Neler Oluyor Bana Böyle

109 5 2
                                    

Sabah uyandığımda Yusuf un yatağında ve çıplaktım o da çıplaktı yoksa biz sarhoşken...

Yusuf hala uyuyordu derken birden uyandı ve beni çıplak görünce eliyle gözünü kapattı.

"Üstünü giyer misin Sıla?" Diye sordu.

"Sen kendine bak!" Dedim çok fazla şaşırmıştı.

Ben üstümü giydikten sonra beni evime bıraktı giderken dudağıma ufak bir öpücük kondurdu.

"Inan bana dün gece ne olduğunu hatırlamıyorum ikimizde sarhoştuk. Yoksa biz..."

"Sorun değil seni seviyorum." Dedim ve yanağına bir öpücük kondurdum.

"Özür dilerim." Dedi ve arabasına binerek gitti.

Hala uykum vardı. Ve başım çok fena ağrıyordu. Aynı zamanda da midem bulanıyordu. Bir daha içki içmeyeceğime yemin ettim ve evin kapısını açtım.

"Dün olanların hepsinden haberim var Sıla!" Dedi Deniz teyze.

"Biraz fazla kaçırmıştım beni öyle görmeni istemedim." Dedim haklı olarak.

"Sen o çocukla yattın mı!?!"

"Hatırlamıyorum Deniz teyze."

"Bekle ben hamilelik testi getireceğim bir yere kımıldama."

Istemsizce ağlıyordum. Buse de beni teselli etmeye çalışıyordu. Ama ya hamileysem. O Gökhan ve Jessica yı bulup öldüreceğim!

"Geldim al şimdi bunu tuvalete git ve işe."

Dediklerini yaptıktan sonra testi ona verdim. Bana dönüp şaşkınca baktı.

"Sıla sen hamilesin!?!?!"

Anında bir çöküş yaşadım. Hızlıca odama çıktım. Ve ağlıyordum evet ağlıyordum kafamı yastığa gömdüm.

Istediğim tek şey Yusuf un beni reddetmemesiydi. Ona ihtiyacım vardı. Onun kokusunu içime çekmeye onun gülüşünü görmeye o güzel beni rahatlatan sesini duymaya ihtiyacım vardı.

Ya beni reddederse ya beni tanımazlıktan gelip hayatına devam ederse. Zaten para varsa herşey var para varsa mutluluk aşk şan şöhret hepsi var. Ama düzgün bir sevgili parayla bulunmuyor!

Onu cidden çok seviyordum bu yüzden onunla konuşmak için biraz kendime gelmeliydim.

**********

2 hafta sonra

Sanırsam kendimi toparlamıştım. Ama yine de korkuyordum. Cesaretimi toplayıp Yusuf u aradım.

"Efendim canım?"

"Yusuf seninle konuşmam gereken bir konu var. Öğleden sonra deniz kenarındaki kafede buluşalım."

"Birşeyin mi var Sılam. Sesin ağlamaklı çıkıyor?"

"Sadece kafeye gel..."

Ne dediğini dinlemeden telefonu kapattım.

Öğleden sonra olunca vakit gelmişti. Deniz kenarına gittim.

Yusuf gördüm.

"Hoşgeldin Sılam." Dedi ve bana sarıldı ben karşılık vermeyince şaşırdı.

"Çok önemli bir konu var." Dedim sakin kalmaya çalışırken.

"Neyin var söyle!?"

"2 hafta öncesini hatırlıyor musun?" Dediğimde şaşırdı sanki anlamış gibi.

"Olamaz!?" Dedi ağlamaklı.

"Ney olamaz kabullenmelisin!?"

"Sıla bu doğru değil tamam mı!?"

"Sırf o Gökhan ve Jessica yüzünden doğru olmayan birşey yok!?"

"Ikisinin de canı cehenneme!?" Dedi ve elini saçlarının arasından geçirdi.

"Bu konu benim canımı çok sıkıyor." Dedim sakinleşmeye çalışarak.

"Ne kadarlık?"

"2 hafta."

"Sıla benim bi dediğim sana çılgınca gelecek ama bence onu aldirmalıs-" derken lafını kestim.

"Ne diyorsun sen!? Masum bir cana mı kıyayım evet çok çılgınca!?" Dedim sinirden ağlıyordum.

"Sıla bilmediğin çok şey var!?"

"Söylemezsen nasıl bileyim!?"

"Bunu sana söyleyemem ama ben bir masum cana daha kıyıp değer vermeyeceğim sana yaptığım gibi. Sevdiğim insanların çoğalmaması lazım yoksa başıma cok pis belalar açarım seni ve onu kaybederim. Eğer senin ölümüne neden olursa onu hiç sevmem!?!?"

Ne diyeceğimi bilemiyordum arkamı dönüp gitmekten başka çarem yokdu. Beni reddetmemişti ama kabullendiği de söylenemez. Boşluktaydım kısacası hem yalnız hemde çaresizdim.

************

2 hafta sonra...

Yusuf u aramıyordum. O sürekli arıyordu ama ben açmıyordum.

Kafamı dağıtmak için Buse yle beraber deniz kenarına gittik.

Yusuf ta deniz kenarındaydı denizi seyrediyordu bir yandan da bira içiyordu.

Ben farkettirmeden yanından geçmeye çalıştım ama beni fark etmişti. Ve peşimden geliyordu.

Bileğimi kavradı ve beni kendine döndürdü.

"Haydi kalk evleniyoruz!" Dedi ben ona şaşkınlıkla bakarken. Ardından diz çöktü ve "Benimle evlenir mısın?" Diye sordu elinde pırlanta yüzükle.

Ne yapacağımı ne söyleyeceğimi neden burada olduğumu neden o gün Jacob un doğum gününe gittiğimi bilmiyordum. Hiç bir sorunun cevabını bilmiyordum. Hemde hiçbir şey...

"Eee cevap vermeyecek misin?" Diye sordu tekrardan.

"Evet." Dedim hayattan bıkmış bir şekilde.

Pırlantayı parmağıma taktı. Arfindan ani bir hareketle sarıldı ve alnımdan öptü.

^^Yusuf^^

Çocuğu aldırması gerekiyordu ama beni dinlemiyordu. Şimdide çocuğumu geçmişimden korumaya çalışacaktım.

Ama nedense hergün karşıma geçmişimle ilgili sorular çıkıyordu.

En azından evlenmek onun moralini bir nebze düzeltecekti. Onu seviyordum ama aynı zamanda kaybetmekten korkuyordum. Annem beni sevmiyor ki benim sevdiklerimi de sevmiyor. Bu yüzden bana davrandığı gibi onlara davranmaması lazım. Onu öldürecek olsam bile Sıla ve bebeğimi koruyacaktım. Başka seçenek yoktu onu bu zor zamanında yalnız bırakmazdım bırakmamalıydım herkesin beni bırakıp gittiği gibi ben onu bırakıp gitmeyecektim ne pahasına olursa olsun hep onun yanında yani başında olacaktım çünkü onu gerçekten HAYATIMDAKI HERŞEYDEN ÇOK SEVİYORDUM NE PAHASINA OLURSA OLSUN O BENIM SADECE BENIM!!!

______________________________________

Sen rekabet iste ben buna bayılırım. Yazarın gücünü hafife alma. Okuyuculuk gururun vardır umarım. Perişan olupta votesiz durumda kalma. ♡♡♡

Gizemli AmerikalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin