"Uzak dur,yaklaşma bana."
Tezgahtaki ekmek bıçağını kapıyorum."Eğer bir adım daha yaklaşırsan"diyorum. "Polisi ararım."
"Durma,ara"diyor o da,"Daha önce bir kez öldüm."
Yere çöküp başını ellerinin arasına alıyor.
"Özür dilemeye geldim."diye açıklama yapıyor bana,bıçağı o kadar sıkı tutuyorum ki beyazlamış parmak boğumlarım beni ürkütüyor.
"Jack gelmeden git"diye uyarıyorum onu.
Richard'a karşı bir şeyler hissedip hissetmediğiminden emin olmalıyım,ancak o zaman karar verebilirim.
Duraksıyorum ve diyorum ki, "Ne diyeceksin bana,bu kez hangi yalanları uyduracaksın?"
Sesim,birçok duyguyu barındırıyor."Bir hata yaptım"diye söze başlıyor.
"Birçok,"diye düzeltiyorum. "Kaçıncı bu? Beş mi? Altı mı yoksa?"
Gözlerini kapatıp derin bir nefes alıyor.
"Seni kullandığımı düşünüyorsun,haklısın da. Başka çarem yoktu."
"Kafayı yiyeceğim"diyerek bıçağı yere atıyorum. Hedefim Richard'tı,ama kenara çekilince duvara asılı olan Jack ve benim fotoğrafıma saplanıyor.
"Güzel resim"diyor.
"Öyle"
"Gittiğimden bu yana paranoyan artmış,"diye bir tespitte bulunuyor.
"Dinle beni,Barbara. Yüzüme bak."
Dediklerine itaat ediyorum ve gözlerinin içine bakıyorum.
Ama Richard'ı görmüyorum orada; beni kurtarmak için canını feda eden Nightwing de göremiyorum.
"İlişkimiz çoktan bitmişti"diyorum. Her şeyin farkına şimdi varıyorum.
Bankadaki genç kadın,Richard'ın üzerine sinmiş olan bayan parfümleri. Yine parfüm kokuyor,koku o kadar yoğun ki ona yaklaşmama gerek kalmıyor.
"Versace"diyorum. "Güzel parfümmüş."
"İğnelemelerin bitti mi?"diye soruyor,sesi benden bıkmış gibi çıkıyor,aynı zamanda pişman olduğunu seziyorum.
"Son zamanlarda iyi değildin. Zor zamanlar geçiriyorduk. İhtiyacım olan şey-"
"Kadın"diyorum. "İhtiyacın olan şey,daha fazla kadın."
"Hayır biraz paraydı"omuz silkiyor. "O kadar yoruluyordum ki,sen bunu fark etmiyordun."
"Kahramanlar paraya ihtiyaç duymaz"dediğimde bir kahkaha patlatıyor.
"Gerçek dünyaya dön artık. Çocuk değilsin."
"Beni zorluyorlardı. Tehdit ettiler,isteyerek olmadı. Sana yemin ederim bebeğim."
Sonra diyor ki,"Burada mutlu değilsin,biliyorum! Kaç benimle! Fazla zaman yok,haydi."
Richard'ın elini tutmuşum,bir kez daha bırakmaya niyetim yok.
"Kaç benimle,söz veriyorum bundan sonra yalnızca sen olacaksın!"
Onun konuşmaşını bölen şey anahtarın kilidi döndürmesi oluyor.
Yavaşça kapı açılıyor ve Jack'in gülümsemesi donuyor.
"Hasiktir"diyorum ben.
Richard'sa hiçbir şey diyemeyecek kadar şaşkın.
"Bir yere mi gidiyordun sevgilim?"
Aramızda geçen bakışmalar sonunda Jack elindeki poşetleri mutfağa bırakıyor ve çekmeceden pizza bıçağını kapıyor.
"Hayatım"diyor bana,"O neden burada?"
Öfkesini kontrol etmeye çalışıyor,ama benim yapabileceğim hiçbir şey yok.
Ben cevap veremiyorum,Jack bana dönüp diyor ki: "Odaya geç,geleceğim."
Yerimden kıpırdayamıyorum,Jack aramızdaki birkaç adımı kat ederek bileğimi sıkıyor.
"Sana git dedim"fısıldıyor,"Git yoksa kötü şeyler olacak."
Bileğimi bırakıp beni koridora itiyor.
O kadar sersemlemişim ki,düşüyorum ama yere kalkacak enerjiye sahip değilim.
Avucumda kan var.
"Sana kalk ve odaya git dedim,bu son uyarım"diye gürlüyor.
Birkaç saniyelik duraksamadan sonra ayağa kalkıp elimdeki kanı geceliğime ve dizime sürüyorum ve odaya girip kapıyı kilitliyorum.
Yere çömelip sırtımı kapıya yaslıyorum.
Jack'in sakin kalıp medenice konuşmasına imkan yok,bunu biliyorum.
Kalp atışlarımdan,salondaki sesleri duyamıyorum.
Jack bağırıyor.
Richard da bağırıyor.
Jack gürlüyor.
Richard da öyle.
İki adamın benim için birbirlerini öldüresiye dövmelerini dinliyorum ve hiçbir şey yapamıyorum.
Dakikalar sonra sesler kesiliyor. Biri kapıyı tıklatıyor.
Usulca,"Kim var?"diyorum.
"Bebeğim,benim"diyor,bu Richard.
Nefes nefese,"Aç kapıyı"diyor.
Kilidi açamayacak kadar paniklemişim,ellerim titriyor.
"Açamıyorum!"diyorum,"Dışarıdan kilitlemiş""Hasiktir"diyor. Daha sonra Jack'in Richard'a bağırışını işitiyorum ve kavga,alevleniyor yeniden.