1

23 1 0
                                    

....

Büyük gün gelmişti. Sabahın erken saatlerinde herkes ayaktaydı. Hepsinin içinde hüzün ve azimle karışık duygular yer değiştiriyordu.

Bugün öyle bir günki hava bile gri tonunu koruyordu.

Evet , o da uyandı. Bugün uyandığında karşılaştığı boşluk bile griydi.

Annesi ona hazırlanmasında yardım ederken , sordu:

- Gelmek zorunda değilsin , biliyorsun değil mi?

Ama cevap aynıydı : Gelicem.

Aşağıda kahvaltı sofrası herzamanki gibi hazır ve düzenli bir şekilde aileyi bekliyordu. Bugün kimse de sofraya oturacak iştah yoktu. Küçük kardeş kırdığı rafadan yumurtayı yemekle yetindi sadece.

Kapı çaldı, gelen avukattı. İçeri girdi:

- Bugün büyük gün huzura adalete ve mutlu sona kavuşacaksın.

Kafa sallayarak kabul eden bir tavırla , içindeki umutsuzluğu maskeleyen duruşla yetindi, çocuk.

Kireçten pas tutmuş çaydanlıktan demi dibe çökmüş bir bardak çaydan iki yudum aldıktan sonra,

- Gitme vakti, dedi avukat.

Ayaklandılar. Gri mantosunu giyerken annesinden yardım aldı. Siyah yuvarlak koyu camlı gözlüğü takarken irkilerek annesinin elini tuttu:

-Dur , bugün tüm acizliğimle herkesin önünde duracağım.

İstemsizce seyiren yeşil gözlerinden dökülen yaşlar, tırnaklarıyla izlediği avucunda yol buluyordu.

Tozlanmış ayakkabılarını silip önüne koydu, uzun yardımcı kolu olan bastonu ona uzattı annesi. Seyreğen gözleri, titreyen elleri ile mecbur olduğu hayata isyan edercesine bastonu aldı.

Dışarı çıktılar. Görmeyen gözleri ile gri havayı içine soludu.


......

Gri gecelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin