-02-

20 2 2
                                    

Haftanın üçüncü günüydü ve Solis'in okuyacak bir ansiklopedisi kalmamıştı. Okul çıkışı hemen kitapçıya gidip yeni bir set almalıydı. Bu sefer uzay ile ilgili bir şeyler okumak istiyordu. Deniz canlılarından ümidini kesmişti artık, hiç birinde denizkızı falan yoktu. Aslında mitoloji mi alsam ,diye düşündü bir an. Ama artık yeni bir takıntı edinmek istiyordu. Denizkızlarının gerçek olmayışı sinir ediyordu Solis'i. Uzay ile ilgili birşeyi takıntı edecekti. Ama kesinlikle uzaylıların gerçekliğini sorgulamayacaktı, gerçekliği çelişki olan şeylere yönelmeyecekti. Ay mesela, Ay'ı takıntı edecekti. Peynirden mi oluşmuştu acaba? Tabii ki de hayır! Ama yine de Solis buna bakacaktı. Kendi tersini araştırmak eğlenceli olabilirdi.

"Anne, kütüphane kartımı gördün mü?" diye seslendi Luna.
"En son kartına el koymuşlardı hayatım!" dedi annesi. Ve Luna sinirlerini alt üst eden bir günü hatırladı.
"Bu kitabın gününü uzatma imkanınız var mı acaba?"
"Üzgünüm ama zaten iki kez uzattınız, daha fazla uzatamam. Ayrıca okuyamayacığınız bir kitabı neden alıyorsunuz ki?"diye alaycı bir şekilde sormuştu görevli.
"Okudum ben bu kitabı! Hem de iki kez, incelemesini yapıyorum!"diye sinirle bağırmıştı Luna.
Yine alaycı bakışlarıyla birlikte işaret parmağını dudaklarına götürdü görevli" Şş, burası bir kütüphane." dedi ve pişmiş kelle gibi sırıttı. Luna 'nın kulaklarından alev fışkırıyordu. Kütüphane kartını genç adamın suratına fırlatıp kütüphaneyi terk etmişti.
"El falan koymadılar, ben kartı görevlinin suratına fırlatmıştım.." dedi Luna sadece kendisinin duyabileceği bir şekilde.
"Bir şey mi dedin Ay Parça'm?" diye sordu babası.
"Hayır, sadece okul çıkışı kitapçıya gideceğim, biraz para verebilir misin babacığım?" diyerek babasına Çizmeli Kedi bakışı attı.
Babası bir iç çekerek, "Ne kadar istiyorsun zilli?" dedi ve kızının yanağından bir makas aldı.
"Bilemiyorum şimdilik 100₺ yeter sanırım." dedi ve yapmacık bir gülüş attı babasına.
"Of kızım of, git tekrar üye ol şu kütüphaneye!" diye söylenince Luna suratını astı. Babası yine kıyamadı kızına, 100 lirayı gözden çıkardı. Tek çocuktu sonuçta, çok değerliydi, en az Ay kadar değerliydi.

Son 60, diye geçirdi içinden Solis. İçinden saniyeleri sayıyordu. Son dersteydiler ve bitmek bilmiyordu. Çabucak kütüphaneye gidip yeni ansiklopediler almak ya da kiralamak istiyordu. Kalemini elinde döndürüyor, bacağını hızlı bir şekilde sallıyordu. "Kardeşim bi' sakin olsana." diye fısıldadı sıra arkadaşı. "Ne var, kafayı yiyeceğim şimdi. Yarım saattir momentum bilmem ne bir şeyler anlatıyor , anlamıyorum zaten. "dedi ve zil çaldı. Hızlıca ayağa kalkınca sıra yerinden oynadı. Çabucak çantasını toparladı, sınıftan çıktı ve merdiven tutacaklarından kayarak aşağı indi. Öğretmenlerden biri onu ikaz etti ama Solis umursamadı. Kalçasını bisiklete oturtmadan
sürmeye başladı.
Kitapçıya vardığında "Kolay gelsin." diyerek içeri girdi. Kapı açılıp kapandığında çıkan çan sesini özlemişti Solis. Ansiklopedilerin olduğu bölüme yönelecekken gözüne bir şey takıldı. Bir insan, bir kız. Gördüğü denizkızı çizimlerini andıran bir kız. Ay parçası gibi bir kız. Saçları biraz daha uzun olsa -ha bir de balık kuyruğu olsa tam bir denizkızı, diye düşündü Solis. Orada öylece durmuş, elinde Kavgam adlı kitabı tutan kızı inceliyordu. Emin olup olmama arasında kalan adımlarıyla kızın yanın gitti. Derin bir nefes aldı ve;
"Ne kadar da asi bir kız. Yasaklı olan bir kitabı inceliyor."dedi.
" Belki de yasaklı olduğunu bilmiyorumdur?"dedi kız yüzüne bakmayarak. Yüzüne bakmaması ve ters cevap vermesi Solis'in hevesini kırmıştı ama vazgeçmeyecekti.
"Onu okuyacak mısın?" diye sordu. "Bugün de asi ruhuma hakim olamıyorum.Uzun zamandır bu kitabı okumak istiyordum ama dediğin gibi, yasaklı olduğu için hiç bir yerde bulamıyordum. Hem daha önce hiç bir diktatörün kaleminden okumamıştım. " diye açıkladı genç kız.
" Bu kitapçıda ne istersen bulabilirsin. Ben hep buraya gelirim, harika bir yer. " dedi Solis.
Gerçekten harika bir yerdi. Kitapçıydı evet ama, aynı zamanda bir kafeydi. Kışın buraya gelip sıcak çikolata eşliğinde kitap okumak güzel olurdu, diye düşündü kız.
"Eğer okuyacaksan kitabı satın almana gerek yok."dedi Solis çekinerek. Kız sonunda bakışlarını ona çevirmişti. Yakından daha güzeldi, denizkızı güzelliği vardı yüzünde. Denizkızları gerçek,diye düşündü Solis. "Bende var bu kitap,istersen okuman için ödünç verebilirim. " dedi. Merak içinde kızın ne diyeceğini bekliyordu.
"Öyleyse yarın aynı saatte, aynı yerde. Sen, ben ve Hitler?" dedi kız. Sonra kafası karışmış bir şekilde çattı kaşlarını. Bir şeyleri sorgular, hatta biraz da iğrenir gibi bir ifade vardı yüzünde.
Ama Solis'in umrunda değildi bu ,çok mutlu olmuştu. Bir denizkızı ile kitabını paylaşacaktı. Sırıtarak başıyla onayladı. Kız yarım bir gülümsemeyle yanından uzaklaştı ve kitapçıdan çıktı. Solis'in kendisine gelmesi için bir kaç saniye oturması gerekiyordu. Bir sandalye çekti ve oturdu. Bir denizkızı ile kitabımı paylaşacağım.

Bilmeyenler için; Kavgam ,Adolf Hitler'in yazığı bir kitap. Bu yüzden yasaklı zaten.

Sol et LunaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin