Bora:
- Eğer birisi bu kuralı bozarsa?
Altay kağıdı işaret ederek:- Açıklama burada yazıyor, dedi ve gülümseyerek yanlarından ayrıldı. Doğan, Kaan'a cesaretlendirmek için:- Çabuk ol, devam et. Aşkın ne kadar cesur olduğunu göster, dedi. Berfin:
- Ama bu kuralı bozarsa kovucalak, diye atıldı.Kaan bir kağıda bir Kübra'ya baktı. Kübra'ya dönerek:- Kübra eğer işi bırakmaya zorlanırsam yapabileceğimi... sözün devamını söyleyemeden Kübra Onu kenara itip terasa çıktı. Lamia da arkadaşını yalnız bırakmadı. Lamia:
- Kübra, üzülme. Onunla konuşmanın bir yolunu bulacağım tamam mı? Kübra:
- Şirkete yeni patron geldiği için düzen değişti. Nasıl seni dinlesin? dedi ağlayarak. Lamia:
- Tamam bir yolunu buluruz. Ağlama, olur mu? diye teselli etti arkadaşını. Kübra ağlayarak:
- Kaan'ın bana böyle bir şey yapacağı aklıma gelmezdi. En çok buna üzüldüm. Lamia:- Tamam tamam. Sanırım sıkıntıları var. Mesela.. iş sıkıntıları. Kübra yine ağlayarak:
- Ne iş sıkıntısı? Benim sıkıntım yok mu? dedi. O sırada Kaan da terasa gelmişti:- Özür dilerim sen de biliyorsun. Şu anda işi bırakamam. Her aya aileme para gönderiyorum. Lamia:
- Kübra sana söylemiştim. Bak Kaan'ın sıkıntıları var. Ayrıca düzenleme, çıkamayacağınızı söylüyor. Siz de gizlice çıkarsınız. Kimse söylemezse patronda bilmez, dedi. Bu fikir Kaan'ın hoşuna gitmişti. Heyecanla:
- Bebeğim, kabul eder misin? Kübra elindeki peçeteyle gözlerini sildi. Ayağa kalktı ve bağırarak:
- Kabul etmek mi? Hayır, etmem! Senden ayrılmak istiyorum! Lamia müdahale etti:
- Ayrılmayın. Bu şekilde 28 yaşında evlenemezsin. Kübra:
- Onunla olmazsa başkasını bulurum. Beni duydun mu? Ayrılmak istiyorum! İşten sonra evdeki tüm eşyalarımı toplayıp gideceğim, dedi. Lamia planlarını hatırlatmak istedi:
- Yapma böyle. 28'inde evleneceksin.29'unda küçük bir bebek. 30'unda bir tane daha. Artık o planları umursamıyor musun? Kübra:- Artık umrumda değil, diyerek önündekei masada duran defterin sayfalarını yırtmaya başladı. Bir daha asla plan yapmayacağım. Defol! Defol! diye bağırırken elindeki top şeklini almış sayfaları Kaan'a fırlattı. Yorulmuştu artık, kendini sandalyenin üzerine bıraktı. Lamia dayanamıyordu. Arkadaşı için bir şey yapmalıydı:
- Çok fazla ileri gitti! diyerek Altay'ın odasına indi. Telefonla konuşuyordu. Bir müddet kapıda bekledi. Telefon tam kapandığında içeri girecekken bu seferde cep telefonu çalmaya başladı. Nihayet ikinci telefon konuşması da bitince Altay:
- Bir şey mi istiyorsun? Lamia neden geldiğini hatırlamışçasına içeri daldı:- Bir şey sormama izin ver. Önceden incindin mi? Bu yüzden mi böyle kurallar koyuyorsun? Ofiste 'aşk yasak' politikasını koyma sebebin kim? Kalbinde bir sorun mu var? Hayır.. demek istediğim ofiste ilişki yaşayıp kovuldun mu? Bu yüzden buraya, bu kurallarla geldin. Ama biliyor musun acaba? Kaan ve Kübra bu durum yüzünden ayrıldılar. Altay:
- Birincisi, özel hayatım konusunda atıp tutma. İsterlerse aşk yaşayıp evlenebilirler, yapamayacaklarını asla söylemedim. Lamia sinirle:
- Doğru, aşk yaşayıp evlenebilirler ama kovulurlar.
- Bu onların sorunu.
- Ayrılmalarına sen sebep oldun! dedi Lamia ellerini masaya sertçe koyarak. Altay çalışanların dosyalarını inceliyordu:
- Lamia sen misin?
- Ne olmuş?
- Birincisi, hiç görgün yok. İkincisi, koyduğum kural şirket düzenlemesidir. Uymak istemiyorsan başka bir şirkette çalışabilirsin.- Neden başka bir şirkette çalışayım?
- Bu yüzden sadece düzenlemeye uy.
- Bu düzenleme makul değil. Neden böyle saçma kurallar var? diye bağırırken ellerini yukarı kaldırıp sert bir şekilde masaya indirdi. Altay:
- Hükümet herkesten vergi alır. Yani ödemek istemiyorsan, ödemezsin.
- Yine de yakalanır, ödemek zorunda kalırsın.
- Doğru yoksa bu ülkede yaşayamazsın.- Bu ülkede yaşayamazsam nerede yaşayayım?
- Tamam, o zaman vergi ödemek zorundasın.
- Bu ne saçmalık, diye bağırdı Lamia.
- Mantık aynı. Kurallara uymak istemiyorsan, uymak zorunda değilsin. Ve konuşman bittiyse git lütfen. Lamia tırnaklarını masaya geçirircesine geri çekildi. Masanın etrafını dolandı ve Altay'a yaklaştı:
- Geri al, dedi. Altay:- Mümkün değil, lütfen yeni bir ev bul. Bir de yeni bir iş bulsan, harika olur, dedi. Lamia tekrar Altay'a yaklaşıp daha sesli bir şekilde:
- Yeni bir ev buluo taşınmayacağım. Kesinlikle yeni bir iş aramayacağım! dedi ve kapıyı hızlıca çekip odadan çıktı.Pınar da gelmişti. Olanlar onu da şaşkına çevirdi. Üç arkadaş içeceklerini ve kızarmış tavukları ellerinde bu konu hakkında konuşmaya başladılar. Defne da yanlarına gelip onlara katıldı. Pınar:
- Gerçekten Kaan'ı affetmeyecek misin? Kübra:- Onu affetmeyeceğimden değil.. Lamia:- E o zaman. Kübra:- Onunla gelecekte işim olmayacak! Lamia Pınar'a:
- Ona baksana neler diyor? Onu ikna etmeye çalış, dedi. Pınar ağzına bir lokma alıp:
- Bence bunu yapması doğru. Lamia:- Nesi doğru?
- Diyelim ki hoş bir adamla tanıştın onunla evlendin. Sonra "senden nefret ediyorum" "haydi boşanalım" der. Kübra:- Gerçekten mi?! Pınar:
- Söylemesi zor ama mümkün. Haydi yeni patrondan bahsetmeye devam edin, dedi merakla. Lamia:
- Açıkçası tanımlayamam. Kalbinde bir bariyer olmalı. Ve geçmişinde trajik bir hikaye olmalı, dedi elindeki tavuk parçasını sallayarak. Defne de eline bir parça tavuk alıp sallıyordu. Amacı Lamia'ya işaret vermekti. Lamia başını çevirip gülümsedi. Başında Altay vardı ve ona gülümsüyordu. Pınar'a:
- Sen kimsin? diye sordu. Lamia:
- Komşum, çok iyi arkadaşızdır. Kendisine Pınar, deriz. Kızarmış tavuk ruhu. Kalplerimiz bunaldığında bunları yemek iyi geliyor, dedi masayı işaret ederek. Yani bunları yersek kalbimizde bariyer olmaz. Pınar Altay'a:- Bayım bir parça ister misiniz? diye sordu. Altay cebinden bir mendil çıkarıp burnuna tuttu ve pencereyi açmak için pencereye yöneldi. Temiz havayı içine çekti. Sonra da 'Bu gelecek toplantı planı. Geç kalmayın' diyerek bir kağıt koydu masaya. Ofisteki diğer çalışanlara da toplantı programını verip saati işaret etti. Geç kalmayın demek istemişti. Ofisteki çalışanları tanımak istiyordu. Toplantının sonunda "Bora; kıdemli satış müdürü. İnanmaya değer.Doğan; planlama müdürü. Enerjik, akıllı biri. Son derece sevimsiz.Berfin; satış sorumlusu. Baştan çıkarmayı ve hekesi cezbetmeyi seviyor. Kaan; 4 yıldır bu şirkette çalışıyor. Beklenmedik olaylardan kolayca etkilenip üzülüyor. Fırsat bulunca onu kovacağım.Kübra; hedefleri kesin değil. Henüz genç olmasına rağmen tek hedefi evlenmek.Defne; çok hayalperetst ve masum.Lamia; planlama bölümünde stajyer. Gece eve gittiğimde ondan kurtulmalıyım." diye geçirdi içinden Altay. Çalışanları az çok tanımıştı.Akşam olmuştu. Ofiste kimse kalmamıştı. Lamia koridordan masasına ilerlerken panodaki 'Aşk yasak' kağıdı gözüne takıldı. Kağıdı eline aldı yırtmaya hazırlanırken:
- Yırtmak mı istiyorsun? diyen bir sesle irkildi. Seni kovarım, diye ilave etti Altay. Lamia kağıdı hemen yerine astı:
- Yırttım mı?
- Henüz değil. Doğru ga şirketin on yıllık finans raporunu görmek istedim. Ama bilgilere baktığımda düzenlenmemişti. Teşekküler derken aynı zamanda iki parmağıyla ' gözüm üzerinde' dedi. Lamia fitokobi makinasının başında uyukluyordu. Tam düşecekti ki kendine geldi. Esnerken patronun odasına doğru baktı. Kapı aralıktı. Altay da hâlâ çalışıyordu. Sonunda işini bitirdi ve raporu güler yüzle teslim etti. Altay:
- Tamam, gidebilirsin. Yeni bir ev buldun mu ? deyince Lamia:
- Bulmama gerek yok. Taşınmayacağım! dedi ve şirketten ayrıldı. Shan Shan'a yem alcaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Sen
RomanceKARAKTERLER: Altay - Lamia Diğerleri: Meriç - Levent (Altay'ın anne babası) Leyla - Alper (Lamia'nın anne babası) Duman (Altay'ın arkadaşı) Pınar (Lamia' nın yakın arkadaşı) Polat (Altay ve Duman'ın samimi kafeci agabeyleri) Kahve gurmesi : İsmet (...