Işten büyük bir hızla çıkıp eve doğru yol aldım . Çok yorgundum ve eve gider gitmez kendimi yatağa atmayı planlıyordum taa ki karşımda kavgaya tutuşmuş adamları görene dek.Bu yol hariç eve nasıl gideceğimi bilmiyordum.Biraz da kenardan yürümeye çalışarak omuzumdaki çantanın kulpunu sıka sıka yürümeye başladım.
Sokağın sonuna yaklaşınca da koştum.Cantamdan anahtarları çıkarıp kapıyı açtım.Gercekten bir genç kızın böyle bir dünyada yanlız kalması kimsesinin olmaması çok üzücü bir durumdu.Ama sanırım ailem bunu benim kadar düşünmemişti.Beni o lanet trafik kazasında yanlarına almamışlardı.Gelmek için yalvarmıştım oysa ki.Annemlerden sonra bana anneannem bakmıştı.O da geçen sene vefat etmişti.ve iste gördüğünüz gibi yalnızım.
Eskiden çok konuşan ve arkadaş canlısı biriydim oysa şimdi tek bir arkadaşım var ve sadece onun yanında çok konuşurum.Bu düşünceler beynimi yedikçe delirecegimi anladım ve yatağa attım kendimi. Gözlerimi kapatmamla birlikte uykunun kollarına teslim olmuştum.
Bu gün izinliydim okulda yok diyerek mutlu bir güne uyandım. Yataktan esneyerek kalkıp elimi yüzümü yıkadım.Kahvalti hazırlamak istemiyordum.Hazir maaşımı da yeni almisken dışarda kahvaltı yapmaya karar verdim.
Kırmızı uçuş uçuş elbisemi giydim.Rengi hariç abartılı bir tarafi yoktu .Saçlarımı düzleştirdim ve sadece kirpiklerimin daha belirgin olmasi için maskara sürdüm.Çantamıda aldıktan sonra dışarı çıktım. Aslında hayatımda kötü saydığım anılarım ve geçmişim olmasaydı hayat dolu bir insandım.Yinede bi günlük bunları unutmaya karar verdim.
Cocuklar top oynuyordu.Ve tabi top oynadıkları için apartmandan bağıran birde teyze vardı. Kafami kaldırıp teyzecim bi günlük rahat bırak çocukları dedim ve teyzeyi içeri girmesi için ikna ettim.Cocuklarda gelip bana teşekkür edip sarildilar.Sarilmak, gerçekten bunu uzun zamandır yapmıyordum ve çocukların o küçük elleriyle bedenimi sarması beni mutlu etmişti.
Tekrardan yola koyuldum.Ve deniz kenarında olan bir kafeye girdim.Kahvalti söyledikten sonra denizi seyretmeye başladım.Korkuyordum artık yanlız kalmaktan.Evde geceleri uyandığımda kimsenin olmaması. Dışarıdaki kötülüklere karşı, tamamen savunmasız olmam.Daha 17 yaşındaydım ve bunları tek başıma kaldırmak benim için çok zordu.Benim bir anne babaya beni koruyup kollayacak birine ihtiyacım vardı.Kahvaltimi bu düşüncelerden dolayi iştahsızca yedim.Sahile geçip bir bankta oturdum. Ve gözümden akan yaşlara engel olmak istemeden aglayama başladım.Cok sessizce ağlıyordum sadece gözümden akan yaşlar belirtiyordu ağladığımı.Ayakta duramayacak kadar yorgundu bedenim.
Gözlerim oracıkta kapanmaya yüz tutmuştu.Ve sanırım daha fazla dayanamamistim.
Gözümü açtığımda bir arabada olduğumu farkettim.Ah sanırım hala rüya görüyordum. Gözlerimi ovusturmaya başladım. Ve tekrardan açtım.Ama hala arabadaydım.Kapiyi açma çalıştım ama kilitliydi.Gozlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Nasıl gelmiştim buraya ben en son bankta sanırım uyuyo kalmıştım.
Yoksa kaçırılmışmıydım.Gerci kim beni niye kaçırsın.Tekrardan arabadan çıkmak için camlara vurmaya başladım. Hava kararmisti.Ve görünürde kimse yoktu.Kafami sola cevirdigimde arabaya doğru yaklaşan 24-25 yaşlarında biri vardı.Hafif kirli sakalları ve kalıplı bi cüssesi vardı.
Arabaya doğru iyice yaklaştı ve arabanın kapısını açtı o kapısını açmasıyla birlikte bende kendi kapımı açmaya çalıştım ama kolumdan sıkıca tutmasıyla bu kaçışım başarısızlıkla sonuçlanmıştı.Birak beni diye debelenmeye başladım.Ama o bunun için hiç bişey ifade etmemişti.Kapilari kilitleyip arabayı çalıştırdı.Onu incelemeye başladım.Gercekten cok hoş bir yüzü vardı.Siyah gözleri ve uzun kirpikleri.Insani hayran edecrk nitelikteydi ama beni zorla alıkoymustu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİNİK BEYİNLİ PRENSES
RandomBana neden 'Minik Beyinli Prenses' diyorsun Ateş diyerek gözlerinin içine baktım. Sigarasından bir nefes alıp havaya doğru üfledi.Çünkü dedi nefesi tenime değerken 'Birşeyleri anlaman için sürekli tekrarlıyorum bu yüzden minik beyinlisin ve prensess...