Emre cimri mi cimri bir adamdı.Kazandığı paraları saklar yemeğini bile bedavaya getirmeye çalışırdı.Ayrıca çok somurtkan biriydi.Yüzünün güldüğünü görmek insanlar için imkansızdı.Ama onun mutsuzluğunun nedeni küçük yaşta annesi ve babasını kaybetmesiydi.Onca zorluğa katlanmış,anne ve babası ölünce halası ona sahip çıkmıştı.Ama halasının da maddi durumu pekte iyi olmadığı için halası da ona iyi bakamamıştı.O yüzden paranın kıymetini çok iyi biliyordu.Herkes ona çok abarttığını söylese de o geçmişte yaşadığı zorlukları unutamıyordu.Ama parasını yatırdığı tek bir şey vardı.O da babasından kalan antika eşyalardı.Bu eşyaları babası öldükten sonra halası ona vermişti.Onun için bu eşyaların manevi değeri çok büyüktü.Eşyaları saklıyor,koleksiyon oluşturuyordu.O yüzden parasını harcadığı tek şey bu antika parçalardı.İyi bir parça gördüğünde hemen satın alır,koleksiyonuna eklerdi.Günlerden bir gün Emre'nin oturduğu mahalleye emekli olmuş orta yaşlı bir öğretmen geldi.Emre ile adam bir süre sonra karşılaştılar.Adamın yüzü güneşin oğlu kadar esmerdi.Kır saçları yüzünün rengini açmış gibiydi.Üzerinde ise açık maviden bir gömlek vardı.Bu mavi renk insanı dinlendiriyordu.Emre adamı baştan aşağıya süzdükten sonra adama şöyle dedi:
-Merhaba duyduğuma göre bu mahalleye taşınmışsınız.Soğuk bir sesle.Bu cevaba göre adam:
-Merhaba,doğrudur bu eve yeni taşındım.Gayet cana yakın bir ses tonuyla.Emre adamla biraz daha sohbet ettikten sonra adam şöyle anlattı:
-Aslında bu ev bana baba yadigarı babam burada yaşıyordu.Annemi sorarsan ben daha çok küçükken bizi terk edip gitmiş.Bunun üzerine bizde bu eve taşınmıştık babamla.
-Peki babanız şimdi nerede?Adam bu soruyu hüzünlü bir ses tonuyla cevapladı:
-Babam vefat etti.Bunun üzerine bende bu eve taşındım.
Emre durumu anlamıştı.Kendisinin de küçük yaşta anne ve babasının öldüğünü anlattı.Aslında başına gelenleri kimseye anlatmazdı.Kimsenin ona acımasını istemezdi,ama bu adamda bir şey vardı.Emre'yi adama çeken,bir dost gibi yaşadıklarını dinleyen,sonra adam meraklı gözlerle Emre'ye bir şey sordu:
-Peki siz neden bu kadar mutsuz görünüyorsunuz.Yoksa sizin canınızı mı sıktım?
-Hayır aslında ben hep böyleyimdir.Dedi ve yaşadıklarını anlattı.Adam üzülmüştü ama ona böyle cimri olmaması gerektiğini ve hayata daha mutlu bir şekilde bakması gerektiğini söyledi.Emre tam kalkıp evine doğru giderken adam yeni açacağı antika dükkanının açılışına Emre'yi de davet etti.Emre şaşırmıştı çünkü o da antikaları çok seviyordu.Muhakkak geleceğini söyledi ve elinin yolunu tuttu.Açılış gününün gelip çattığı gün Emre dükkanın açılışına gitti.Açılış çok eğlenceliydi bir süre sonra dükkanın açılışı yapıldı ve insanlar dükkana akın etti.Ama Emre dükkanda hiç ummadık bir şeyle karşılaştı.O çok aradığı antika saat karşısında duruyordu.Hızla saati kaptı ve adamın yanına gitti.Adam Emre'ye iyi bir ders vermek istiyordu.Emre'ye eğer bu saati almak istiyorsan 20 kişiyi mutlu etmesi geretiğini söyledi.Emre ilk önce adamın şaka yaptığını sandı.Ama adam gerçekten çok ciddiydi bunların hepsini Emre'nin mutluluğu için yapıyordu.Emre bir süre sonra durumun ciddiyetinin farkına vardı ve bu teklifi kabul etti.Zaten kaybedecek bir şey yoktu aksine bir şey kazanacaktı.Ama bu görevi tek bir günde yapması gerekiyordu.Bir sonraki gün adamıda yanında aldı ve insanları mutlu etmeye gittiler.Adama kızgındı neden ona böyle bir şey yaptırıyordu,oysaki çok iyi anlaşmıştık diye düşündü.Ama söyleyecek söz yoktu, o saati çok istiyordu.Görevini tek bir gün içinde tamamladı.Yaşlılara yardım etti,çocuklara şeker dağıttı ve sayamıyacağımız kadar çok insanı mutlu etti ve görevi tamamladı.Ama bir farklı hissediyordu.Mutluydu insanları mutlu etmek onu da mutlu ediyordu.Ve bundan zevk alıyordu.Adamın yanına gidip ondan antika saati istedi.Ama Emre adamın hiç beklemediği bir hareket yaptı.Bunu kendinden de beklemiyordu.Adamdan kendisine bunu yaptırdığı için teşekkür etti ve ona sımsıkı sarıldı.Artık hayatı boyunca mutlu olacağına,yüzünün bir daha asmayacağına dair söz verdi.Cimrilik yapmayı da bıraktı,biriktirdiği paranın çoğunu hayır kuruluşlarına bağışladı.Ve hayatının her gününü mutlu bir sabaha uyanarak geçirdi.