Özel Yaz Projesi

15 3 2
                                    

Lamia biraz düşündü ve:
- Anlaştık, dedi. Altay:
- Yarın yeni raporu getir.
- Tamam, dedi Lamia odadan çıkacakken işe gelmeden önce aldığı sandvici uzatarak:
- Hiçbir şey yemediğini fark ettim, o yüzden getirdim. Doktorun verdiği ilacı alman gerekiyor. Önce kahvaltını yap, sonra ilacını iç. Kontrol ettim. İçinde deniz ürünü yok. Ama başka alerjin var mı bilmiyorum. Endişe etmeden ye, dedi ve odadan çıktı. Diğer ofis çalışanları merakla Lamia'ya:
- Nasıldı? Altay ne dedi? Lamia memnuniyetsiz bir ifadeyle gülümsemeye çalıştı. Kübra:
- Dizaynı yeniden yapmayacağız değil mi? Doğan:
- Haftaya taslağı teslim etmemiz gerek, zamanında bitirebilecek miyiz? Berfin:
- Eğer zamanında yapmazsan, kötü olur. Kaan:
- Lamia bunu kazanmak çok zordu. Lamia:
- Siz endişe etmeyin. Halledeceğim. Bora:
- Lamia bu sefer iyi yapmalıyız. Orası büyük bir pazar. Bizimle çalışmaktan memnun olurlarsa, şansımız daha iyi olur. İyi şanslar Lamia. Sana güveniyoruz.
Lamia oturduğu yerde başını ellerinin arasına aldı. Düşünmeye başladı. Altay 'Özel planımız yeni ürün yapmak değil, bildiğin yazın tüketilebilecek bir ürün.' demişti. Lamia defterinin arasındaki gül yapraklarını masasının üzerindeki küçük kutuya koydu. Defteri alıp bir şeyler yazmaya başladı.
Altay saatine baktı. Sandvici aldı ve yemeye başladı. O sırada telefon çaldı. Yemeğini bitirip ilacını aldıktan sonra Lamia'nın yanına geldi:
- Bu planı seninle beraber yürüteceğiz.
- Ne!? Sen?
- Evet, işini ciddiye alsan iyi edersin.
- Sadece rahat bıraksan, dedi Lamia. Sonra şirketten çıkıp arabaya bindiler. Altay:
- Müdür Ali bey 'Özel yaz projesi yılın ikinci yarısındaki pazarlama teklif şansınızı etkileyecek' dedi. Yani kesinlikle başarılı olmalıyız. İn.
- Neden beni buraya getirdin?
- Burası bayağı kalabalık. 500 tane anket düzenle, dedi ve kagıtları uzattı. Bitirmeden gitme.
- 500 tane mi?
- Yaz için özel planla gelmezsen, bir daha işe gelmene gerek kalmayacak, dedi ve arabaya yöneldi.
- Hey! Hey! Aptal aslan! 500 tane yapmak o kadar kolay mı? Kübra için olmasaydı çoktan bırakmıştım, dedi Lamia.
Altay da arabanın içinden insanların fotoğraflarını çekiyordu. İçecekler odaklıydı. Kim hangi içeceği tercih ediyordu?
Lamia yoldan geçenlere:
- Afedersiniz, anket doldurabilir misiniz? Telefonu çaldı:
- Şirkete kızarmış tavuk getirdim. Sen yoksun, dedi Pınar.
- Dışarda anketlerle ilgileniyorum.
- Anket? Ne için?
- İnsanların genelde aldığı ama yazın almadıkları şeyler hakkında.
- Ne tuhafmış.
- Her neyse, sonra konuşalım. Daha dildurmam gereken anketler var.
- Akşam Polat'ın restoranına gideceğim. Gelmek ister misin?
- Tamamdır. Görüşürüz. Yorulmuştu Lamia. Dinlenmek için bir bankın üzerine oturdu. Çoğu kişi anket doldurmamıştı. Etraftaki güllere baktı, gülümsedi. Güller ona güç veriyordu adeta. Yerinden kalkıp devam etti. Akşam ofise döndü. Çok acıkmıştı. Bir şeyler yemek için mutfağa doğru yöneldi uykulu bir şekilde.
- Biliyorsun, seni seviyorum. Eğer Altay olmasaydı.... diyordu Kaan Kübra'ya. Lamia gelince sustu. Lamia 'Yok birşey. Siz devam edin. İyi şanslar. Sizi destekliyorum. Kaan:
- Kübra, itiraf edeyim, nişan yüzüğünü hep yanımda taşıyorum. Lamia heyecanla:
- Öyle mi, çıkar hemen. O sırada Altay gelmişti. Hiçbiri fark etmedi. Kaan yüzüğü çıkarıp:
- Bak. Bana kızma lütfen. Lütfen... Altay:
- Siz üçünüz ofisime gelir misiniz? Lamia:
- Arkasında gözleri mi var bunun? Herkes çoktan gitti, neden hâlâ burada? Ofise geçtiler. Altay:
- Kuralımı çiğnediyseniz, lütfen imzalayın, diyerek dosyayı uzattı. Lamia:
- Nasıl böyle yaparsın?
- Daha seni cezalandırmadım. İmzalayın. Kurallara göre kovulmaları gerekiyor.
- Bunu yapamazsın. Garanti edebilirim, ilişkileri işlerini etkilemeyecek. Kaan Lamia'yı kenara çekip imzaladı. Arkasından da Kübra imzaladı. Altay:
- Tamam, dedi.
Kübra ağlıyordu. Kaan mendil uzatıp:
- Bu mendili nişanımızdan önce benim için yıkamıştın. Bebeğim, ağlama lütfen, diyerek gözlerini sildi. Lamia:
- Söz veriyorum O kokuşmuş aslanı halledeceğim. Aşk yasağını geri aldıracağım! İntikamınızı alacağım!
Lamia eve gelmişti. Kapıyı açmaya çalıştı ama açamıyordu. 'Kapıyı aç' diye bağırdı. Zile bastı. Altay içerde yemek pişiriyor ve müzik dinliyordu. Lamia cama vurarak 'neden kilidi değiştirdin' diye bağırdı. Altay tepki vermiyordu. Lamia 'demek öyle istiyorsun' dedi ve polisi aradı.
- Polis merkezi mi diye sordu ağlar gibi yaparak. Lütfen gelin ve beni kurtarın. Ne yapacağımı bilmiyorum. Biraz sonra polis gelmişti. Kapıya vurup:
- İçerideki beyefendi, lütfen kapıyı açın. Altay bey kapıyı açın. Altay kapıyı açtı. Lamia:
- Sevgiliimm, nasıl olur da kapıyı açmazsın? Sadece biraz geç kaldım. Ama sen kendini eve kilitledin. Ne yapacağım diye çok korktum. Polis gelmeseydi ne olacaktı hiç bilmiyorum. Gözlerini silip 'polis bey, sizi buraya kadar getirdiğim için özür dilerim. Erkek arkadaşımın uzun süredir intihar düşüncesi vardı. O yüzden evde yalnız başına ne yapacak diye çok endişelendim. Size çok teşekkür ederim. Altay:
- Erkek arkadaşın kim? Lamia:
- Hastalığı başladığında bir süre hafıza kaybı geçiriyor. Bir anda üç yıl kadar unutuyor. Biz üç yıldır beraberiz. Polis:
- Tamam. Bu gencin ağır baskı altındaki düşük direncini anlayabiliyorum. Mutsuz anlar olabilir ama erkekler güçlüdür, baş edemeyeceğin zorluk var mı? Neden kendini eve kilitledin? Dahası, sevgilini böyle endişelendirdin. İzlerken bile içim burkuluyor. Altay Lamia'yı işaret ederek:
- O benim kız arkadaşım değil. Lamia ağlar gibi yaptı. Polis:
- Biraz empati yapar mısın? Seni uzun süredir bekliyor. Sen.. Sen.. Lamia:
- Polis bey.. eliyle kafasını işaret etti hasta manasında.
- Anladım. Tamam, sorun yok. Her neyse sorunlarınız varsa doktora gitmenizi tavsiye ediyorum. Bu bayana zorbalık yapmayı bırakın, oldu mu? Ne güzel bir ilişkiniz var gurur duyun. Eğer kaybedersen, pişman olursun. Altay:
- Evet, polis bey.
- Bir de şey.. bedensel sorunun ya da ilişkinde problemler olsa bile düzgünce üstesinden gelmelisin. Bu kadar duygusal olma. Lamia:
- Teşekkürler, polis bey dedi. Polisler gitti. Lamia da içeri girdi. Altay:
- Gitmek için benden ne istiyorsun?
- Sana söylemiştim, gitmeyeceğim. Kesinlikle taşınmayacağım! Altay Lamia'yı şöyle bir süzdü.
- Neden öyle bakıyorsun?
- Merak ediyorum neden bir kadın bir erkekle aynı evde kalmak için ısrar ediyor. Tuhaf bir fetişin mi var?
- Senin tuhaf fetişin var. Vücudu kıllarla kaplı mi bana tuhaf diyor?
- O zaman neden taşınmıyorsun? Dün burada kalmana izin verdim, o benim son sınırımdı. Eğer yapabiliyorsan, saat 9'da çöp kamyonu gelmeden git.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 25, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sadece SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin