Bölüm Bir: Giriş

79 5 15
                                    

Hayatım boyunca asla lafa nereden başlanacağını öğrenemedim.

Kelimelere bağlı yaşamama rağmen.

İçimde tüm tanıdıklarıma karşı büyük bir kırgınlık var.

Ama kendi affetme duygumu herkesten istiğna ettim*. (sakındım*)

Ve kendi içimdeki acı verici duygulardan en tebarüz ettirileni* (Belirgin kılınan*) ise, sevdiklerim tarafından kırılmış olmamın verdiği acı duygu.

Onlar itizar etmesini* (Özür dilemesini*) bilmemiş olabilirlerdi,ama ben affetmesini bilecektim.

Çünkü affedince kesp eden* (Kazanan*) taraf ben olacaktım.

Ve ruhunuzda bir yerlerde bu düşünce yoğunlaştıkça ekstra bir ceht* (Çaba*) harcamanıza gerek yoktu.

Bunun için, bu konuda asla müstait* (Yetenekli*) olmanız falan da gerekmiyordu.

Çünkü affetmek, en büyük erdemliklerden biri idi.

Bunları anlattığımda aklınızdan geçen sualleri size söyleyebilirim.

"Kim bu?"

"Neler yaşamış?"

"Bu anlattıkları da nesi?"

Eğer bu sorulardan bir tanesi veya bu tarz sorular aklınızın bir köşesinden size göz kırptı ise, bana kulak vermeye devam edin.

...

Gençlik, yahut da ergenlik döneminin en acı durumu.

Ayrılık.

Hayır, hayır.Boşanma değil. Boşanma olayı çocukluğuma dayanıyor, ergenliğime değil.

Bahsettiğim ayrılık, baki olan.

Ölüm.

Daha 15 yaşında, en ihtiyacın olduğu zamanlarda babasını kaybetmiş, bununla beraber her şeyini kaybetmiş bir kız.

O yaşlarda defterime yazdığım satırlara baktıkça hala içim acıyor.

Ağzıma acı bir tadın geldiğini hala hissedebiliyorum.

Şu zamana kadar öğrendiğim şey, her şeyin ilacı zaman değil.

Annem beni teselli etmeye çalıştığında o zamanlar, takılmış eski bir plak gibi ağzımdan sadece şunlar dökülüverirdi.

"Teselliye ihtiyacım yok. Zamana ihtiyacım var."

Şimdi 20 yaşındayım. Ve teselliye ihtiyacım var.

Belki tek tutunduğum dal olan annem...

Beni duyuyor musun?

Sessiz çığlığımı?

Merhametli kollarını yeniden açar mısın?

Evet sesi kulağımda çınladı sanki.

Birtakım inanışlara göre melekler arp çalardı ya?

Annem de melekti ve o konuşunca arp çalıyordu adeta. Onun arp'ı, ses tellerinden çıkan huzur verici tınıydı.

Nerede olduğunu bilmemekle beraber nerede, ne yapıyorsa yapıyor olsun, o hep benim tutunduğum dal olarak kalacak.

Onunla gurur duyuyordum.

Her daim de duyacaktım.

Bir kere asla hasaset* (Cimrilik*) yapan bir kadın değildi.

İnfial (Kırgınlık)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin