7.Bölüm

8 1 0
                                    

"Ciddi misin?"diyen ve gözlerini irileştirerek sırıtan Duru'ya baktım.
"Hazır ordan bakarken söyler misin şaka yapar gibi bir halim mi var?"dedim.

"Eylül. Arkadaşım. Canım."

"Ne istiyosun be!?"dedim sırıtarak. Yağcılar durağında binecek var. Tamam eskiydi.

"O çocuğu İzmir'de ve İstanbulda tanımayan birini göster madalya takarım."diyen Duru'ya baktım.
Ne işe yarar ki tanımaları?

"O halde bana madalya takman gerekecek çünkü ben onu tanımıyorum"

-1 hafta önce-

Okula gitmeden önce deniz kıyısına gittim.
Kıyı derken ne demek istediğimi anlamışsınızdır umarsam.
Her zamankinden.
Kumlara oturdum. Günlüğümü elime alıp mutsuz olduğum şeyleri yazdım..

Sevmediklerimi.. Nefret ettiklerimi. Gerçi kimden nefret edebilirim ki? Belki kafede beni dikizleyenden? Yüzünü göremiyordum. Gazetenin arkasına saklamıştı yüzünü.

'Sapık mı bu?'diye düşünmedim değil.
Gözlüğümü çıkarıp çantamın üzerine attım. Eylül ayında da olsak hava aşırı sıcaktı. Güneş son elvadasını yapıyordu.

Bu ay benim ayım.. Eylül ayı. Kendime ayı mı dedim? Hayır. Yani evet. Ama yılın ayları. Ağustos'tan sonra gelen.
Aman kime ne anlatıyorsam?

Defteri bırakıp kafeye doğru yöneldim. O adamı gerçekten merak ediyordum. Deli gibi derler ya. İşte ondan. Ayakkabımın içine girmeye çalışan kumları önemsemeden ayakkabımı çıkarıp gözlüğümün üstüne fırlattım. Kafeye doğru yürümeye başladım.

Adımlarımı attıkça heyecanlanmaya başladım. Ne zaman deniz kıyısında olsam o gizemli adam beni dikizler.. Alıştım denilebilecek derecede çok uzun süredir.

Kafenin kapısını açıp o masaya yöneldim. Adımlarımı durdurdum. Ne diyecektim ki adama? Umursamadan masasına oturdum.

"Selam."dedim kısık bi sesle. Ağzımı tekrar açacakken kulağımı zil sesi doldurdu.

"Efendim babacım.?"dedim masadan kalkarak. Yine gizemli adamla tanışamamıştım.

"Okuldan izin alıp işyerine gelir misin canım?" Saatime baktım 10 dakika okula gecikmiştim zaten. "Pekii. Geliyorum."diyerek çantamın olduğu yere adımladım. Ayakkabılarımı hızla ayağıma geçirip taksi çağırdım.
-
"Efendim baba?"diyerek içeri daldım. İçeride birkaç asistan vardı.

"Kızım.."diyerek elindeki kağıtları bana uzattı.

"Gerekli yerleri imzaladıktan sonra okula dönebilirsin."

"Ne için bu imzalar?"dedim masadan kalem alarak.
Okumadan imzalayıp kalemi bıraktım.

Açıklama beklemiyordum. O benim babamdı. Kötülüğümü istemezdi. En azından öyleydi.
Ya da öyle biliyordum. Öyledir yani.

Babamı öperek odadan dışarı çıktım. Annemin odasının kapısına geldim. Anneciğimi özlemiştim.. Kapıyı tam açacakken duraksadım. Sanırsam toplantıdaydı. Elim havada kaldı. Koşarak aşağı indim. 2.derse yetişsem iyi olurdu.

-Bugün-

Her zamanki gibi sıkıcı ev hayatına geçiş yaptım. Annem ve babam yemek masasındaydı. Ellerimi yıkayıp masaya oturdum. Sakin birşekilde yemeğime eziyet ediyordum.
Annem ve babamda öyle.
Benimle ne konuşacaklardı merak ediyordum.

"Belli ki sizde yiyemiyorsunuz. Ne söylemek istiyorsanız çekinmeyin. Aileyiz biz."dedim.
Sıkıntıyla kıpraştılar.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 18, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SessizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin