Bosna ve Aliya

407 20 15
                                    


Derin biz sessizlik hakimdi odada. Gözü masadaki takvimin kapağında takılı kalmıştı. Ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olmuş halde bir çocuğun ve elindeki bir dilim kuru ekmeğin fotoğrafıydı gördüğü. Derin bir iç çekti. Kim bilir hangi savaşın mağduruydu bu zavallı çocuk. Savaşlar mağdur ediyordu, eğer savaşanlar zalim iseler. Dudaklarının arasından iki kelime çıktı sonra, Bosna, Aliya...

– Bay Şerif Hajroviç!

Birden irkildi. Gözü kendisine bakan sekretere ilişti. Doktor onu çağırıyordu anlaşılan. Kalktı yerinden. Geliyorum manasında başını salladı. İçeri girdiğinde şişe gözlükleriyle kendisine bakan ve yüzüne belli belirsiz daha doğrusu yapmacık bir tebessüm kondurmuş doktoru gördü. Buyurun manasında eliyle koltuğu işaret ediyordu. Hiçbirşey söylemeden koltuğa oturdu. Doktoru şöyle bir süzdü. Elindeki dosyaya hızlıca bir göz gezdiren bu adam, bilmem ne üniveristesinde doktora yapmış, bilmem şu kadar hasta muayene etmiş, adı bütün ülkeye yayılmış bir psikiyatristti. Gururdan ve kibirden başka birşey yoktu gözlerinde. Hastalarıyla belki gereğinden fazla ilgileniyordu ama bu onun iyi niyetinden değil, kariyer hırsından ibaretti. Daha çok başarılı muayene, daha çok şöhret demekti. İçi sıkıldı. Doktorun sesi odadaki sükuneti bozdu,

-Evet, anladığım kadarıyla sizdeki sorun bir nevi Obsesif Bozukluk. Birkaç soru sorabilir miyim?

Elbette manasında başını öne eğdi Şerif Hajroviç.

- Yaşadığınız şeylere bağlı olarak kaygılanma, endişe, geçmişe yönelik nefret, veya özlem vb. şeyler hissediyor musunuz?

Soru kendisini tarif ediyordu.

-Başka birşey hissedemiyorum doktor.

-Dosya da, uyku halinde sürekli 'Bosna, Aliya' diye sayıkladığınız yazıyor. Bu iki kelime geçmişinize dair mi?

-Geçmişime dair.

-Geçmişinizi tasıl tasvir edebilirsiniz?

-Anlamadım?

-Yani örnek verecek olursak; huzurlu,huzursuz, mutlu, mutsuz, acılı, seviçli...

- Hemen hemen hepsi de var.

-Anlıyorum, bir çeşit Obsesif Kompulsif bozukluk gibi duruyor.

'Yine aynı tanı...' diye geçirdi içinden. Bunu söyleyen kaçıncı doktordu kim bilir.

-Peki şöyle büyük koltuğa uzanın isterseniz, geçmişte yaşadıklarınıza yönelik sorularım olacak.

-Peki .

Koltuğa uzandığında yorgun hissediyordu kendini. Sürüklenip geldiği bu ülkede, geçmişinden hiçbirşeyi silememiş, aksine bir kısmına duyduğu öfke, bir kısmına duyduğu özlemi artırmıştı. Savaşın acımasızlığı, çocukların bedenlerine saplanan kurşun sesleri, büyük camiye isabet eden bomba, tank paletlerinin gıcırtısı ve daha niceleri...

-Öncelikle şu iki kelimeden başlamak istiyorum soruma. Nedir bu 'Bosna ve Aliya' ? Neyi ifade ediyor sizin için?

Yine derin bir iç çekti. Neleri ifade etmiyordu ki. Barış, huzur, ihanet, öfke, ümitsizlik, umut, cesaret, hürriyet, hangi birini söylesindi. Kelimeler boğazına düğümlenir gibi oldu. Lafa giremedi bir türlü. Uzunca bir müddet durakladı önce. Beklemekten sıkılan doktor sorusunu yineleyince kendine geldi.

- Nedir bu 'Bosna ve Aliya' ? Neyi ifade ediyor sizin için?

Derince bir iç daha çekti ve başladı anlatmaya...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 22, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BOSNA VE ALİYA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin