UYANIŞ

106 6 4
                                    

Gözlerimi açtığımda hastanede yarı uyur bir vaziyette buldum kendimi. Nolmuştu bana? Bu kadar hızlı gelişemezdi herşey. En son ne yaşadığımı bile hatırlamıyordum. Yanıma gelen hemşire gülümseyerek;
"Demek uyandın." dedi. Ben ise bana ne olduğunu, neden bu hale geldiğimi ve nerede olduğunu sordum. Bana;
- Seni 3 sene önce buraya getirdiler. Kendinde değildin. Ambulans vasıtasıyla buradasın. O gün komşuların kapını çalmış ama kimse açmamasına rağmen ayakkabılarının orada olduğunu farketmişler. Merakla polisi aramışlar. Polisler geldiğinde kapıyı kırıp içeriye dalmışlar. Tabii ambulansta yoldaymış. İçeride olanları pek bilmiyorum ama bana anlattıklarına göre o gece kafan bozukmuş galiba biriyle kavga etmişsin ve eve gelip intihar etmeye çalışıp evde ne hap varsa içmişsin. (ağrı kesici, aspirin, kan durultucu vs.) ama Allah işte ölmemişsin. İçerisi adeta kan gölüymüş. Kendine sinirlenip kollarına, göğüslerine, bacaklarına jilet vurmuşsun (Faça). Seni buraya getirdiklerinde bir yanımız akan kanı durdurmaya çalışırken, bir yanımız ise seni yeniden hayata döndürmeye çalışıyordu. O günü böyle atlattın sabah gözlerini açtığında kendindeydin. Seni bir psikiyatra götürdük. Olan biten herşeyi anlatmışsın. Galiba eski sevgilin yüzündenmiş. Taburcu olduktan 1 gün sonra yine buraya geldin, kaza geçirmişsin. Kazada hafızanı kaybetmişsin. Tabi kazadan sonra hiç uyanmadın... Hemşirenin anlattıklarını gözlerimi açmış hayretli bir bakışla dinliyordum. Peki şuan neredeyim? diye sordum. Bi an sessizlik bürüdü heryeri ben ona o bana baktı. Keşke verdiği cevabı hiç duymasaydım. Sanki ölüydüm o andan sonra sanki hiç yoktum. Karanlık bir gecenin ıssız sokaklarında hiçbişeyden habersiz yürüyen deli adamdım artık ben ve sonra dedimki "BEN DELİ DEĞİLİM". Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım. Ağladığımın farkına dudaklarımda tuzlu bir tat hissedince anladım. Sahi neydi o söz erkekler ağlamaz mı? "YALAN". Hemde koskoca bir yalan. Herşey yalan, hayat yalan, dünya yalan... Sanki ağlamaya başladığım o an gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçti olaylar. Evet hatırlıyordum. Galiba (sanırım) eski sevgilimin adı Merve'ydi. Olan biteni daha fazla hatırlamaya çalışırken bir gölge belirdi yanıbaşımda. Hemşire gelmişti. O gün odamda olan bir notu getirmiş ve bana belki bişeyler hatırlarsın diyerek çekip gitti. Getirdiği notta;
- Seni Sevmiştim Serserim. Yazıyordu. Evet hatırlamıştım. Bu benim evime gelen intihar etmeden önceki nottu. Üzerinde kurumuş kan izleri hala duruyordu. Merve bana hep "Serserim" derdi. Ama sevmişse neden gitmişti. Hatırlayamıyordum. Bir an azına sıçtığımın kafası hatırla diye duvara kafamı vurmaya başlamışım. O odada hiçbişey aklıma gelmiyordu. Karanlıktı, heryer karanlık bir gözümün bile sığmadığı büyüklükteki cama baktım "parmaklık". Kapı kilitli. Uçamayan bir kuş gibiydim adeta. Ben orada olmaya devam edersem hatırlıyamıycaktımda.. Kafamın kanadığını duvara baktığımda anladım. Birden aklıma bu soru takıldı. "Sahiden Delimiyim?". Doktorlar ve hemşirelerin sese geldiğini farkettim. Kendimi toparlamaya çalışsamda başaramadım. Hemen kafamda olan yaraya pansuman yapıp sardılar. Ve doktorla beni yanlız bırakıp gittiler. Doktorun bana soru sorduğunu ortamın sessiz olmasıyla anladım.
- Neden yaptın? Uyandığın gibi neden uçuruma itmeyi tercih ettin kendini, iyileşebilirsin.
- Durduramıyorum, azına sıçtığımın kafasını, durmuyor hatırlayamıyorum. Sevdiğim kızın notuyla irkildim uyanır uyanmaz. Yaşadıklarımı unutacağıma onu niye unutamadım? Niye herşey bana onu hatırlatıyor? Niye baktığım heryerde sadece onu görüyorum? Niye... Yeniden delirmiştim. Yine elimi kolumu durduramıyordum. Yine dönmüştüm olanlara, yaşananlara, eskilere. Birden kendime zarar vermiyim diye ellerimi kollarımı bağlı olarak hissettim yatakta. Sanırım bayıltmışlardı beni. Bu uyanalı 2. bayıltılışımdı. Ama akıl sır erdiremiyordum. Uyandığımı gördüğü gibi doktor yanıma geldi. Hatırladığım herşeyi anlatmamı ve bana yardım edebileceğini söyledi. Se çok iyi anlıyorum diyede ekledi. Beni nasıl anlayabilirdi ki? Benden sadece para kazanıyordu. Neden onca hasta varken sadece benimle ilgileniyor ve sadece bana yardım etmeye çalışıyordu? Ellerimi ve kollarımı yataktan çözmesini istedi önce yanındaki hemşireye. Sonra bir sandalye çekti ve yanıma oturdu. Nasıl bu kadar cesaretli olabiliyordu? Ya da bir delinin yanına nasıl böyle tereddüt etmeden oturabiliyordu? Önce kendini tanıttı;
- Ben Merve. İnan sana yardım edeceğim. Deli olmadığını sadece kafandaki düşüncelere yenik düştüğünü biliyorum.
İşte o an kalbimden bir parça koptu. Gözümden düşen bir damla yaşı hissedebiliyordum. Nedense bedenim bu sefer delirmemiş, sessiz kalmayı tercih etmişti. Çünkü onun adını taşıyan bir doktor oturuyordu karşımda. Kelimelerin kifayetsiz kaldığını o an anladım. Karşımda oturmuş birşeyler söylememi bekliyordu. Neden ağladığımı merak ettiğini biliyordum. Çünkü ben bir insanın gözlerine baktığımda neler hissettiğini anlayabiliyorum. Garip ama anlayabiliyorum. Hemen kendimi toparladım (toparlamaya çalıştım). Son göz yaşımıda onun ismi karşısında akıttım. Ve şöyle başladım sözlerime;
- Ben sadece onu hatırlıyorum!
Sadece bunu söylemenin yetmeyeceğini biliyordum, ama dilim tutulmuş konuşmak istemiyordum. Bir yanım beni bu hale getiren kadına öfkeli, bir yanım ise hala seviyordu. Yere bakan gözlerimi kaydırarak doktora çevirdim. Göz göze geldiğimizi anladığı anda bana şöyle bir soru yönetti;
- Kimi hatırlıyorsun? Bu bizim için iyi bir başlangıç olabilir.
"Sanmıyorum" dedim, sesimin titrediğini anlıyabiliyordum. Ne denli bu hale geldiğimi çok merak ediyordu. Sözlerime şunları ekleyerek devam ettim;
- Ailemi, evimi, arkadaşlarımı, mahallemi hatırlamıyorum. Ama sadece onu... Daha fazla devam etmeye dilim varmadı. Çok geçmeden not aldığı defteri okudu ve bana şu soruyu yönetti;
- Kimi hatırlıyorsun?
- Beni bu hale getiren kadını... Yüzünün hatırlamıyorum, sadece bana "Serserim" derdi.
Doktor önce bir irkildi, sanki bu sözü biyerden hatırlıyorum diye geçirdi içinden. Aman dedi sonra nerden hatırlıyabilirim ki? Biri söylerken duydum heralde. Fakat düşündüğü şeyleri yansıtmak istemedi. Şöyle devam etti sorularına;
- Peki onun hakkında başka neler hatırlıyabiliyorsun? Şimdi gözlerini kapat, derin bir nefes al ve düşünmeye çalış. Derin bir nefes aldım ve gözlerimi kapattım. Gözlerimin önünden sadece şu söz geçiyordu "Serserim". Sadece hatırlıyabildiğim buydu. Düşündüklerimi doktorla paylaştım.
- Peki çok zorlamıycam seni, yarın görüşmek üzere iyi düşün...
Yine o karanlık cehenneme geri dönmüştüm. Beyaz çarşaf serili yatağıma uzandım ve gözlerimi kapatarak uykuya daldım.

DELİ DEĞİLİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin