Ertesi gün okulda, hoparlörlerden bir anons duyuldu:
"George Beard ve Harold Hutchins, lütfen derhal Bay Krupp'ın ofisine gidin."
Harold, "Off..." diye sızlandı. "Bu anonstan hiç haşlanmadım!" George arkadaşını teselli etti. "Merak etme. Hiçbir şey kanıtlayamazlar."
George ve Harold, müdürün ofisine gidip masasının önündeki sandalyelere oturdular. İki çocuk, daha önce pek çok kez bu ofise çağrılmıştı, ama bu seferki oldukça farklıydı. Çünkü Bay Krupp'ı tanıdığından beri, onu hiç gülümserken görmemişti. Bay Krupp'ın bir şeyler bildiğini anlamışlardı. Bay Krupp söze girdi. "Sizi dün büyük maçta göremedim." George hemen atıldı. "Kendimizi iyi hissetmediğimiz için gelemedik." Harold ürkek bir ifadeyle kekeleyerek, "E-e-evet..." dedi. "Şey, eve gittik."
Bay Krupp, "Hımm, bu çok kötü." dedi. "Çok iyi bir maç kaçırdınız." George ve Harold birbirlerine bakarak yutkundular ve suçlu gibi görünmemeye çalıştılar. Bay Krupp, "Neyse ki çok şanslısınız, her şeyi videoya kaydettim." dedi. Köşedeki televizyonu açtı ve videonun oynatma düğmesine bastı.
Televizyon ekranında siyah beyaz bir görüntü belirdi. Bu, George ve Harold'un, amigo kızların ponponlarına karabiber dökerken yukarıdan çekilmiş görüntüleriydi. Daha sonra, bandonun müzik aletlerine sıvı banyo köpüğü dökerken çekilmiş görüntüleri ekrana geldi. Bay Krupp şeytani bir sırıtışla, "Maç öncesi hazırlıklar hakkında ne düşünüyorsunuz?" diye sordu.
George, korku içinde televizyon ekranına bakıyordu. Cevap veremedi. Harold'ın ise gözleri yere sabitlenmişti. Gözlerini kaldırıp bakamıyordu. Film oynamaya devam ettikçe George ve Harold'ın tüm yaptıkları bir bir ortaya serildi. Artık iki çocuk da yere bakıyor, ürkmüş bir halde kıvranıyor ve su gibi terliyordu. Bay Krupp sonunda televizyonu kapattı.
Bay Krupp, "Biliyor musunuz, siz bu okula geldikten sonra bir olay diğerini kovaladı. Önce, veli-öğretmen ziyafetinde salatanın içine kadavra kurbağalar koydunuz. Sonra, kafeteryaya kar yağdırdınız. Sonra, dahili haberleşme sistemini ele geçirip hoparlörden altı saat boyunca çok yüksek sesle Tuhaf Yankovic'in şarkılarını dinlettiniz." "Dört uzun yıl boyunca, kudurmuş gibi etrafa saldırdınız ve ben hiçbir şey kanıtlayamadım. Ta ki bugüne kadar!..." Bay Krupp, video kasedini elinde tutuyordu. "Tüm okula gizli kameralar yerleştirdim. Bir gün sizi suçüstü yakalayacağımı biliyordum. Ama bu kadar kolay olacağını tahmin etmemiştim."