İkizler

İkizler//Üçüncü Bölüm

Bölüm şarkısı olarak; Kelly Clarkson~ Because Of You
27,Birol Namoğlu~ Muhtemel Aşk

Keyifli okumalar;)

•

(Ekin'den)

"Şimdiyse tek ve son bir şey kaldı kardeşim... Onu kendine aşık edeceksin!"

Bunu pazardan elma alacaksın gibi söylemesi sinirlerimi bozmuştu. "Murat... Bak olmuyor tamam mı? Yapamıyorum ben bu rolü. Olmuyor işte. Vazgeçtim ben. Sende geçsen? Bu... Bu cidden çok saçma."

"Hayır Ekin. Vazçgeçme gibi bir şansın olduğunu söylemedim sana."

"Murat! Yokum dedim işte. Yokum!"

Kapıya doğru hızla ilerledim. "Ekin! Delirdin mi sen, gel buraya!" Kapıyı yüzüne çarpıp çıktım. Ama açıkçası ne yapacağımı bilmiyordum. Ne yapacaktım şimdi?

***

(Deniz'den)

Yataktan kalkmadan kolumu uzattım ve telefonumu masadan aldım. Saat daha beşti. Yani normal kalkma saatime bir saat falan vardı. Harika!

Tamam şimdi gözümü kapayacağım ve tekrar uyuyacağım. Evet, evet yapacağım...

Of tamam yapamıyorum!

Yatakta hızla doğruldum ve yastığımı fırlatıp beraberinde ayağa kalktım. Hava hâlâ aydınlanmamıştı. Yine de perdeyi açtım.

Dolabımı açtım ve elime geçen ilk tişört ve pantolonu aldım. Ama bir dakika! Bugün kimya vardı. Kimya...

Aldıklarımı geri koyarken ilk defa ne giyeceğim konusunda hiçbir fikrim yoktu. Kendimi tekrar yatağa atıp tavanı izledim. Uyuyamıyorum!

Tekrar yataktan zıpladım. Elbise? Hayatta giymem! Yani giyemem, rahat değilim bir kere. Pantolon ve gömlek? Oldu! Her zamankinden ne farkı var? Bluz ve etek? İşte bu olur!

Mini deri eteğimi ve gri bluzumu alıp banyoya girdim. İlk bir duş alıp ardından giyindim ve saçımı yaptım. Biraz makyaj yaptıktan sonra aynada umduğum gibi bir görüntü oluşmuştu. Abartı mı olmuştu acaba? Herneyse.

Küçük omuzdan asmalı çantama da ihtiyacım olan şeyleri koyduktan sonra tamamdım. Saat 7 olmuştu ve biraz daha oyalanırsam geç kalacağımı farkettim. Annemlerle vedalaşıp evden çıktım.

Durağa gittiğimde çok beklemeden otobüsüm geldi ve binip boş bir yere geçtim. Şansıma cam kenarıydı ve kulaklığımı takıp bir müzik açtım.

Kollarımı bağlayıp cama yasladım kafamı ve Hilary Duff'ın Breathe in, Breathe out şarkısı eşliğinde gözlerimi kapadım.

Henüz şarkının yarısına bile gelmemişken kulaklığımın tekinin çıkmasıyla kafamı kaldırdım.

"Hilary Duff, öyle mi?"

"Ekin?" dedim salakça sırıtırken. "Sen... Otobüs..."

"Arabam tamirde ondan..." dedi dudağını büzüp. Kafa sallarken önüme döndüm. "Buralarda mı oturuyorsun ki?" diye sordum dışarıyı izlerken.

"Deniz... Sana sarılabilir miyim?"

Açıkçası... Şaşırmıştım. Donmuş gibi dururken hızla kafamı salladım. Bunu bekliyormuş gibi sarıldı o da sıkıca. Bende ellerimi boynuna doladım o sırada ve gözlerimi kapadım.

Kokusunu içime çekmek kadar mükemmel bir şey yoktu.

Ayrıldığımızda bunu neden yaptığını sormadım. Bir açıklama falan da beklemedim ve kafamı kolunun altına sokup gözlerimi kapadım. Tabi rüyada olmadığıma emin olduktan sonra...