NEFESE MECALİM KALMADI

22 2 2
                                    


Günlerden buse ona kavuşmanın mutluğunu yaşıyordum. Bir sabahın güzel masasındayım, masa sakinlerime yine gülümseyerek: '' Günaydınlar masa sakinleri. '' Dedim. Annem yine çayımı koydu ve murat içine etti, hiç bu kadar sinirlenmemiştim. Murat sıcak çay kaşığıyla elime bastırdı ve o acı telaşıyla ayağa kalkarken çağımı döktüm üzerime. Aşırı derinden bağırdım murada '' Mal mısın sen çocuk...'' Öylece kahkaha atıyordu canımın yandığı halde. Babam arabaya koşarken annem su döktü sol bacağıma. Yolculuk hastane oldu bu sabah, kavuşamadım yine buseme. 2 saattir hastanedeyim muayene yüzünden. Telefonumu da evde unutmuşum buseme mesaj atamayacağım. Öğleye doğru saat: 11.06 gösterirken eve geldik buseden 6 cevapsız arama 4 mesaj.

1.'' Geliyor musun seni bekliyorum dışarıda.'' 2.'' Hadi ama 2 kere aradım neden açmıyorsun. '' 3. '' Tamam adem ben gidiyorum okula sen takma beni. '' 4. '' Lütfen bir şey yaz seni merak ediyorum ihmal etme beni. ''

Hemen mesaj attım; '' Sabah kahvaltıdayken murat şaka yapmak istedi ve şaka kötü bir şekilde sonuçlandı, hastaneye gittik bacağıma kaynar çay döküldü maalesef. Neyse ki fazla bir şey yok annemlerin telaşı sadece, hastaneye gitmesem de olurdu. Beni merak etme sana iyi dersler canım. Telefonumu evde unuttuğum için özür dilerim. ''

Ve 3 dakikada bir mesaj daha; '' Geçmiş olsun Canım yarın görüşürüz inşallah, seni seviyorum. '' Bir mesaj da benden gitti ona; '' Seni seviyorum ''

Evdeyim tüm gün bari biraz test falan çözeyim dedim hemen sıkıldım yine raftan bir roman alıp okumaya başladım. Kürşat Başar – Başucumda müzik adlı kitabı aldım elime okumuştum ama bir kez daha okumak istedim. Müzik sevdalısıydı bu yazar ve hoş bir şekilde yazmış Aşkı satırlara.

4, 5 saat boyunca devam etti okuyuşum neredeyse kitap bitmek üzereydi. Annem odama gelip; - Oğlum ne çok kitap okuyorsun aşağı gelip birazda biz seni okusak olmaz mı? Ne çok kapanıyorsun odana hadi salona gel. Dedi ısrarcı bir şekilde ama bu halime alışkındı, anne işte illa karşısında olacaksın. Kırmadım annemi hemen aşağı indik ve film açtı izledik. Dram korku severdi benim aile sakinleri, yabancı bir filmdi annem 2 sezonu da izlemiş biz sadece 3. Sezonunu izliyorduk. THE WALKING DEAD diye bir yabancı sinemaydı. Filmin hemen 36. Dakikasında uykuya dalmışım, babam beni odama götürmeye çalışırken gözüm açık olduğu halde ne ara odama varıp yatmışım farkında değildim. Gözlerimi açtım sabah olmuş hemen hazırlandım kahvaltıya indim ve murattan uzak oturdum, hiç konuşmadım muratla ona karşı suratım atık durdu hep. Bizimkiler karışmak istemedi bu halimize, zamanla geçer diye mi acep?

Okula vardım ki buse yok yine mi hasret of, of. Bana okula gidiyorum erken çıktım demişti ama. Annemle ben bu yüzden buseyi almadık ikimiz geldik okula. Dur bakalım henüz öğretmen zili çalmadı belki gelir diye söylendim içimden işte geldi busemim öğretmene testten çözemediği soruları göstermek için gitmiş hocanın yanına beraber geldiler derse. Hasret sona erdi artık.

Arkamda oturan bir öğrenci vardı adı hasan çok yakışıklı mavi gözlü biriydi öylece buseye bakıp duruyordu ama bizimde sevgili olduğumuzu biliyordu zaten ki bana kötü davranırdı. Buseden mi hoşlanıyordu? Olabilir ama lakin bir kızı 10 kişi istemez mi? Buse benimleydi, beni seviyordu takmıyordum hasanı ama üzülmesini istemezdim sonuçta sınıf arkadaşım.

2 ay daha geçti dolu, dolu sevgiyle, okul bize alıştı artık örnek bir çift olmuştuk. Herkesin dilinde '' Sevda çiçekleri '' dendi.

2. Döneminde sonuna gelmiş olduk, karneleri alıp evlere döndük. Babam yine sürprizle evde karşıladı bizi murat ve ben. Muratla bir ay önce barışmıştık, odama gelip özür diledi, bende bunu bekliyordum zaten sadece bir özür. Murat yine karnesi kötü geldi, en çok ben üzülmüştüm buna, ne yapalım murat yapamıyor eğitim dünyasını. Sınıfta kaldı maalesef. Bizimkiler çok üzüldü buna artık murat için eğitim bitti. Babam bu akşam yemeğinde murada yüklenip; - Murat artık lise bitti sanırım bu 6 zayıfla bir şey yapamazsın ya gelir yanımda çalışırsın ya da gider sanayide sürünürsün dedi. Murat boynunu bükerek; + Sen nasıl uygun görürsen babacım ama sanayi istemiyorum lütfen, ezerler beni dedi ısrarcı bir tonla. Babam lafa geçip murada bir şart koştu; - Yanımda çalışmak istiyorsan açık öğretimden lise bitecek murat ve her sabah çayı demleyeceksin, ortalığı temizleyeceksin, araçları yıkayacaksın öyle hemen rahat işe konmak yok, biraz da hayatın zor şartlarını yaşa sayın murat. Murat içinden of çekerek cevap verdi babama; + Tamam baba nasıl istersen öyle olsun.

KAYIPWhere stories live. Discover now