Aşkın Refahı

112 12 5
                                    

Bu aralar yaşadıklarımdan doğru orantılı olarak delirmekten çok korkuyordum. Okulun kütüphanesinde boş boş etrafa bakınıyordum. Düşünen adam haraketi yaptiğım bir anda elime bir fazlalik geldi . Bıyığım vardi ! Hem de her zamankinden değildi, bu bayağı pala bir bıyıktı.

Yalnız bu bıyık kıpırdıyordu. Bir an seslice "allah" diye bağırdım.Herkes bana bakiyordu. Arkama bakmak istiyorum ama bir türlü bakamıyorum o kıbırdayan neydi ? Ben böle 5 dk hiç kıpırdamadan durdum. Herkes don heykelini yaptığımı sansa da cok korkuyordum. İnsallah ağlamazdim. Bir süre sonra elimdeki bıyık gitti . Artık arkama dönebilirdim. Döndüğümde hiç kimse yoktu . Ne yani ben bunca zaman bu korkuyla mı oturdum orda? Kendimden nefret ediyordum. Artık delirmiştim. Alın beni deli hastenesine ya, diye içimden kendime sitem ediyordum.

Neyse ya birazda olsa sakinleştim. Sakinleşmez olaydım, yan masadan biri bana seslendi.Seslendi mi acaba? Yok ya ne seslenmesi gine benim deliliklerim . Ne olacak ki başka? Korkumdan yan masaya bakamıyordum. Artık deli mi olmuştum .Tam olarak bilmiyordum . Ve ciger yemiş kedi gibi adamin yanina gidip ,masaya elimi vurduktan sonra (istemsizce)

"Buyrun bana mı seslendiniz."

"Bilmem "

"Beni deli etme adam , noldu işte."

Adam konuşmadan kaş göz hareketi yapıyordu. Ben anlamamazlıktan gelmiş gibi duruyordum ama gercekten anlamamıştım.Yoksa anlamamak için kendimi mi sıkıyordum? 

Adam ses çıkarmadan  hala kaş hareketi yapiyordu.Adam herhalde yan masayi gösteriyordu. Ve ne goreyim? Bizimkiler kikir kikir gülüyorlar . Ah ben size yapacağımı biliyorum . Adamdan özür dileyip kitaplarimi alip dışarı çıktım.Aslında adamdan özür dilememem gerekiyordu . Bunları başıma açan hep cadı kayraydı. Çok kırılmıştım,üzerine rezil oldum . Beni kesin yaa!

Dışarı çıkdığımda arkamdan hemen serkay gelmiş. Serkay ile tam olarak tanışmıyorduk. Ondan dolayı biraz çegingendik.Ama adamın tarzı  vücut yapısı yıkılıyordu.

İlk bakışta etkileyen gözleri vardı. 1.80 boylarındaydı . O an benden uzun olduğunu düşünüp mutlu olmuştum. Çünkü bir erkeğin bir bayandan uzun olması her zaman iyi bir durumdur .
Beyaz tenliydi , hatta o kadar beyazdı ki fondoten varmış hissi veriyordu. Pürüssüz bir cildi vardı. Sanki porselen bebek tanımı onun için kullanılmaya başlanmış. Hele bir dudakları vardı ki... Üst dudağı ince , alt dudağı ise ona nazaran daha kalındı.
Pembemsi bir rengi vardı. Utanınca yanağımızın aldığı renk gibiydi . Beyaz tenine ne kadar da yakısmıs dudakları. Gözleri?
Gözlerini anlatmaya doyamıyorum . Rengi yosun yeşili gibi koyu.Saçlarında boya mı var ? diye düşünüyor insan ister istemez. ama saçının arkasında bir tutam beyaz var. Simsiyah saçların içinde nasıl da parlıyor. Ona ayrı bir güzellik katıyor. Ayakları biraz büyük olmasa hiç bir eksikliği olmayacak ama her güzelin bir kusuru var diye bosuna dememişler.

Serkayı kafa noktasindan ayak ucuna kadar hiç ummadığım şekilde inceliyordum,kafasının ovalliği yırtmaçlı pantolunun delik delik gözleri benimle çıkar mısın? diyordu ,resmen. Aşık mı oldum yoksa ! BİLMİYORUM.  Artık korkmaya başlamıştım, bu sessizliği biri bozması gerekiyordu eğer bozmaz ise elim ayağıma dolaşırdı, kalbim ciğerlerime... İçimden dua ediyordum ama olmuyordu . Kalp atışlarım  gittikçe virajı geçen arabının hızlanması gibi küt küt atıyordu. Dakikada 150 kere attığı bile oluyordu. Ordan uzaklaşmam lazımdı, mal mal sırıta sırıta 5 dakikada  bir arkama bakıp duruyordum. Biran küt diye  bir ses çıktı . Sesin kulaklarıma ulaştığı anda beynimden uyarılar geliyordu .Abuk subuk şeyler yap diyordu. Sanırım, beyin iflas etmişti. Her şeyi unutup tedirgince;

"Vallahi ben yapmadım"

"Neyi"

"Onu ,neyse ya pardon"

Rezil olmanın doruk noktası bu olmalıydı. Önceki yaşadıklarım bunun  yanında tırttı .Hem de bayağı... Neyse tam kafamı çevirdiğim anda , göz bebeklerim  bir kütükle ahenk içinde dans ediyordu. Meğersem , sesi çıkaran bir kütüktü. Yok yok alnımdı.  OF ! Kafam çok kötü ağrıyordu. Şişmiş olamalıydı. Hemen Kayrayı aradım . Ha bu arada kayra, benim en iyi arkadaşım. Tabi bugün biraz kırılmıştım ama biz ayrılmaz ikiliydik. Biraz inatcıydı. Tamam tamam, ben de ondan az değilim. Kabul ediyorum ,zaten bundan dolayı birbirimizi arkadaş gibi değil de , kardeş gibi görüyorduk. Neyse hemen Kayrayı aradım .

" Knk çabuk tuvalete gel "

"Ne oldu?"

 " Sana gel diyorum."

" Gelsem mi?"

"Kayraaaaa!"

"İyi tamam geliyorum"

"Tamam, kütüphanenin kız tuvaletindeyim . Gel çabuk."

"Yok ben erkekler tuvaletine gidiyorum " 

"Dalga geçmeyi kes ve gel"

Tuvalete geldiğinde direk sorusu,

"Ne oldu ?"

" Odun çarptı "

" Yoksa bizim  Serkay mı dövdü. "

" Serkay odun mu ? O boyu. o kilosu , o tişörtten gözüken baklavalar ..."

"Neyse baklava demişken iki dilim baklava yiyelim."

"Olmaz onların yanına gidemem alnım şiş "

"Kızım sen harbi gitmişsin , bu kadar kaptırma kendini , şimdi ben sana bi taksi gönderiyorum. Tamam ? Ama önce git bi içerdekilere   baybay de . Hadi yürü ."

Kayranın zoruyla  içeri gitmiştim. Pinokyonun burnu benim alnımın yanında halt etmiş . Orda sordular "alnına ne oldu"  İlk ben sessizliğimi korudum . Sonra kayra b.k ebesi gibi araya girip "Odun çarpmıştır odun" demesin mi! Dediği an  oturduğum yerden masanın altından uçan tekmeyi yedi, bir yerinden . Yüz hatları değişmişdi. Gülen surat yerine  -acıyan bir şey varmış - eyleminin temsil eden  surat bırakmıştı . Hak etmişti ama. 

Neyse  ben "baybay "deyip çıktım. Uzun, geniş  koridorda suratımı asa asa yürüyordum. Suratımı asmaktan cildime kırışıklar savas açmak üzerindeydi ki. Biri kolumu tutup  duygusunu anlayamadığım bir şekilde "Su " dedi. Evet bu serkayın sesiydi.

" Ne oldu ?"

" Ben seni bırakırım gel benimle "

Aslında çok istiyordum ama  kolay elde edilemeyeceğimi ifade etmek üzere reddettim. 19 yaşımda olsamda , ergenlikten bir türlü kopamıyordum . Neyse ki uzun bir maratondan  sonra evime dönmüştüm. Evde tek başıma kalıyordum . Arada sırada  Kayrada gelip kalırdı. 

En sonunda yatağıma yatıp bir oh çekmiştim. Kötü günün tatlısı  Serkay'ı düşünüp günü özetliyordum.

********  UYUDUKTAN SONRA, SAAT:2.30 ************ 

Aşağıdan gelen sesler , beni uykumdan etmişti. Sanırım biri kapıyı zorluyordu. Çok korkmuştum ,ağlamaktan gözlerim patlıcan moru renginde, yanaklarımda göz yaşının  açtığı  çukurlar vardı . Kapılar vuruluyordu. En sonunda cesaretimi topladım evi gezmeye basladım . Işığı açmaktan korkuyordum çünkü adam beni fark ettiğinde beni öldürebilir ya da eziyet edebilirdi. Zifiri karanlıkta elimde bir tane  askılık  ile dolaşıyordum ki...

...Bölüm SONU....

Hikayemi beğendiyseniz oylamayı ve bana takipçi  olmayı unutmayınız. 

Yalnız KalplerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin