4.BÖLÜM

208 15 8
                                    

Zaten Mustafa'yı gördüğü için heyecanlanan kalbi onun dediklerini idrak edince daha da hızlı atmaya başladı. Onu ne kadar çok istediğini o an söylese mi yoksa hiçbir ifade belirtmeden uzaklaşsa mı diye düşünürken bir an kendini ona mahçup olmuş şekilde gülümserken buldu. Mirza'nın bu hamlesini beklemediği belli olan Mustafa, büyük bir sırıtışla genç kızın yanından geçerken fısıldadı.

"Akşam görüşmek üzere. "

**

Mesut bir gülümsemeyle camiye yönelen genç adam..
Camiye yönelene yönelen tatlı heyecan..

**

Sokaklarına girdiği an hızlı adımlarla evine yöneldi. Yanından geçen insanlar Mirza'nın neredeyse kanatlanıp uçacak olan bu mutluluğunun sebebini hafızlığının bitmesi olarak görüyordu. Nerden bilebilirlerdi ki kalbindeki bu tatlı heyecanın sahibinin Mustafa olduğunu?

Zeynep'in sesiyle adımlarını yavaşlatan Mirza, tekrar koşar adımlarla arkadaşının yanına gitti. Zeynep Mirza'da ki bu mutluluğun sebebine anlam veremeyen gözlerle ona bakarken Mirza demirlikler olmasına rağmen arkadaşına sarılmaya çalışıyordu. Zeynep içinden besmele çekerken arkadaşını sakinleştirmeye çalışıyordu. Mirza elini ağzına koyup sessiz bir çığlık attı. " Eğer doğru anladıysam akşam sözleniyorum. "

Zeynep ağzını kapatma ihtiyacı duymadan çığlık atınca yanlarından geçen Fesun teyze kızlara ayıplayan bakışlarla baktı. Mirza Zeynep'i demirlikler arasından içeri iterken Fesun teyzeye döndü. "Kusura bakma teyzem, Cübbeli Ahmet Hoca'nın bizim camiye gelip sohbet vereceğini zannetti bir an, kusura bakmayasın sen.

Fesun Teyze ise çığlığın sebebini duyunca bir an ifadesi değişti. Tesbihini çeke çeke yoluna devam ederken kendi kendine söyleniyordu. " Ah hocam ah, ölmeden evvel bir kez sohbetini dinlesem başka da bir şey istemem ya. "

Ardından Mirza hemen pencereye döndü. Perdelerden göründüğü kadarıyla Zeynep şuan yere yatmış ayaklarını havada sallıyordu. Mirza'nın seslenmesiyle tekrar ayağa kalktı ve engel olmadan yüksek sesle konuşmaya başladı. Mirza arkadaşını susturmaya çalıştı ve tekrar içeri doğru itti." Hemen hazırlan haydi, bize gidiyoruz. "

Abartısız olarak söylüyorum ki Zeynep 5 dakika dolmadan Mirza'nın yanındaydı. Mirza Zeynep'e bakınca az daha yere oturup kahkaha atmaya başlayacaktı. Zeynep ise başörtüsünü bağlamaya çalışırken bir yandan da konuşuyordu. " Demek benden habersiz işler karıştırdın sen ha, alacağın olsun Mirza, hiç beklemezdim senden, güya en yakın arkadaşın benim, kimle olduğunu bile bilmiyorum, yazık değil mi ba--"

"Konuşmayarak iki dakika dinlen güzel arkadaşım, hepsini anlatacağım. Yeter ki eve girdiğimizde bizimkilere bir şey belli etme. "

Zeynep bunun üzerine Mirza'nın koluna girdi ve neredeyse koşarak evlerine doğru ilerlediler. Caminin köşesinden kendilerini gülümseyerek izleyen genç adamın farkında değildiler.

**

- Hoşgeldin yavrum... Oo Zeynep'im sende hoşgeldin güzel kızım. Gelin hele içeri... "

Mirza'nın içinden annesine sımsıkı sarılmak geçse de kendini tutarak sadece gülümsedi ve Zeynep de peşi sıra oturma odasına girdiler. Babası koltukta düşünceli şekilde oturuyor, abisi ise cevap bekler gibi meraklı şekilde babasına bakıyordu. Mirza odaya girince abisi aniden gülümseyerek ayağa kalktı ve Mirza'ya sarılarak omzunu öptü. " Hoşgeldin güzelim benim, abisinin bitanesi.."

Aralarında ki bu sevgiye hiçkimse anlam veremezdi. Tamam, normalde de tabii ki abi kardeşini severdi. Ama Mirza ve Musab Ümeyr 'in ilişkisi abi kardeş ilişkisini geçmiş, onlar sanki iki ayrı insan değil de, iki ayrı bedende tek yürekti.

HELALİM OLUR MUSUN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin