Bebeğimin Annesi

Beklenmeyen Telefon

Tilda gözlerini açtığında kendini özel bir odada buldu. Yanında kimsecikler yoktu. Ne olduğu hakkında hiçbir şey hatırlamıyordu. Şu an sadece çok yorgundu ve dinlenmeye ihtiyacı vardı. Onu nelerin beklediğinden habersiz gözlerini yumdu.

Hastane her zamanki gibi çok yoğundu. Doktorlar bir yandan hemşireler bir yandan koşuşturuyorlardı. Acile alınan hastaların feryadı yürekleri dağlıyordu.

Tilda uyanmıştı. Yanındaki Lina'dan başkası değildi. Arkadaşını görünce mutlu oldu ve neler olduğunu ona sordu. Lina :

- Sadece doktor beyle çarpışıp düşmüşsün hayatım. Yorgun olduğundan böyle oldu sanırım. Biraz dinlen yarın taburcu olacaksın. Ben yarın seni almaya geleceğim, dedi.

Babası geldi aklına. Ayağa kalkmaya çalıştı. Biraz zor olmuştu ama kalkmayı başardı. Doğruca babasının yanına gidip boynuna sarıldı.

Bugün taburcu olacaktı. Lina kapıda onu bekliyordu. Ama Tilda iyi görünmeye çalışsa da kendini pek iyi hissetmiyordu. Bir şey söylemeden ayağa kalktı ve beraberce arabaya bindiler. Arabayı Lina kullanıyordu. Yemek yemek için arabayı durdurup indiler. Geldikleri yer şehrin en görkemli restoranlarından biriydi. Çocukluklarından beri buraya gelirlerdi. Yemekleri de muazzamdı. Yemekten sonra kalktılar. Tilda fazla yememişti. Tekrar arabaya binip eve doğru ilerlediler.

Lina Tilda'yı yatağına yatırdıktan sonra eve gitmek için hazırlandı. Çünkü Tilda iyi olduğunu ve gitmesini istemişti. Biraz sonra telefon çaldı. Hastaneden arıyorlardı. Tilda telefonu açtı. "Tilda hanımla mı görüşüyorum acaba?" dedi kibar bir erkek sesi. Tilda, "evet buyurun." dedi endişeli ses tonuyla. Arayan Dr. Ukul'du. Tilda endişelenmişti. Neden bu saatte aramıştı?!