YENİLİK

27 1 1
                                    

Bir geceyi daha bitirdim. Karanlık sessiz bir gece daha bitmişti benim için. Sabah 08.00. Doktor yanıma geldi. Herzaman ki gibi yanıma oturdu ve herzaman sorduğu sorulardan birini sordu "nasılsın?". İyiyim dedim çok kısık bir sesle.
- İyi olmadığını biliyorum. Bu halde kimse iyi hissedemez kendini. Peki bişey sormak istiyorum. Hiçbişey hatırlamıyorsun kendi isminide mi?
- Hayır hatırlamıyorum.
Benim ismimi oda bilmiyorsa benim burada kayıdım yokmuydu? İsimsiz diye mi geçiyordu bedenim burda? Düşüncelerimi doktorla paylaştım. Bana geldiğimde kimliğimin üstümde olmadığını söyledi. Hiç kimse aramadı mı dedim hayır dedi. Şu sözleride ekledi;
- Sana Can demek istiyorum. Ben hayatımda ilk defa senin gibi seven adam görüyorum. Evet sana adam dedim erkek değil. Erkekler gerçek sevmez şerefsizdirler. Ama adamlar senin gibi olur. Sen kimi sevmişsen adam gibi sevmişsin. Ben de sana "Can" diyeceğim. Sözlerini bitirir bitirmez tebessüm ettim. Ve şunları söyledim.
- Teşekkür ederim. İsmimi sevdim "Can".
Bana gülümsedi ve yine karanlık odada yanlız bırakarak gitti. Sanki birşeyler vardı bu kadında, bir sıcaklık. Ama ilk kez anlayamıyor çözemiyordum. Ben bugün ilk defa Merve'yi görmek istemiştim. İçimde öyle bir his olmuştu ki sırma gibi saçları belirmişti gözümde. Bugün buradaki 3. günüm. Zaman nasıl geçiyor anlamıyorum bile. Az sonra yanımda bir gölge belirdi hemşire ilaçlarımı getirmiş, iyileşmeye başladığımı ve kısa zamanda çıkabiliceğimi söylemişti. Çok mutlu olmuştum. Bu hücreden o kadar kısa zamanda çıkabileceğimi düşünmemiştim. Sevincimi içime sığdıramıyordum eğer çıkarsam Merve'yide bulabilirdim. Hemen hemşireye en fazla ne kadar diye sordum "20,25 gün belki 1 ay". Bu zaman bana 1 asır gibi gelirdi. Burada hiç mutlu hissetmiyordum kendimi. Kendim hakkımda bir çok şeyi merak ediyordum. Buraya gelmeden önce nasıl biriydim? Ne iş yapıyordum?kendimle ilgili sırları gitgide dahada merak ediyordum. Saat 03.00 birazdan doktor gelir diye geçirdim içimden. Hislerim yine yanılmamıştı. Kapı açıldı içerisi aydınlandı ve beyaz önlükle doktor girdi içeriye. "merhaba" dedi "merhaba sormanıza gerek yok iyiyim." doktorun yüzü acıktı ne olduğunu soramadan başladı sözlerine.
- Ben bugün senin evine gittim. Biliyorum belki kızıcaksın ama bir mektup buldum evinde. Bir de ailenin bir kaç fotoğrafı..
Gözlerim açılmıştı bir anda önce resmi aldım elime "annem" dedim. Babam yoktu fotoğrafta. Bir annem bir kız kardeşimin olduğunu öğrendim bugün. Yanımda duran doktorun eline baktım ve mektubunu alıp okumaya başladım.
"Afedersin Serserim yanlış yapmışım ben o seni gerçekten çok sevmiş. Son nefesinde bile adını söyledi içim parçalandı arkadaş. "Serserim" deyişini duysaydın gözleri kapanırken aşkın öyle sarmış ki bedenini kaybedince yaşayamadı öldü işte. Son mektubuna ne yaptın? İçip içip ağlıyormusun? O şimdi mezarında huzurla yatarken yılanlara bile seni anlatır şüphen olmasın. Zaten mezar taşında seni sevmiştim Serserim yazısını görünce anlarsın. Belki bir umut vardı yaşamasında ama senin de ciddi olmandı. "birkaç gün çıkalım" demişsin "elma şekeri olur" demişsin işte o vurdu senin güzelini. İndi zavallıcığın yüreğine. Şimdi mezarında derin bir uykuda sevgiside sonsuzlaştı onunla. Aslında hiç istemedi öldüğünü bilmeni. Ben dayanamadım yazdım işte. Şimdi nasıl yaşarsın? İçermisin? Adammı döversin? Sende onu sevmişsin öyle yazmışsın. Öyleyse bırakta aşkınız yaşasın. "
Okuduklarıma inanamıyordum. Ben bu kadar kötü bir adam mıydım? İşlerin içinden çıkamıyordum. Pirincin içinden taş ayıklar gibi hissediyordum kendimi. Benim yüzümden ölmüştü Merve yada ölmüşmüydu? Ben ondan mı intihar etmeye çalışmıştım? Kafamdaki düşüncelere yenik düşüyordum yine birden doktor girdi düşüncelerime.
- Biliyor musun ne tesadüf ki küçükken bende bir kaza geçirmişim 6 yaşında. 6 yaşımdan sonra herşeyi unutmuşum o zaman yeniden başlamışım hayata. Yurtta büyümüşüm ben. Kazada annemi babamı kaybetmişim. Ana ayakta durdum, durmuşum. Onları hatırlamıyorum belki ama özlüyorum. O yüzden seninde ayakta durman lazım belki ölmemiştir. Yeniden görüşürüz dedi gözyaşlarını sildi ve gitti. Hala inanamıyordum. Ölmüştü. O yoktu belki bir umut ve mezarında da olsa bulacağım.Çünkü ben ona her ne yaptıysam veya o bana her ne yaptıysa hala seviyordum. Yatağımda oturmuş burdan çıkma ümidi ile günleri sayıyordum. Senelerdir kurduğum hayalleriö 1 saniyede yıkılmıştı. Niye hatırlamıyordum? Niye herşey düzelirken daha berbat oluyordu? Saat 19:15 akiam yemeğimi getirdi hemşire. Dizlerimi bükmüş boş boş bakıyordum yatakta. Yanda duran tekerlekli masayı yanıma çekti ve yemeğimi koyup;

-Boş tabakları 20 dakika sonra almaya gelirim. Hepsini bitir.

***

Yemeğimi yemiştim. Saat 19:35 doktor yanıma gelmişti. Nasıl olduğumu sordu ''iyiyim'' dedim. ''Doydun mu?'' dedi ''evet'' dedim.

- Sana birşey söylemek istiyorum Can. Seninle hikayemiz hemen hemen aynı sen hemşireye buradan çıkmak istediğini söylemişsin, çıksan nereye gideceksin ki? Emin ol bir çok şeyi burada atlatacağız. Bazı şeyleri bulup araştırdıktan sonra sana işte bulacağım. Hepsini yapacağıma söz veriyorum sana ama biraz direnmelisin. Sana neden mi yakın davranıyorum? Ben seni başından beri abim gibi gördüm can çok yakın hissettim. Arkadaşım değil de bir aim gibi. Hayatımız hemen hemen benziyor. Ben sana yardım edeceğim bunda şüphen olmasın. Ve n'olur artık üzülme. Herşeyi yoluna koyacağız. Doktorun söyledikleri kulağa hoş geliyordu. Ama nasıl? Benim berbat sırlar dolu hayatım nasıl çözülecekti? Ve ben kendim hakkımda hiçbişey bilmiyordum, ben sevdiğim kadının mezarını dahi bulamıyordum. Bir adam elleri kolları bağlı oturuyordu. Bir adam ilk kez böylesine sevmişti. Birden sağ göğsümün altına bir ağrı saplandı. Sanki bir bıçak sokup çıkarmışlardı bedenime. Kıvranıp duruyordum. N'olmuştu böyle birden bire. Ben onu severek hayatı zehir etmiştim kendime. Ben ölüyordum. Acı veriyordu herşey yavaş yavaş eriyordum, günden güne bitiyordum. Hiç kimse sevmez böyle bir kadını. Hep kadınlar sever diye duyardım. Demekki yalanmış. Düşüncelerimle boğuşurken saatin nasıl geçtiğini anlamamıştım. Saat 23:00 olmuştu. Gözlerimin yorulduğunu hissettim. Kaç gündür doğru dürüdt uyuyamıyordum çünkü. Koyu kahve gözlerim son günlerde kıpkırmızı olmuştu. Yorganımı açtım, beyaz çarşafımın üzerine uzandım ve kafamı yastığa koydum. Bir sağa bir sola dönüyordum. Yine uyuyamıyordum işte. Düşüncelerimle boğuşurken en sonunda gözlerimi kapattım ve ilk defa böyle derin bir uykuya daldım.

DELİ DEĞİLİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin