GİRİŞ (Geçmiş)

92 8 4
                                    

İlk önce bu hikayemi çok önceden yazmıştım ama artık bambaşka tatla okuyabileceğiz anlatım dilinde okuyacaksınız. Kendimi geliştirdiğim ve yazılara artık sorunsuz devam etmeye başladığım için Seni Buldum! hikayemi kitap çıkartmak istiyordum. Çünkü facebook'ta oluşturduğum sayfamda ilk hikayem ve finalini yapmıştım. Düzenlemeye girdiği ve kaç senedir okul, çalışma hayatı, farklı bir şehrin zorluğuyla karşı karşıya kalınca askıya almıştım. Şimdi sizlerle yeniden ve düzenlenmiş hikayemle baş başa bırakacağım. Hikayenin yeni bölümleri için gerekli duyuruyu daha sonra yapacağım. Tepkilere göre devam edeceğim eğer ilgi görmezse yayınlamayı keseceğim. Şimdiden iyi okumalar yorumlarınızı bekliyorum :)


GİRİŞ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

GİRİŞ

12 Yıl Önce;

Rüzgarda uçuşan saçlarını eliyle çekmeye çalıştı. Onun bu haline gülen oğlanı görmemişti. Sonunda gözlerini kapatan saçları kulağının arkasında topladığında gülümsedi. Yanında oturan oğlanın kendisini izlediğini görünce gülümsemesi utangaçlığa dönüşüp kızardı.

"Sen neye gülümsüyorsun Ayaz?"

Her zaman güzel bulduğu sese cevap vermek istedi. "Güzel saçların ve gözlerine..." Kızın sinir olduğunu bilse de rüzgarda uçuşan saçlarına hayrandı. Saçlarının doğal parlaklığını ve dokunulunca ipeksiliğini hissetmeyi seviyordu. Gözleri ise inanılmaz siyahlığa fazlaca baksa da doyamıyordu. Doyumsuz bir gece sunuyordu.

Dudak büzen Gece, "Hiç güzel durmuyorlar!" diye şikayet etti.

"Bilakis çok güzel duruyor."

Daha on üç yaşında olmasına rağmen Ayaz'a gerçekten aşıktı. Bunun aksini hiçbir zaman düşünmemiş, sadece onun mavi -gökyüzünü kıskandıracak mavilikte- gözlerine ilk baştan vurulmuştu. "Sen güzel diyorsan..."

Neden benim yanımda gözlerin parıldıyor? İçinden bunu sormak gelse de sormadı. Böyle mutluydu. Her zaman mutlu olabilirlerdi. "Diyorum..." diye fısıldadı.

Rüzgar ters yönde esmeye başladığı zaman ikisi de umursamadı. Oturdukları yerden sadece birbirlerine baktılar. Birisi gökyüzü mavisi, diğeri gece siyahı... Gündüz ve gecenin birleşimiydiler. Sonsuza kadar böyle devam etmesini dilediler. Birlikte bir ömür geçirmeyi çok istiyorlardı.

Yaşları hala küçük olmalarına rağmen aşk onları çoktan bulmuştu. Ayaz, on altı yaşında bile olsa hiçbir zaman unutamayacağı kızı bulmuştu. Bir gün ayrılmak zorunda kalsalar bile sonunda onu bulacağına dair içten yemin etti. Şuan çocuk olsalar bile Ayaz'ın içindeki sevgi gerçekti. Başını biran grimsi gökyüzüne kaldırdı. "Lütfen... Bizi hiçbir zaman ayırma! Tek ve son istediğim bu. Gece'yi seviyorum."

Bakışlarını tekrar siyah ışıldayan gözlere çevirdi. "Ailen neden adını Gece koydu?" diye fısıldadı.

Gece'nin gizemli bir gülümseme dudaklarını kapladığında Ayaz'ın düşünceleri dağıldı. Bakışları kızın dudaklarına kaydı. Şeytani bir dürtü içinde dolaşmaya başladığında 'Daha erken!' diye kendini uyardı.

SENİ BULDUM! #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin