0,5 - Özel bölüm

1K 40 11
                                    

     Taksicinin yabancısı olduğum şivesiyle bana seslenmesi kendime gelmemi sağlamıştı.Çantamdan parayı çıkarıp taksiciye verdikten sonra hızla taksiden inip devasa büyüklükteki şirketten içeri girdim.İçerideki loş ortam uykumun ağır basmasına yardımcı olmuştu.Mavi ve siyah tonlarının hakim olduğu duvarları birkaç dakika inceledikten sonra makyajıyla adeta 'ben buradayım' diyen danışmaya yöneldim."Bakar mısınız ? Ayaz Bey'in odası nerede ? "


"Ayaz Bey şu an toplantıda canım.Yirmi dakika beklersen çıkacaktır. "

"Teşekkürler ." dedikten sonra biraz ilerideki siyah deri koltuklara yayıldım ve iş yoğunluğuyla koşuşturan insanları izlemeye başladım.Belki bir ,belki iki gün sonra ben de onlardan birisi olabilecek, kendi ayaklarımın üzerinde durabilecektim.Belki eski hayatımı hatırlamayacak , belki de ailemi...

Düşüncelerimle boğuşmak istemediğimden daha önceden yapmam gereken şirketi gezme kararını aldım.Yüksek topuklu ayakkabılarımı sırt çantama koyup, evden getirdiğim siyah converslerimi giydikten sonra çantamı koluma asıp muhteşem diyebileceğim koridorda yürümeye başladım.

    Siyah duvarlar üzerindeki mavi desenler insana farklı hissettiriyor , nedensizce hem umut hem umutsuzluk uyandırıyordu.Şirketin dekoruna hayran kalmıştım ki , bu koridorda ömrüm boyunca ilerleyebilirdim.Az biraz yürüdükten sonra gözüme , önüme çıkan büyük, siyah kapıdaki isim ilişti.

       
     'AYAZ SOYER'.

 
    Mavi plastik üzerindeki isim gözlerimin her hücresine dokunurken, girmekle girmemek arasında epey tereddüt ettikten sonra 'zaten gireceğim' düşüncesiyle kapıyı tıklattım ve herhangi bir ses gelmediği için tabiri caizse odaya daldım.

  Odaya , girdiğim andan itibaren hayran kalmıştım.Kimsenin olmaması benim için büyük bir avantajdı.Kahverengi deri koltuklar,koyu kahve masa,etraftaki dekorlar,duvardaki mükemmel ama bir o kadar da karmaşık , belirsiz resimler, hattâ masanın üzerinde duran dolma kalem bile çok güzeldi.Ben buraya hayran kalmıştım yahu.Sanırım buraya yanlışlıkla da olsa nahoş desem kırk yıl hapis cezasına çekebilirlerdi beni.


      Odanın kapısında dikilip odayı bir bir incelerken çocukluğumdan beri en sevdiğim ses olan yağmur sesi kulaklarımı doldurdu.Dışarıda yağan yaz yağmuru , beni bir kuvvetle pencereye itiyordu sanki.Kapıyı sessizce kapattıktan sonra sonuna kadar açık olan ve işlemesine hayran kaldığım pencereye doğru adımlarımı attım.Aslında...atamadım desek daha doğru olur.

   Sert bir şekilde kapının açılmasıyla arkamı döndüm ve en az benim kadar şaşkın olan bir çift gözle karşılaştım.Yoğun..kahverengi bir çift göz.Bu..bana inanılmaz derecede dejavu hissi yaşatmıştı.Tanıyor gibiydim ama lanet olsun ki çıkaramıyordum.Ben hâlâ gözlerinde takılmışken sert bir şekilde seslenmesiyle dikkatim söylediği şeyde yoğunlaştı."Hem odama gizlice gir,hem de beni incele öyle mi ? "

"Ben..Ben asistanlık için gelmiştim ama sizi bulamadım.Şey,özür dilerim Ayaz Bey. "

Söylediğim şey üzerine bakışları değişti ve üzerime eğildi.Kalp atışlarım klasik aşk romanlarındaki gibi değişmezken arkamdaki hayran kaldığım masasından birkaç dosya ve bir anahtar alıp hızla elime verdi."Dosyalarda benim hakkımda bilgi ve ilk işin var.Bu da evimin anahtarı , yerleşebilirsin."

"Ama , ben sadece sabah 6 , akşam 7 olduğunu biliyordum , bu yerleşme-"

  Açıkcası hiçbir işimin düzgün gittiği söylenemezdi.Masadan bir çok evrak aldıktan sonra kapıya yöneldi,son sözünü söyledi ve kahverengi gözlerinin gözlerimle olan bağlantısını tamamen kesti. "İşi istiyosan , evime yerleş,Mavi gözlü asistan."

___________________________________
Biliyorum,size ilk bölüm gelecek demiştim ama sıfır buçuk bölümünü anca yetiştirdim bu hafta 😊.Biliyosunuz okullar açılıyor ve benim bir sürü işim var.Hafta sonu da evde olmadığımız için pek yazamıyorum.Ben de dedim , tanıtım gibi bir şey olsun.Çünkü kısa olmuştu.Emeklerim boşa gitmesin istedim.Özel olarak yayınladım.İnşallah beğenirsiniz.Şu anlık olmayan ama bence olacak olan sizleri çok seviyorum 😀.

ASİSTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin