Bölüm 29

147 58 19
                                    

Çay da n ikinci yudumu alan Yasir duyduklarının etkisiyle istemsiz bir şekilde ağzındaki cayı püskürttü.
--- Afedersiniz dedi, peçete ile ağzını silerken.. Anlamadım, diye sordu. Hürü teyzenin bu sözleri ile içine bir ateş düsmüstü sanki..

Lina şaskın,
--- Ne diyorsun nine?! dedi.

--- Bak kızım biliyorsun bu yaşına kadar senin pek bir seyine karısmadım çünkü sana hep güvendim. Sen yanlıs bir şey yapmazsın. Fakat bu defa durum farklı. Anladığım kadarı ile ikinizin arasında gönül bağı kuruluyor yada kurulmuş.

Yasir ve Linanın bu gönül meselesini daha birbirine açmamısken hatta kendilere bile itiraf etmemişken Hürü teyzenin bu meseleyi açık açık söylemesi özellikle bu şekilde söylemesi ikisininde içini acıttı.

Hürü teyze şöyle devam etti,
--- Lina kuzum sen biliyorsun zaten de Yasir bey oğluma söylüyorum. Buras8 kücük yer oğlum. Küçük bir mahalle, burda herkes birbirini tanır. Kimin ne yaptığı, kimin kızı kimin oğlu ile konustu, kimin evine misafir geldi herkes bilir. Laf söz çok olur. Biz bugüne kadar alnımızın akı ile yaşadık. Kimsenin ağzına laf olmadık. Olmayız da..
Hele ben ne emekler ile büyüttüğüm kızımı nişanlı oğlanla konusuyormuş dedirttirmem. Kusura bakma dedi.

Lina ne diyeceğini bilemez bir halde kıvranırken Yasir anlamıştı anlayacağını. İçinde kocaman bir ateş parçası düşmüs gibi hissetti. Ateşin parcacıkları yanaklarına vurmuştu sanki. Ayağa kalktı önce, sonra tekrar oturdu. Sessizce çekip gitmek istedi. Olmadı. Kızıl saçlı sultanına son defa bakmak istedi olmadı. Başı önde sessizce bekledi. Yutkundu yutkundu durdu.

Beş dakika kadar süren sessizliğin ardından boğazını temizleyerek konuşmaya başladı.
--- Özür dilerim. Bir daha rahatsızlık vermem deyip kalktı. Odanın kapısından çıkacağı zaman Lina ya doğru yönelerek bakışları yine önde,
--- Allaha ısmarladık dedi.

Lina başı ile güle güle dedi ama Yasir fark etmedi.
Dış kapıya doğru koşar adım giderken Hürü teyze,
--- Yasir bey oğlum. Lütfen kusura Bakmayin. Hakkınızı helal edin dedi.
Yasir,
--- Helal olsun nine deyip çıktı gitti.

Yasir arabaya nasıl bindi ne zaman çalıstırdı da iş yerine geldi hatırlamıyordu. Odasına girip kapıyı hızla çarptı. Ceketini çıkarıp deri koltuğun üzerine atti.Bir köşesine de kendi oturdu. Sinirden dizleri titriyordu. Başını ellerinin arasına aldı. " Ne demek milletin ağzına sakız olmak yaaa, ne demek alnımız ak yaşadık, sanki biz leke sürdük. "
Saçlarını karıştırdı. Aslında saçını başını yolmak istiyordu. Kahrolmuştu işte. Hürü teyze açık açık söylemişti herşeyi.

" Ahh Hürü teyzem ahh, sen bilmiyorsun ki ben çiceğime zarar vereceğime kendimi öldürürüm, "

"Allahım ben ne yapacağım şimdi " deyip kalktı. Odada deliler gibi dolaşırken telefonun zili çaldı. Arayan babasinin sekreteriydi. Sinan beyin aradığını söyledi. "Bağla " dedi.

Babası Yasiri odasına cağırdı. O da ceketini alıp çıktı. Sinan beyin odasına vardığında amcasınında orda olduğunu gördü. Selam verip boş bir yere adeta kendini attı.

Sinan bey ,
--- Hayırdır oğlum neyin var ? diye sordu.
--- Yok bir sey baba.
--- Ne demek yok bir şey, boş bir çuval gibisin dedi.
Amcası Hüseyin bey söze karıştı,
--- Benzinde sapsarı olmuş. Bende merak ettim doğrusu. Hasta filan mısın yiğenim. diye ısrarla sorsalarda bir şey anlatmadı Yasir anlatamadı. Nasıl anlatsın hem ne desindi ki..
Gönlüne gurban olduğumun gözlerine bakamayacağım artık.. Bir deli nehir olsam da sevdiğimin gönlüne akamayacağım artık.. mı desin.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 07, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Karizma AdamımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin