Robinson ve cuma adada boş boş otururken yanlarından bir gemi geçti ve şu şarkı çalmaya başladı: yavrum kaldır kollarını teslim ol etrafın sarılı sabret af çıksın sana ben öptürcem bu evin yollarını...... Müzik son ses bangır bangır.........
-Cuma len gemi geçi seslen hemen!
-Damamdır ağabey amma burdan nere gemi geçer oldu?
- Nere olursa olsun sen seslen.
Ve selenirler ama hayatının en yanlış hatasını yaptıklarından haberleri yoktu tabii. Gemiden değişik yüzlü bir yaşlı adam ve korkunç iki tane kız iner.
- Hayırdır gençler burda ne işiniz var?
-Şey abi biz bu adada mahsur kaldık rica etsek bizi yolunuzun üstü bir yere bırakır mısınız?
-İyi yama atlayın.
Der ve yola koyulurlar. Adam gizlice sinsi bir kahkaha patlatır ve:
-Kızlar yeni avlarımız çok iyi demi?
-Evet baba, çok eğleneceğiz.
Ve ardından "Amrika'ya vardık ."diye bir ses duyulur. Ama bırası Amerika'ya hiç benzemiyordur adam Robin ve Cuma'yı korkunç yıkılmak üzere olan bir binaya götürür bir odaya hapseder ve:
-Kurtulun kurtulabilirseniz😈😈😈😈!!!!
Der kızlarla birlikte bir kahkaha atar ve giderler. Robin ve Cuma çok korkarken karanlıktan onlara doğru gelen iki kız birbirinden farkı yok ve şeytanca "Oyun oynayalım mı?" Derler ve asansör açılır içimden onlara doğru gelen hayvan kılına girmiş insanlar görür adamlar silahlarını kaldırır ve:
-Son duanı et😈😈😈😈!!!!
Diğer adam:
-İlk sen cuma.
Der ve cuma başlar:
-Temel'in bütün fıkralarını okumadan ölemem!!!!
Robin:
-Ben de Recep İvedik'in bütün bölümlerini izlemeden ölemem!!!!
Adamlar iğice sinirlenirler ve onlara salak olup olmadıklarını sorrar ve adından Cuma:
-Valla ben doğarken annem biraz cigara içmiş amma doktor zarar vermediğini söyliyi.
Robin:
-Ebeminde halılarını yıkamassam egem beni kesecek ya da beddua edecek izin verin de beni ebem kessin.
Bir anda her yer sis olur ve adamlar ve kızlar kaybolur. Fakat asansörden kanlar akmaktadır.