Gecenin üçüydü ve ben bu saatte uyanmıştım. Bu saatten korku filmleri yüzünden korkuyordum. Bilirsiniz kız gece 3'de uyanır ve... Tamam bu kadar düşünmek yeter. Şarkı dinlemekten sıkılmıştım ve korkuyordum. O an aklıma bir şey geldi ama yapmakla yapmamak arasında kaldım. Ah ne diyorum sıkıntıdan ölüyordum tabiki de yapıcaktım!
Telefonumu elime aldım ve Chris'in numarasının üzerine tıkladım. Bir kaç defa çaldıktan sonra onun uykulu ve tatlı sesini duydum.
"Ne diye arıyorsun bu saatte?" Kaba.
"Sadece gece 3'de uyandım, korkuyorum ve uyuyamıyorum. Bizim evin oraya gel ve beni al. Sahile inelim olur mu?"
Saçmalıyorum.
"Bunun ne kadar tehlikeli olduğunun farkında mısın sen? En son baban ve annen fazla korumacıydı?" Haklı.
"Onlar seni tanıyorlar bir sıkıntı olmaz bence."
"Şey, pekala. Geliyorum hazırlan." Tamamdır.
Telefonu kapatmamla beraber yataktan sıçradım, gri eşofmanımı ve gri kısa spor tişörtümü de yatağa fırlattım. O sırada dışardan Chris'in sesi geldi. Ne çabuk gelmişti.
"Biraz çabuk ol ve şu perdeyi kapat." Hızla pencereden ona baktım ve gülümsedim.
"Kapa çeneni."
Eşofmanı, tişörtünü giydim ve tişörtün kapüşonunu kafama geçirdim. Yavaş adımlarla merdivenlerden inerken kimsenin uyanık olmadığını umuyordum. Zar zor kapıya ulaştığımda ayakkabılarımı aldım ve dışarı çıktım.
"Delirdin mi sen? Yakalanırsan suçu bana atmazsın umarım." Yakalanmayacağız.
"Yakalanıcağımızı düşünmüyorum, çok profesyonel bir şekilde evden çıktım." Dedim ve göz kırptım. O bu halime gülerken ben dans ederek ve şarkı söyleyerek bahçeden çıktım. O ise hala arkamdan gülüyordu.Şarkı söyleyerek geldiğimiz yolda çok eğlenmiştim. Sadece 15 saniyede bir şarkı değiştiriyorduk ve gülüyorduk. Sonunda sahil kenarına vardığımızda beni şaşırtan suratlar görmüştüm. John, Sean ve eskiden takıldığım aslında arkadaşım olmayan insanlar. Sean John'a beni kafasıyla gösterince herkesin yüzü bana dönmüştü. Ah Tanrım.
"İstersen burdan gidebiliriz." Ona döndüm. Hayır bu beni güçsüz gösterirdi.
"Hayır, hayır. Onlar benim hayatımdan silindi. Onları zaten okulda da görüyorum. Onlara katlanabilirim."
Gülümsedi ve kafasını salladı.
••••••••••••••••••••
Sabah güneş doğarken ellimizde ne zaman aldığımızı bile hatırlamadığım bira şişesi vardı. Ah, hayır. Gece burda uyuya kalmıştık. Geceye dair hatırladığım tek şey çok eğlendiğim ve Chris'in John'a attığı komik bakışlardı. Ve bir de sanırım Chris'le öpüşmüştük. Bunu ona hatırlatmayacaktım. Umarım kendisi hatırlamazdı.
Hemen Chris'i uyandırdım. Her yerimiz kum doludu. Evlerimize gitmeliydik.
Uyandığında o da benim gibi şaşkındı. Ve o da benim gibi tepki verdi.
"Ah, hayır."
"Kalk, çabuk! Evlerimize gitmeliyiz. Tanrım, annemler uyanmışlardır bile."
"Onlara sabah yürüyüşüne çıktığını söyle." İçtiğim belli oluyordu, kokuyordum.
"Bira kokuyoruz. Onu ne yapacağız?" Umarım mantıklı bir cevap verirdi.
"Bir markete girmekten zarar gelmez. Yanıma para almıştım. Bir deodorant ve naneli sakız almaktan zarar gelmez."
Güldüm.
"Zeki şey seni"
••••••••••••••••••••
Eve geldiğimde bütün bakışlar bana çevrilmişti. Bu bile suçlu hissetmeme yetmişti.
"Hey, günaydın." Diyebildim sadece.
"Neredeydin, Nicola?" İşte başlıyoruz.
"Sabah erkenden uyandım ve pencereden bakarken Chris'i gördüm. Sabah yürüyüşü gibi bişey yaptık." Sandığımdan daha kolay olmuştu. Çünkü biz aslında gece yürüyüşü yapmıştık.
"Pekala gel hadi kahvaltı hazır." Üzerimden büyük bir yük kalkmıştı.
•••••••••••••••••••
Uzun süreden sonra yine bir bölüm. Oy ve yorum atarsanız çook sevinirim. Bir de diğer kitaplarıma bakarsanız beni mutlu edersiniz. Sizi seviyorum:*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
//DANCE//
FanfictionOkul dans grubunun bu dört kişiyi nerden nereye getirdiğini ve aşk ile hayallerin birleşince neler olacağını anlatan tamamen hayallerle dolu bir hikaye..