OHA LAN UUUUUU

139 10 1
                                    

-Ni vır be

-NE OLCAK ALLAHIN DELİSİ BİDE KORECAN OLACAN HA.

-NE DİYON OLOM SEN.

-Ne diyom biliyon mu? Bana zarf geldi. Ve açtım BENİ OKUL KOREYE YOLLUYO.

-Neeeee

-Açtın mı bari

-Acamadım senle konuşmaktan.

-E ne bakliyon açana.

O bunu dedikten sonra telefonu hoparlöre aldım. Ve elimdeki zarfın içine ettim. İçindeki kağıdı çıkarıp dışımdan okumaya başladım. Allahın delisi duysun diye.

Sayın Suna Tamer,
Okulumuz bu yılki kore Seçmelerinde sizi seçmiştir. Uçak Biletiniz zarfın içindedir. 17.02.2016 tarihinedir. Saat gece 00.00 da kalkacaktır. Yanınıza eşlik etmesi için Yusuf Ekrem Ceylan'ı yolluyoruz. Size orada yetecek kadar para vereceğiz. Orada yapacaklarınız tamamen size aittir. Orada otel tutacak ve kafede part-time işte çalışacak ve orada bir şirket Seçmelerine gireceksiniz. Oradan ünlü olmadan dönmek yok.

Yusuf ordan bana bağırıyo bide aklınca. Fırçası kayılınca sustu. Tutuldum lan belki transa bile girdim. Koreye gidersek ben B.A.P oppalarımı görecem. Ama belki.

Hayallerim gercek oluyo. Ben deli gibi orda ne yapcam diye düşünürken telefonu açık bıraktığımı farkettim. Salağım ben ya.

Direk odama koştum. Bavul hazırlamaya başladım. Bavulu hazırladıktan sonra ev sahibini aradım. Kiradan çıktığımı söyledim. Ev eşyalıydı. Bu yüzden sadece kıyafetlerim ve bi kaç makyaj malzemelerim vardı. Annem ve babam Abimin yanında yani izmirdelerdi.

Akşam evin anahtarını ev sahibine teslim edince yusufun evine gittim. Kapıda ev sahibiyle görüşüyodu. Yanıma geldi.

-Suna kızmassan sana bi şey söylicem. Ben evi sahibe teslim ettim.

-Yusuf. İYİ B.K YEDİN NERDE KALCAZ

-kızma ya ilkerlerde kalalım.

-bence direk otele gidip kalalım. Yemek falanda var doyururum şu guruldayan karnımı. Acıktım ya.

-olur.

Bu fikir onay aldıktan sonra direk otele koştuk. Orda kaldık.

Yarın hemen bi Istanbula bilet aldık. 12.00 da istanbuldaydık. İstanbulda gece 12ye kadar oyalandık. Veee bindik uçtuk güney koreye.

Koreeeeee

Uçaktan indik. Gimpo havaalanındaydık Yusuf bir aralar beğenmediği kızlara şimdi hayranlıkla bakıyodu. Burası acayip rahattı. Halkın Türklere karşı yaklaşımı çok iyiydi. Türkçe söylesem direk anlıyolardı.

Hava kararmaya başlayınca otel bulduk. Orada bi müddet kalmamız lazım. Ertesi sabah part time iş aramaya başladık. Bi cheese cakeçi dükkanında işe başladık. Karşımızda TS binası vardı. Yani B.A.P nin şirketi. Jer gün mutlaka buraya gelirlermiş. Özellikle Daehyun.

Sabah sabah dükkana gelirken yusuf ha bire mızmız landı. Neymiş sabahtan akşama kadar iş olurmuymuş. O tam mızmız lanırken karşımızda B.A.P durup bizi izliyomuş. Yusuf hazır elimin tersindeyken yüzüne tokadı çaktım. Sağolsun B.A.P de orda gülmeye başlamış.

Biz tabi korece az ne dicez ki. Yarım yamalak koreceynen

-Biane

Diyebildim sadece. Onlarda Türk olduğumuzu anladılar. Bize bi kaç soru sordular. Onlar tam soru sorcakken patron çıkageldi.

-İşe niye geç kaldınız. Bi daha olmasın yoksa anında kapı dışı olursunuz.

Adam Çinli heralde. Dediğini anlamadım. Yongguk sağolsun bana çevirdi. Bende tamam dedim.

Yusuf... bana... hala...bi... neyse boşver.

Ergenlik=Biz (B.A.P)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin