Söylediği sözler bacaklarımın titremesine yol açmıştı.Kollarımı tuttuğu elinden destek alarak ayağa kalktım ve kızlara ölümcül bakışlarımı gönderdim.Ayaz'a baktığımda elini uzatmış beni bekliyor olması sevindirmişti.Biraz çekinerek elini tutsam da elimi sıkıca kavramasıyla mağazaya girdik.Birkaç dakika sonra kızların ortadan kaybolmasıyla elimi tutmayı bıraktı ve bana dönmeden konuşmaya başladı."Biraz daha dikkatli olursan sevinirim.Gazetecilere yem olmak istemiyorum."
"Özür dilerim ama ayağımda bu topuklular varken yürümek epey zor.Ayrıca teşekkür ederim."
Söylediklerimden sonra kendi kendine mırıldanmalarından tek anladığım ise 'spor ayakkabı' kelimeleriydi.
* * * * * *
Yaklaşık olarak iki saat alışverişin sonunda yorgun argın eve dönerken ayağımdaki spor ayakkabılar büyük bir güzellikle kendini gösterdi.Fakat benim tek düşündüğüm şey bana yüzlerce kıyafet alan Ayaz'a borcumu nasıl ödeyeceğimdi.o kadar dalgındım ki Ayaz söylemeden önce arabanın camındaki buğuya bir şeyler yazdığımı bile farkedememiştim.
"Kimin ismi o ? "Hemen cama döndüm ve buğudaki yazıyı okumaya çalıştım.'Can'.Buğuda Can yazıyordu.Üç ay önce trafik canavarı tarafından katledilen ailemin en küçük bireyi,Can.Daha henüz yaşına girmeden annemin kanlı kollarında hayatını kaybettiği aklıma gelince gözlerimi sıkıca yumdum ve buğudaki yazıyı silmeye çalıştım.Bu da benim yöntemimdi kendimce.Gözlerimi kapatınca kimse gözümden akan yaşları görmeyecekti,kimse farketmeyecekti o tuzlu sıvıyı.Ya da kimse bana sorular sorup o kötü anıları hafızamda canlandırmayacaktı.
Camdaki elime dokunan el kendime gelmeme yardımcı oldu.Gözlerimdeki yaşları hızlıca sol elimle silerek ona doğru döndüm."Neyin var senin ? Söylediklerime atarlı cevaplar, gizem katmalar, başka bir herifin adını arabamın camına yazıp ağlamalar.Depresyondaysan söyleseydin asistanım olarak işe almasaydım seni ."
"Ben,üzgünüm.Bir daha olmayacak.Söz veriyorum."
"Bir daha mümkünse olmasın evet."Asabiyetle söylediği sözlerden sonra cama tekrar dönmemle holdinge geldiğimizi farkettim.Kemerimi çıkartmak için hareketlendiğimde tık sesinin ardından kemerimin koluma takılması Ayaz'ın benim kemerimi de çıkardığını anlamama yetti.Kemerin takıldığı kolumu çekip kapıyı açtım ve arabadan indim.Spor ayakkabılara holdinge yürürken ayakkabılarımı unuttuğumu anlayınca Ayaz'a seslendim."Ayaz Bey, arabayı açar mısınız? Topuklu ayakkabılarımı unutmuşum.Spor ayakkabı yasak biliyorsunuz-"
Daha cümlemi bitirmeden elimde hissettiğim anahtarla sustum ve ona bakmaya başladım."Arabadan ayakkabılarını al ve anahtarı bana geri getir."Hızla başımı sallayıp arabaya doğru koşmaya başladım.Birkaç kez yalpalamam dışında aksaklık olmadan arabaya ulaşınca binlerce kez şükrettim.Benim gibi sakar bir insanın düşmeden koşması çok değişikti.
Gereksizce daldığım düşüncelerden beni, yanlışlıkla açma tuşuna bastığım arabanın sesi ayırmıştı.Bagajdaki kıyafetlerin yanında mavi bez poşeti ararken elime takılan şeyle kendimi durdurdum.Poşeti açarken merak duygusuyla yırtmıştım fakat umursanmazdı diye sanıyorum.Karşıma çıkan resimle içimi anlam veremediğim bir duygu kaplamıştı.Resimde Ayaz'la çok yakın bir kız vardı ve kız gerçekten sarı saçları ve çakır gözleriyle çok güzeldi.Poşete çerçevedeki resmi koyduktan sonra altındaki mavi bez poşeti aldım ve bagajı kapatıp arabayı kilitledim.Hızla holdingin kapısından girdim ve rengine bayıldığım koridora doğru yöneldim.Ayaz Soyer yazılı kapıyı tıklatırken bir yandan da cebimdeki araba anahtarını çıkarmaya çalışıyordum.'Gel' sesini duyunca içeriye girdim."Ayaz Bey,arabanın anahtarını vermek için gelmiştim ben."
"Tamam,koy masanın üzerine sonra hazırlan başla işine."
"Tamam,beş dakikaya geliyorum."Anahtarı sehpaya bırakıp odadan hızla çıktıktan sonra az ilerideki lavaboya girdim.Ayağımdaki spor ayakkabılarını çıkarttım çünkü siyah topuklu ayakkabılarımı kullanmam gerekiyordu.İşimi hallettikten sonra üzerimi düzeltirken aklıma gelen şeyle duraksadım.Ayakkabı poşetinde kalmış olan siyah kısa eteğimi giymeye karar vermiştim.
Beş dakika sonra eteği giyip aynanın karşısına geçtiğimde kendime yıllarca haksızlık yaptığımı anladım.Ne güzel bacaklarım varmış benim yahu.Eteğin kısalığı hafiften rahatsız ederken elimle ucundan çok az çekiştirmem tatmin etmişti beni.Saçlarımı ve gömleğimi düzeltip çıkarttığım kalem eteğimi poşete koyduğum gibi ışıklandırmalarından dolayı nefret ettiğim lavabonun kapısından çıktım.Çantamdan Ayaz'ın bana verdiği defteri çıkartırken kahvesini almayı unuttuğum aklıma gelince kahve makinasından sade kahveyi de almayı unutmadım tabiki.Ayaz Soyer yazılı kapıya gelince tıklattım ve içeriye girdim."Ayaz Bey,buyrun kahveniz.Bugün akşam sekiz gibi Mistic kafede Deught şirketiyle toplantınız var, bir de ...sabah olan konuşmaya katılmamışsınız... "
Bakışları bacaklarıma kaydığında rahatsız olur gibi boğazımı temizlerken gözlerime bir süre bakmasıyla homurdanması bir oldu.Fakat tip tip ona bakmam benim gördüğüm kadarıyla sabır çekmesine yol açtı.
" Deught şirketiyle olan toplantıya birlikte gideceğiz.Umarım elin Almanlarının karşısına bu etekle çıkmazsın. " Eteğim yakışmamış mıydı ki ? İçimi panik dalgası kaplarken ağzımı açtım ve hızla konuşmaya başladım."Neden, ne oldu ki, şey , kötü duruyosa hemen başka bir şey giyebilirim ? "
"Hayır,bunu giyme yeter.Çıkabilirsin."
Çıkabilirsin demesiyle başımı aceleyle salladım ve kapıdan çıktım.Yürürken bir yandan da duvardaki aynalara bakmaya çalışıyordum.Gerçekten kötü mü olmuştu acaba ? Kötü olsa anlardım bence.Hayatımda tek bir şey beğenirim o da olmaz.Ben olmamışım ya.Lisede bile hiç sevgilim olmamıştı benim.Kesinlikle bunun lisedeyken erkek gibi bir kız olmamla alakası yok.Bence giydiğim etekler kötü duruyor diye sevgilim olmuyordu benim.Bir keresinde çocuğun teki bana çıkma teklifi etmişti.Ama öyle böyle değil.Kabadayı gibi piis lanet bişeydi.Ben de tabiki kabul etmedim,ama çocuk bana takmıştı.'Benim olacaksın lan sen kaçırıcam seni göreceksin' diyip dururdu.Babası da mafyaydı zaten benim.Hiçbir şeyden korkmayan ben, o çocuktan korkuyodum.Her neyse,beni en yakın arkadaşım Bora kurtarmıştı.Kim bilir nerelerdedir şimdi o , kazadan sonra hayatımı değiştirmek istediğim için bir daha görüşememiştik.Çok özledi-
"Dikkat etsene kızım ! "Sözlerimi kesen çocukla ve üzerime dökülen soğuk çayla, çemkirmeye başladım.Daha düzgün görememiştim sinirden çocuğu..
"Asıl sen dikkat et maganda.Gelip çarp,üstüme şu soğuk cismi dök,bir de bağır,zeytinyağı gibi üste çık.Oldu canı- " Gözlerimi açmamla karşımda şok olmuş biçimde duran kişiyi görmem küçük çaplı bir kalp krizi geçirtti bana.Aylar sonra karşılaşmıştık can dostumla.Üzerimdeki soğuk ve yapışkan şeyi umursamadan sımsıkı sarılmamla karşılığını almam bir oldu.
"Seni çok özledim be Bora'm."
______________________________________
Ben sizi çok özledim 😊 Kimse beni özlemedi mi ? Yorumları göreyim bakalım kim beğenmiş kim beğenmemiş.Umarım güzel olmuştur,çok uzun zamandır yazmıyorum bunun için özür dilerim fakat çok yoğunum.Görüşürüüz 🙈👋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASİSTAN
Teen FictionMira , babasının bir tanecik prensesi , annesinin minik kuzusu hâttâ ablaların everesti , en güzeli , en özeliydi.Ta ki o geceye kadar. Hayatının değişmesi için her şeyinden vazgeçen Mira , asistan olarak gittiği evde neler yaşayacak ?