BU EV

208 5 1
                                    


Herkese selamlar ve saygılar.Lütfen kusuruma bakmayın yoğun olduğum için pek yazamıyorum veya kısa oluyor, biraz idare edin.Hali hazırdaki eski bölümlerede bir çeki düzen vericem ancak fırsat bulamadım.İnşallah bir kaçay sonra seri bölüm paylaşmaya başlıycam.Aralara bana ait olmayan hikayeler atıyorum benim duyduğumda hoşuma giden sizinde hoşunuza gideceğini düşündüğüm hikayeler umarım beyeniyorsunuzdur keyifli okumalar.

Karanlık bir tünelde yüzerken nefessiz kaldığın dönüşü olmayan bir nokta gelir.Tek çaren, bilinmeyene doğru ileri yüzmek ve bir çıkış olması için dua etmektir.
Mercan mağaralarında istakoz avlayan Yunanlı dalgıçların sözüdür.


Gözlerimi açmış ancak, yataktan kalkacak gücü henüz kendimde bulamamıştım.Yatak tüm güzelliğiyle beni kendine çekiyordu.Zeynep'in sesini duymamla kendimi zorlayarak kalktım.
"Furkan hadi ya, hazırlan gidelim."
"Tamam ya beş dakka daha."
"Furkaaan kalk ya."
"Tamam kalkıyom." dedim ve kendimi zorlayarak yataktan kalktım.Banyoya geçip elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa geçip ağzıma bir kaç parça bir şeyler attım.Odaya geçtim ve pijamamı çıkarttım.Dolaptan siyah bir pantolon çıkartıp giyindim ve üstümede uzun kollu lacivert bir tişört giydim.Üzerimede soğumaya başlayan havalara karşı hırka aldım.Sigara, cüzdan, silah ve arabaların anahtarlarını aldıktan sonra Zeynep'in kapısına dayandım.
"Hadi be kızım."
"Sen uyandın mı?"
"Ben hazırım, hadi çıkta gidelim."
"Ben daha hazır değilim."
"Niye uyandırdın kızım beni o zaman?"
"Anca hazırlanırsın diye.Karar veremedim ne giysem diye."
"Farketmez kızım yarışmaya katılmıycan, hadi hemen birşeyler giy çık.Beş dakika sonra çıkcam."
"Ya ben beş dakikaya nasıl hazır olcam, daha ..."
"Bende seni seviyorum." dedim ve içeri geçtim.
Aradan beş dakika geçti ve ben kalkıp ayakkabımı giyinmeye başladım.
"Ben gidiyom." dedim ve arkasından kapı açıldı ve çıktı.O da siyah pantolon giyinmiş üzerine kırmızı tişört ve hırka almıştı.
"Mmmmm"
"Noldu?" dedi kızaran yanaklarıyla.
"Sana kırmızı çok yakışıyo..." şarkısını mırıldanmaya başlamamla yanakları tişörtle aynı renge bürünmüştü.
Ağzımı bezeleyerek ayakkabısını giydi ve kapıyı kilitleyip çıktık.

Kapının önünde iki araba vardı.Ben Belgin'i pek istemiyordum.İlk kez istemiyordum çünkü koltuğu arada bir ağrı yapıyordu.Geçip 106'ya bindik.Marşa bastım ve tatlı egzoz sesiyle birlikte gaz verdim.Vitese takıp el frenini indirdim ve devam ettim.

Binanın önüne geldiğimizde Safkan kapıda yatıyordu.Yanına parkedip indik.Binaya yönelip zile bastım.Kapı açıldı ve yukardan Alperen'in sesi duyuluyordu.
" Kim O?"
"Benim" dedim.Bir anda bağırdı.
"Annee, abim gelmişş..." ben biraz hızlandım kapının önünde zıplayarak bekliyordu.Gidip sarıldım ve öpüp kokladım.Nasıl özlemişim ya.
"Nerdeydin abi?"
"Geldim oğlum, bak Zeynep ablada geldi."
"Hoşgeldin abi." dedi ve kucağımdan bıraktım.İçeri geçtiğimizde ev eskisi gibi sigara kokuyordu.Annemle sarıldık ve annem bizi salona yönlendirdi.Zeynep'lede sarıldılar.İçeri geçriğimde ablam masayla ilgileniyordu.
"Hoşgeldin Furkan"
"Saol abla." dedim sarılırken.Geçip oturduk ve konuşmaya başladık.Bu sırada babam merdivenlerden inmeye başladı.İnince bana ve Zeynep'e hoşgeldiniz diyip geçip oturdu.Bizde geçip masaya oturduk.Annem herzamanki gibi coşturmuştu, anlaşılan acı soslar ablama aitti.
Yemekte Alperen dışında konuşan olmamıştı ve sakin geçmişti.Yemekten kalkınca eski odama çıkıp bir sigara içtim.Aşağı indiğimde annemler salonda oturuyordu, babamda tahminimce sigara içiyordu.Geçtim ve Zeynep'in yanına oturdum.Annemlerle biraz konuşmamızın ardından babam salona girdi ve tekli koltuğa oturup boğazını temizledi.Hepimiz ona döndük.
"Furkan, oğlum bak ben belki çok sert çıktım sana ancak bunun sebebi seni üzmek değildi, ben sadece bazı yanlışlar yapmanı istemiyorum.O arabayı ne kadar istediğini gerçekten biliyorum fakat bir haber verseydin, ne biliyim yani baba böyle bir düşüncem var deseydin.Ben boynuna yapışcak değilim ya alma diye."
"Baba bu güne kadar hep yanımdaydın, Allah razı olsun okuttun, büyüttün ama artık bazı şeyleri kendim yapmak istiyorum.Ben sadece sana yük olmak istemiyorum ve iyi bir araba denk geldiği için haber veremedim.Özür dilerim."
"Oğlum bir daha en azından bir haber ver tamam mı?"
"Tamam baba." dedim ve kalkıp elini öptüm.Kalkıp sarıldı ve gözlerindeki yaşları gizlemeye çalıştı.
"Furkan tercihler açıklanmış baktın mı?"
"Yok, nere tutmuş?" dedim yerime oturuken.
"Polis okulu tutuyodu zaten birde makine mühendisliği tutmuş?"
"Ooo çok iyi." dedim ve biraz daha rahatladım.
"Ne yapıcaksın?"
"Valla biraz daha düşünüyüm diyorum baba, vaktimiz var."
"Sen bilirsin oğlum ama benim gönlüm makine mühendisliğinden yana."
"Hayırlısı baba." dedim ve annem ayağa kalkıp mutfağa doğru gitti.Yaklaşık iki saat daha durduktan sonra kalkmak için müsade istedik.
"Oğlum gelceksin demi evine artık?"
"Baba biraz zaman ver bana kafamı toplıyım."
"Tamam oğlum." dedi ve hepsiyle vedalaştıktan sonra evden çıktık.Arabaya bindik ve Ramazan'ın eve doğru yola çıktık.
Evin önüne gelince arabayı park ettim ve eve çıktık.Eve girince salona geçtim ve televizyonu açıp kanalları gezmeye başladım.Zeynep geldi ve yanıma oturdu.
"Artık gitme zamanın geldi Zeynep."
"Biliyorum ve bu çok kötü."
"Evet fakat yapcak birşey yok."
"Mecburuz."
"Bir daha vurulsam."
"Saçma dapan konuşma ya!" diyip koluma vurdu.
"Senin için on defa daha vurulurum!"
"Ben böyle bir şey istemiyorum ama."
"Sıkıldın mı benden?"
"Saçmalama sana kıyamam."
"Biliyorum ve bu beni ayakta tutuyo." dedim ve kızarmış yanaklarını büyük bir hayranlıkla izledim.

Akşam yemeğimizi yiyip televizyonun karşısına oturduk.
"Aşkım hadi kalkta seni eve bırakıyım artık."
"Çok alışmıştım böyle olmasına.Sürekli birlikte yani."
"Bende çok alıştım ama artık gitmen gerek."
"Biliyorum.Hadi o zaman kalkalım."
"Peki." dedim ve kalkım üzerimizi değiştirdik.Ben idareten eşofman giydim.Zaten evelerine girmek gibi niyetim yoktu.Bayağa yorulmuştum.Odadan çıkıp onunda gelmesini bekledim.Elinde küçük bir bavulla çıktı.Elinden aldım ve kapının önüne bıraktım.Ayakkabılarımızı giyip aşağı indik.Bavulu bagaja koydum ve binip çalıştırdım.Zeynep çokten oturmuştu.Gaza bastım ve yola çıktık.
Evin önünde durana kadar ikimizde nerdeyse hiç konuşmamıştık.Arabayı park ettim ve bekledim.
"Çıkmıycak mıyız?"
"Aşkım çok yoruldum, sen çıkta ben başka zaman uğrarım."
"Tamam ama gelceksin başka zaman."
"Söz." dedim ve gözlerinin en derinine baktım.Bir anda sarıldı ve hiçbir şeye değişmeyeceğim o güzel kokusunu içime en derinlerime çektim.Sonra arabadan indik ve bavulunu çıkardım.
"Rıfat amcaya çok selam söyle ve teşekkür ettiğimi ilet."
"Aleykümselam."
"Görüşürüz birtanem zaten bu bir ayrılık değil niye bu kadar tribe girdik anlayamadım.Hadi iyi geceler." dedim ve sarılıp öptüm.Oda aynı şekilde karşılık verdi ve binaya girene kadar bekledim.Girince arabaya bindim ve gaza bastım.
.
.
.
Eve geldim ve bir anda ev çok boş geldi.Sanki bir anda ev sessizleşmişti.Salona geçtim ve bir sigara yaktım.Saat geç olmuştu ama pek umrumda değildi.Sabah villaya gidip sürpriz yapmayı düşünüyordum ve bunun için erken kalkmam gerektiği aklıma geldi.Sigaram bitince kendimi zorlayarak sessiz koridorda ilerledim ve odaya geçip yatağa uzandım.Telefona uzandım ve mesajlara girdim.
Gönderilen:ZEYNEP
BU EV SENSİZ YUVA DEĞİL SENİ GERİ İSTİYORUUUM, DÖNGELL DÖNGELL ALIŞAMAM YOKLUĞUNA ...
Yazıp gönderdim ve telefonu bıraktım.
Tavanı izlediğim 10 dakikanın ardından telefonum titredi.Arıyordu ve hemen açtım.
"Kolay mı sanıyorsun? Kolaysa gel ozaman."
"Bende Mecnûn'dan füzûn âşıklık isti'dâdı var;
Âşık-ı sâdık benim Mecnûn'un ancak adı var."
"Yani?"
"Odun ya, Mecnun'dan çok aşıklık yeteneği var bende.Mecnun'un adı çıkmış ama benim asıl, sevgiliye bağlılığın timsali."
"Ovvv, iyiymiş, romantik sevgilim benim."
"Odum hatunum benim."
"Yontan sen olcaksan odunluğa rağzıyım."
"Vayy, kamyon arkasına geçiyoruz yavaş yavaş."
"Tabii, ne sandın.Kalbinde yer yoksa sevgilim, merak etme ben ayaktada giderim."
"Boşuna sellektör yapmayın zamanı gelince hepinize yol vericem."
"Virajların ustasıyım gözlerinin hastasıyım."
"Vayy kızım sen nerden biliyon bunları, benimle koşmaya çalışacağına önce sana verdiğim yolda yürümeyi öğren."
"Çekemiyosan anten taktır."
"Cehenneme gidiyoz dedinde mazotumuz mu yok dedik güzelim der noktayı koyarı.Fuzûli'den nerelere geldik yav."
"Bu iyiydi bak."
"Bitanem ben yatıyım artık ya, sensiz biraz zor olcak ama."
"Benim için daha zor."
"Burda kokun var biraz onla idare etcem artık, senin işin daha zor gibi gözüküyo."
"Senin mavi tişörtün nerde acaba."
"Karaktersiz ya ne ara aldın."
"Aşkta herşey mübahtır."
"Pess."
"Neyse iyi geceler aşkım."
"İyi geceler güzelim." dedim ve kapattım.Yatakta dönerek geçen yarım saatin sonunda gözlerim ağırlaşmaya başladı ve sonunda kapandı...

ADINI SEN KOYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin