Düzenlendi 👍
❤❤❤
Huzur...
Huzuru bulmak onunla bütünleşmek bir denizin sonsuzluğu,dalgaların sesi veya gökyüzüne bakıp bulutları biçimlendirmek,yıldızlarda kaybolmak...
Kimisine göre sıcak bir ev ve içinde kahkahalarla muhabbet eden bir aile...
Evet en azından benim için huzur bunlardan ibaret. Her ne kadar ailemi 12 yaşında sıcak yuvamda çıkan bir yangında kaybetsem bile...
Ve ben bencillikle ailemi o yangında bıraktım. En azından hatırladığım kadarıyla. Kendimden son 10 senedir her saniye, her an nefret etmekle tiksinerek geçirdim.
İntihar girişiminde asla bulunmadım ama...
Deniz kenarında ben kendimden yine tiksinerek ağlıyorum. Biliyorum ben ne kadar ağlasamda ailem yanımda olmayacak son sekiz senedir olmadığı gibi. Ya kardeşim o daha iki yaşındaydı. Her ne kadar erkek kardeş istemesem de o benim kanımdı, küçük umudumdu.biz kardeştik.O çok erken öldü.
Ölüm...
Ben ve ailem arasına giren duvar. Bu hayat bana acıdan başka birşey vermedi ben neden nefes alayım ki?
Ayakkabılarımı çıkarıp buz gibi soğuk olan denize ilk adımı attım. Ölüme ilk adım. Sahil her zamankinden daha da sessiz sadece dalgaların ve benim için ölümün sesi var.
Soğuğu iliklerime kadar hissediyorum zaten bunun için buradayım dimi? Deniz suyu diz kapaklarıma kadar geldiğinde 'burdan dönüş yok!' diyerek kendime gelmeye çalıştım.
Sonunda aileme kavuşucam işte.
Suya girdikçe kumun, ayağımın altından kaydığını hissedebiliyorum. Nefes almam gerekiyordu ama ne yüzmek için ne de nefes almak istemiyorum. Boğazıma dolan tuzlu su ciğerlerime dolmaya başlamıştı. Ve çok boğazım çok acıyodu.Bu acı,ölümdü benim için. Çırpınmaya başladım amaçsızca. Ama dönüş yoktu öyle değil mi?
Kendimi dalgalara bırakırken düşündüğüm tek şey;
Geliyorum anne...
***
"Hadi nefes al! Hadi!"
Duyduğum sesler ve dudağımda hissetiğim baskıyla öksürmeye başladım. Neler oluyor? Ölmedim mi ben? En son gözlerimi kapatmış, ölüme teslim olmuştum.
Gözlerimi açmaya çalıştım. Ve başardımda ama ölmeyi başaramamışım.
Ellerimden destek alıp oturma pozisyonu aldım. Sahilde bir kaç kişi var ve benim başımda meraklı bi şekilde dikiliyorlar. Bakışlarımı onlardan çekip nalet hayatımı, kurtaran adama baktım. Gözleri sevinçle parlıyor. Ve meraklı...
"İyimisin?" diye sordu nefes nefese.
Cevap vermek istiyorum ama o kadar halsizim ki konuşamıyodum. Kafamı 'iyiyim' manasında salladım. O da tatmin olmuş olacak ki kafasını sallamakla yetindi. Ama gözlerini benim üzerimden bir türlü çekmiyor. Hoş bende çekmiyorum ya...
Gözlerimi ondan çekip çarşaf gibi önüme serilen denize baktım. İyiyim. İyiyim.
Ben iyi olmak istemiyorum ki! Ben yaşamak istemiyorum! Ben nefes almak istemiyorum! Bu hayatı yaşamak istemiyorum! Ailemden artık ayrı kalmak istemiyorum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PATRONUM
General FictionHani insan kendini bi boşlukta hisseder. Bir anda düşersin. Ne söyleyecek laf kalır nede itiraz edecek halin. Ben o boşluktamıyım bilmiyorum ama düşmekten çok korkuyorum. Yanlış bir karar hayatımı mahfedebilir. Bu adam beni şirketinde yere atıyor...