1.BÖLÜM "ANLAMAK"

805 33 5
                                    

Kırk beş dakika.Tam kırk beş dakikadır kalacağım eve bakıyorum.İçinde havalimanı var deseler inanırım yemin ediyorum.Hayır mesele o değil ama ben burada kaybolurum galiba.Büyük ahşap kapısı,kahverengi ve beyaz renklerinin birbirlerine uyumu,bahçedeki masa ve yanındaki puflar,renk renk çiçekler bir kadın dizayn etmişçesine güzellikteydi.Sahi,burada kadın eli değmiş gibi bir hava vardı.

Evle bakışırken incelememi kesen tanıdık ses sayesinde başımı o yöne çevirdim." İçeri geçmeyi düşünmüyorsan kapıyı kapatacağım Mira. "

"Ha,tabi geçiyorum hemen Ayaz Bey."

Eve adımlarımı atıp o mükemmel kapıdan geçtikten sonra direk nerede yatacağımı sormam rahatına düşkün birisi olduğumu çıplak bir şekilde açığa çıkarıyordu.Basamakları dik olmayan merdivenden hiç zorlanmadan çıkmam bu evi sevmem için birinci neden oldu sanırım.Ayaz'ın tarif ettiği odayı ararken beynim 'neden hizmetçi göndermedi ki' diye duvarlarımı yumrukluyordu.Tahminen 15 dakika sonra anlamadan evet dediğim tarife uyarak odamı bulduğumda bavuluma saldırıp iç çamaşırlarımı çıkardım.Bu bende alışkanlık olmuştu.Banyodan çıktıktan sonra uğraşmayı hiç sevmezdim.İç çamaşırlarımı ve rahat olabileceğim birkaç giysiyi yatağımın üzerine koyduktan sonra havlumu alıp banyoya ilerledim.

Suyun birden ısınıp soğuması ve suyu ayarlamayı becerememem banyo yapmamı zorlaştırmıştı lakin otuz dakika kadar suyla cebelleştikten sonra havluma sarınıp banyodan çıkmayı başarabilmiştim.İç çamaşırlarımı ve kıyafetlerimi giydikten sonra açtığım kapıyı sessizce kapatıp merdivenleri inmeye başladım.Banyo yapmak beni acıktırmıştı.Gece olmasından dolayı görünürde birisi yoktu ve bu işime gelmişti.Mutfağa doğru yürürken içimden kimse olmaması için dua ediyordum.O kocaman mutfağa girdiğimdeyse dualarımın işe yarıyor olması beni çok sevindirmişti.Dolabı açıp salam,peynir,zeytin gibi sandviç yapılacak malzemeleri çıkarttıktan sonra ekmeği kesip içine yerleştirdim.Çıkarttıklarımı tekrar dolaba koyarken gözüme çarpan vişne suyunu da bardağa doldurup dolabın kapağını kapatma eylemini gerçekleştirdim.Mutfağa göz atıp her şeyin yerinde olduğundan emin olup kapıya dönmek için hamle yaptım.

"Bensiz atıştırmak ha?Neyse artık bir sonraki sefere bana da yaparsın bir şeyler."Ama hamleler yetersiz kalmak üzereydi.Hemen önümde Ayaz'ın olduğunu görmemle,elimdeki tepsiyi tezgaha bırakıp,parmağımla damağımı üç kere çekmem bir oldu.Hayır senin ne işin var mutfakta,hizmetçin yok mu senin.

"Sen- Siz ne arıyorsunuz gece gece burada? Korkuttunuz beni. "

Soruma cevap vermeden dolaba doğru yürüdü ve içerisinden soğuk su çıkardı.Bana hâlâ cevap vermemesi gittikçe sinirlerimi bozarken sesini tekrar ama huysuz bir biçimde duymam birazcık sakinleşmeme yardımcı olmuştu."Vaay,asistanım hesabımı da sorarmış ha ? "

"Ben sadece merak etmiştim.Rahatsız olduysanız sizinle sadece iş için konuşabiliriz Ayaz 'Bey'." Bey sözcüğünü vurgularken gözlerinin içine bakmam daha güçlü hissettiriyordu.Birkaç dakika sert baktıktan sonra yüz ifadesinde fark edilebilecek derecede yumuşama oldu ve pes edercesine konuşmaya başladı.Gözlerinin dolmaya başlamasıyla dikkatimden kaçmadı.Söylediği sözler ise olmayan şaşkınlığıma bin eklenmişcesine hissetmemi sağlamıştı.

"Bak,özür dilerim.Sinirlerim çok bozuk ve daha önce hiçbir asistanım bana böyle bir soru sormamıştı."

O ne dedi ? Az önce patronum benden özür mü diledi ? Ayaz , hani şu Soyer Holding'in patronu olan Ayaz ? Bak işte bu tarihe geçmeli.

İcimden dalga geçmemi kesen sert ses kanımı dondurmuştu.

"Bana öyle bakma Mira,sen en yakının olan birini kaybetmek ne demek bilemezsin.Sen kardeşini kaybetmedin tamam mı,anlayamazsın beni." Sözleri beni beynimden vurmuştu.Neden öyle oldu şimdi.Unutmaya çalıştıkça aklıma o an geliyordu.Her yerde karşıma çıkıyor,söz verdiğim gibi olmayan yaşlar gözlerimi dolduruyordu.İçim sessizce lanetler savururken dışım, ona teşekkür edeceğim(!) patronuma yavaşca mırıldandı.

"Aslında,sizi en iyi ben anlayabilirim,Ayaz Bey.En iyi ben anlayabilirim."

___________________&__________________
Merhaba 🙋😀 Kısa olması umrumda değil.Çünkü benim okuyucum var.Okuyum var.OKUYUCUM.Onları bekletmek istemiyorum.Bir an önce yeni bölüm gelsin istedim.Çünkü nasıl bir duygu olduğunu biliyorum beklemenin.Sizden yine çok özür dilerim.Çok geciktirdim.Ayrıca çok yoğun ve biraz hasta olduğum için güzel olmamış olabilir.Maruz görün bu davranışımı.Sizi seviyorum.Hepinize kucak dolusu sevgilerimi iletiyorum 💌💬

ASİSTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin