Sabah telefonumun sesiyle uyandım. John beni arıyordu. Sevinçle telefonumu açtım ve konuşmaya başladım.
"Günaydın." sesim fazla sevinçliydi. Koca bir üç ayın ardından onu sonunda görebilecektim.
"Günaydın bebeğim. Bir saat sonra sizin evin önünde olacağım. Hazırlan." fazla soğuk davranmıştı. Bazen böyle olabiliyordu ve bu hali cidden sinirimi bozuyordu.
Hızlıca hazırlandım ve aşağı ailemin yanına indim. Kahvaltı yapıyorlardı. Ağzıma birşeyler attım ve kız kardeşimi yanağından öptüm. Daha sonra ise dışarı çıktım.
.
.
İlk teneffüste John bir öğretmenle konuşacağını söyleyip gitmişti. Tek başıma fazla sıkılmıştım ki tam o sırada Bella yanıma geldi.
"Okulda dansçı takımı yapıcaklarmış ve aman Tanrım sırf bunun için okula yeni çocuk almışlar. Ve bence sende katılmalısın." dedi tek nefeste.
"Şey.. Sanırım katılabilirim. Seçmeler ne zamanmış?"
"Bir kaç ay sonra. Hadi ama birşeyler hazırlarsın. Daha çok zaman var." çok istekli gözüküyordu. Büyük ihtimal o adını yazdırdı ve korkuyordu.
"Adını yazdırdın değil mi?" dedim.
"Ah, nerden bildin?" tamamen salağı oynuyorum surat ifadesini takındı.
"Tamam pekala sanırım bir şeyler hazırlarız."
.
.
Spor salonuna girdiğimde daha önce okulda görmediğim birini gördüm. Yeni gelen çocuk bu olmalıydı. Basketbol oynuyordu. Ben de yanına gittim. Bir tane daha top aldım ve şut atmaya başladım. Birkaç tane ardı ardına attığım toplar girince çocuğun dikkatini çekmiştim sanırım.
"Vay canına" dediğini duydum.
"Ne?" dedim hafif gülümseyerek.
"Vay canına dedim. Şaşırdım sadece."
"Neden ki?"
"Genelde böyle okullarda böyle güzel kızlar dedikodu yaparlar. Yani bilirsin basketbol oynamazlar." bu sefer o beni şaşırtmıştı.
Bir şut daha attım ve o da deliksiz girdi. Topları bıraktık. Zaten öğrenciler doluşmaya da başlamıştı. Sıraya girdik ve öğretmenimiz spor salonuna girdi. Biraz konuştu ve yeni çocuğu tanıtmak için yanına çağırdı. Çocuğun adının Chris olduğunu öğrendim. Daha sonra ise klasik bir beden dersinden çıktık.
Spor salonundan çıkarken bağcım açıldı ve Hey lütfen yani kim birinin burda bağcık bağladığını görmez ki? Kafamı kaldırdım ve bu kişinin Chris olduğunu gördüm.
"Hey! Hadi ama biraz önüne baksana!" dedim ayağa kalkarken.
"Ne? Asıl sen önüne bak! Tanrım!"
"Ya sen yerde bağcık bağlayan birini bile göremeyecek kadar kör müsün?!"
"Bak bu tartışmayı daha da uzatmayacağım. Tamam mı?" dedi ve hızla omzuma çarparak gitti. Ne zannediyordu bu kendini?
.
.
Uzun zamandır John ortalıkta gözükmüyordu. Öğle yemeğinde asla beni yalnız bırakmazdı. Biraz daha tek başıma sıkıldıktan sonra yanıma bir kız geldi.
"Merhaba, boşsa oturabilir miyim?" çok nazikti ve masumdu. Hayır demek imkansızdı.
"Ah, tabiki oturabilirsin."
"Adım Demi. Yenilerdenim ben de." dedi ve tebessüm etti.
"Nicola ben de. Tanıştığımıza memnun oldum." dedim ve ben de tebessüm ettim.
"Sabah arkadaşım Chris'in sana çarptığını gördüm. Onun yerine ben özür dilemeye geldim. O daha buraya alışamadı. Buraya ailesinin isteğiyle geldi. Sadece bir dans grubu için. Yani sanırım onu ve beni anlarsın." anladım gibisinden kafamı salladım.Biraz daha havadan sudan konuştuktan sonra öğle yemeği de böylece bitmişti.
"""""""""
Tabi ilk bölümü ben de kendime beğendiremedim ama diğer bölüm daha iyi olcak emin olun ;*
Sınır +5(ilerleyen bölümlerde sınır artıcak:))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
//DANCE//
FanfictionOkul dans grubunun bu dört kişiyi nerden nereye getirdiğini ve aşk ile hayallerin birleşince neler olacağını anlatan tamamen hayallerle dolu bir hikaye..