Karnım zil çalıyordu.
"Ben çok acıktım hadi yemek yiyelim." Dedim.
"Yanımızda sadece aburcubur var bunları erzak olarak saklayalım. Sende Yusufla balık tut olur mu?" Diye sordu Jacob.
"Pekiğ."
Kamp alanından biraz uzaklaşarak kayaların üzerine oturmuş bir şekilde gölü izlerken Yusuf u gördüm. Çok tatlı duruyodu amaağ.
"Naber?" Dedim yanına otururken.
"Balık tutmaya hazır mısın?" Diye sordu. -tamam- dercesine kafamı salladım. Ve...
"Iyi de Yusuf oltamız yok!"
"Oltaya ihtiyacımız olduğunu kim söyledi?" Deyip yerden ucu sivri olan kalın bir çubuk aldı.
"Beni izle Sıla." Yanına gittim.
Üstündeki tişörtü çıkarınca baklavaları ve kasları belirdi. Bana sağ tarafını döndüğünde sağ omzundaki dövme dikkatimi çekti.
"O dövme ne?"
"Neden sordun?"
"Merak ettim bu yaşta dövme falan."
"Seni ilgilendiren birşey değil."
"Ailenle mi ilgili?"
"Ama ben sana geçen gün bir daha aile konusu açılırsa ne yaparım demiştim Sıla?" Dedi.
Kaçmaya başladım. Ama Yusuf hemen yakaladı ve beni kucağına alıp göl e fırlattı.
"Yaa Yusuf çok soğuk üşüyorum çıkmama yardım ett!"
"Onu önceden düşünecektin!" Dedi sırıtarak.
+Gülünce çok tatlı oluyor değilmi
Iç ses sen kafayı mi yedin!
+Ama çok tatlı yağğ
"O benim!"
"Kim senin Sıla?"
"Ay ben onu sesli mi söyledim!?" Şaşırmıştım.
"Evet."
"Seni ilgilendirmez hem çıkar beni artık üşüyorum!?"
Yavaşça göle girip çıkmama yardım etti. Üstüm sırılsıklam olmuştu.
"Beğendin mi şimdi yaptığını?!" Yalancı bir sinirle devam ettim "Sırılsıklam oldum lanet olsun dostum canın cehenneme!"
"Ne ara amerikan polisi oldun sen." Dedi ve güldü sonra devam etti "Benim tişörtümü giy yanlış anlarlarsa döverim onları içine sıkıntı olmasın." Deyince istemsizce gülümsedim o ise ifadesini değiştirmiyordu.
Tişörtünü giydim. Çok bol ve uzundu ama çok güzel kokuyordu ah evet Yusuf un kokusu...
+Aşıksın işte mal
Uff snne be slk .s.s
Büyük büyük balıklar yakaladıktan sonra kamp alanına geri döndük.
Ateş başında sohbet ediyorlardı. Jacob bana döndü ve...
"Yusuf un tişörtünün senin üzerinde ne işi var!?!?!?" Dedi sinirle herkes bana bakıyordu Yusuf geldi ve olayı onladı.
"Seni ilgilendiren birşey yok Jacob Sıla çok sakar göle düştü." Deyince herkes kahkahalara boğuldu ama yalan söylemişti beni göle o attı belkide bu seferlik çenemi kapatmalıydım.
Ardından balıkların içine dal geçirdik ateşin önüne koyduk. Hayatımda böyle balık yememiştim.
"Çok nefis olmuş Yusuf eline sağlık!" Deyince bana bakıp güldü ve...
