir garezi vardı. Ve tabii yeni gelen ve hemen bizim tayfaya ayak uyduran Deniz ve Cem..
Gökçeyi unutmamak lazım..
"Ecee!" Diye yanıma koşan bir Gökçe gördüm.
"Efendim kanki??"
"Kanka Cinnet Ahmet'i sinir etmek istiyorum ama kimse bana yardım edemez. Çünkü kimse sen değil. Bana yardım edecek tek kişi sensin. Bana yardım et"
Gururum okşandı
"Ne yapıcaz?"
"Bak şimdi benim elimde bu üzerine oturulduğunda gaz sesi çıkartan şey var. Ama Cinnet Ahmet bunu oturmadan önce göreceği için kamufle etmemiz gerekiyor."
"Anladım. Bi saniye" deyip ayağa kalktım be sınıfa bağırdım "MAKET BIÇAĞI VEYA ÇAKISI OLAN VAR MI????!!!!!??"
"Benim var. Al Ece" Dedi Deren ve bana doğru uzattı. Sıramdan kalkıp teşekkür edip aldım ve sandalyenin oraya geçtim. Allahtan okul sandalyesinin içi süngerliydi. Sandalyeyi görünmeyen bir yerden kestim ve içindeki süngerden biraz çıkartım onun yerine Gökçe'nin elindekini koydum. Ve süngeri çöpe attım. Yırtık olan taraf zaten görünmediği için pek bir şey yapmadım. Sınıfta sadece birkaç kişi bizi görmüştü. Pek takmadım. Ve Gökçeye sırıttım.
"Oldu mu kanka?"
"Süpersin Ece. Bayılıyorum sana! Oldu oldu. Hadi geliyor Cinnet."
Dedi ve hızlıca yerlerimize oturduk. Cinnet Ahmet içeri girer girmez Deniz bana
"Bu yaptığınız doğru değil ama keyifle izlicem" deyip sırıttı. Bende sırıtıp "biliyorum ve bende" dedim ve eğlenceyi izlemeye başladık.
"Evet arkadaşlar bugün size bir sürprizim var. Ah, tabii ki SÜRPRİZ SINAV!" Deyip kahkaha attı ve anında eski haline dönüp kaşlarını çattı.
Masanın üzerine oturunca Gökçeyle aynı anda birbirimize bakıp somurttuk.
Sessiz bir of çekince Deniz daha ne olduğunu anlamadan bana sarıldı ve yine saçlarımı koklayarak şarkı mırıldandı. Ne olduğunu seçemiyordum ama sanırım Lana Del Rey'den bir şeyler mırıldanıyordu.
Bu hoşuma gitmişti. Bende Denize biraz daha sokuldum ve şarkısını dinlemeye başladım. Cidden çok hoş ve mayıştırıcı bir sesi vardı.
O sırada aniden gelen bir sesle sınıf kahkahalara boğuldu. Deniz ve bende dahil tabii. Cinnet Ahmet sandalyeye sonunda oturmuştu. Gökçeyle birbirimize bakıp önce sırıttık ardından kahkahalara boğulduk. Cinnet Ahmet yüzü kıpkırmızı bir şekilde sınıfı terk etti. O sırada nedensizce başımı Deniz'e çevirmek istedim. Ona baktığımda bana bakıyor ve gülümsüyordu. Yüzümdeki kahkaha yavaş yavaş sönüp tebessüme dönüşürken dudaklarına baktım. Neden bilmiyorum ama bir an olsun o dudakları öpmek istedim. Ben ki daha hayatı boyunca hiçkimseyi öpmeyen birisi. Ben ki daha bir erkeğin bile elini tutmayan insan şuan karşımdaki kişinin dudaklarının tadına bakmak istiyordum. Ve o an fark ettim ki o da benim dudaklarıma bakıyor. Kalbimde veya midemde bir şeyler oluyor demiyeceğim çünkü karık boşluğumda bir şeyler salsa yapıyor gibi hissediyordum. Ve bu his tüm vücudumun titremesine sebep olacak bir histi. Kendime gelmeliydim. Ama yapamıyordum. Daha sadece birkaç günlüğüne tanıdığım insana bu kadar güven duymak benim lügatımda yoktu. Ama nedensizce sanki beynimdeki tüm lügatlar yanmış ve beynim error vererek bağıyordu 'Benden sana hayır yok, kalbinle hareket artık!' Diye bağırıyordu sanki. Kalp mi? O ne alaka? Deniz'in kalbimle olan bağlantısı ne? Sadece bir arkadaş olarak duruyor kalbimde. İnsanlar arkadaşlarının dudaklarından öpmek istemezler, değil mi?
Peki ya ben niye böyleyim?
••••••
Son bebekler!