"-sa
+as
-nasılsın
+iyiyim sen
-ben de iyiyim, nasıl gidiyor bahseder misin?
+hiç bahsedemeyeceğim zira çok uykum var."Evet kahramanımızın uzuunca bekleyişinin ardından gelen ilk diyalog aynen yukarıdaki gibiydi.
Şimdi olayın biraz öncesine gidelim.
Rüyalarında suskunluğunu koruyan, "benimle neden konuşmuyorsun?" sorusuna hiç cevap vermeyen beklediği, birkaç gün öncesinde suskunluğunu koruyamamış ve ağlamaya başlamıştı, "benden vaz mı geçtin?" dercesine...
Hal böyle olunca kahramanımız daha fazla dayanamadı ve gereğini yaptı.
Şanstır ki sevdiceği yine konuşmadı ve uykusunu bahane ederek suskunluğa büründü.Bu onun için iyiye işaretti.Bugün susan, elbet yarın içine dökecek, ağlayacaktı.Zaten herşey bir tekerrür içerisinde değil miydi?
Cilasını atmanın sevinciyle doldu içi.En azından muhabbeti başlatmıştı.
Kibriti alevledi.Gecelecekteki soğuk evlerinde şömineyi alevleyecek o kibrit, yine o evi yakıp yangın çıkartabilecek aynı kibritti.
Belki de okadar dayanmayacak, sigarasının dumanını parçalayan rüzgara veya onsuz geçen zamana yenik düşecek ve sönecekti.
Yatağına uzanıp, birbiri ardına gürleyen havanın ve rüzgarın ahengini dinlemeye daldı.
Şiddetli bir savaş vardı sanki.Havada mı dersin? 😊 bizzat içinde.
Şimşek çaktıkça evin içi aydınlanıyor hesaplar soruluyordu bu gece.Bedeller ödeniyordu.Tüm gerçeklik adeta röntgende gibi beliriyordu.Yaralarını sarmaya çalışan rüzgar da şarkı söylüyordu ona.İkisi arasında bitkin düştü.Ne mutlu ona, yağmur başladı.
Yorgun ruhunu karanlık ve uyku kuşattı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bekleyiş
RandomYarın universitesinin ilk günüydü.Heyecanla bekliyordu.Mu acaba? Sil baştan bişeyler bekliyordu.Geçmişinden ders alarak, geleceğine emin adımlarla yürümek istiyordu. Ama istemekle olmuyordu.Biliyordu. Bekleyecekti...