VERİLEN SÖZLER TUTULMALI! -Bölüm 1

653 46 39
                                    


KEHRİBAR... 18 OCAK 2016

1. BÖLÜM

VERİLEN SÖZLER TUTULMALI!

Telefonun insanı deli eden cırlak sesiyle bulanık zihni kendine gelmeye çalışıyordu. Bu kadar çok içmemeliydi .Babası Osman Dağdeviren bir kaç saate kalmaz sokak kapısını adamlarıyla birlikte dövmeye başlardı.Kolundaki pahalı saate göz ucuyla şöyle bir bakarken,aynı anda komodinin ucundaki telsiz telefona uzandı.

"Barlas ben!" dedi sabah huysuzluğundaki sesiyle.

"Oooo..Ağam! Güzellik uykundan kaldırdık galiba,affet! Veee ...Günaydın." En yakın iki dostundan biri ve avukatı olan Can'ın sesi ,hayatı boyunca hiç bu kadar itici gelmemişti Barlas'a.

"Ne var abi sabahın köründe arıyorsun?Hayır..Anlamıyorum bunun için sana bir de üste para veriyorum ben ya?!" Huysuzdu...Hem de çok!

"Oğlum kalkmalısın..Osman amca yola çıkalı 7 saati geçti.Hadi toparlan .Bak hiç değilse bu kez çıldırtma adamı Barlas.." Can'ın uyarı dolu sesi ,Barlas'ın zaten sıkkın olan canını biraz daha sıkmaktan başka bir işe yaramadı.

Öfkeyle büyükçe bir soluk verip,"Kargalar henüz kahvaltı yapmamış, Can!Kapat! " diyerek gergince boşta kalan elinin parmaklarını , kapkara ,uzun saçlarının arasından geçirirken cihazın kapama düğmesine bastı.Hızla elindeki telefonu fırlatıp,kendini devasa yatağında arkaya doğru savurdu.

Aklından hemen kısa bir hesaplama yaparak,babasının varış saati konusunda tahmin yürüttü.Osman Dağdeviren'in bir kaç saat sonra her zamanki gibi yine bağırıp çağırarak konuşmaya başlayacağını biliyordu.Hala anlayamıyordu babası,Barlas bu hayatta kendine çoktan bir rota çizmişti zaten.Kendi hayatı...Kendi tercihleriydi. Memleketi Samsun'dan çıkana kadar babasının sözünden ve hükmünden asla çıkmamış,iyi bir üniversitede okumak ve gelecekte kendi ayaklarının üzerinde durabilmek için durmadan ders çalışmış,yaşıtları kahve köşelerinde ya da diskolarda gezerken Barlas ,test çözerek İstanbul Teknik Üniversitesi'nin Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Fakültesi'ni kazanmıştı.

Kazanmıştı kazanmasına ama artık mezun olalı ve kendi şirketini kuralı neredeyse yedi yıl oluyordu.Babası ile yine her zamanki teranelerden konuşmaya başlayacaklar ve laf dönüp dolaşıp, atadan kalma Dağ Pastaneleri'ne gelecekti.İçini kaldıran ve ağzında kekremsi bir tat bırakan akşamdan kalma haliyle ,kendine gelmek için başını hızla sağa sola salladı ve yatağından çıkıp kendini, soğuk suyu sonuna kadar açtığı, duşun altına attı.

Yaklaşık iki saat sonra Bebek'teki villasının kapısı babasının adamları tarafından sertçe dövülmeye başlanmıştı! Tıpkı düşündüğü ve son beş yıldır yaşadığı gibi.Anlaşılan bu hiç değişmeyecekti.Babası Dağ Pastaneleri'nin yönetimini ele almasını,annesi Muhterem ise bir an önce evlenmesini istiyordu.Ona bakarsan herkesin istediği bir şeyler vardı hayattan...Barlas da İstanbul'da tek başına kurduğu ve bin bir emek vererek bugünlere getirdiği Dağ Elektronik A.Ş. 'ni yurtdışında daha iyi nasıl temsil eder onun hesaplarını yapıyordu. Bu gidişle bir an önce buralardan kaçmalı ve kendine başka bir ülkede başka bir hayat kurmalıydı... Anlaşılan o ki burada rahat yoktu!

Rengi solmuş kot pantolonunun üzerine siyah t-shirt ünü geçirip, yatak odasından çıktı.Harika bir Cumartesi sabahında yapmak istediği en son şeyi yaparak,yardımcısı Elif'in açtığı kapıdan içeri dalan ,dört kocaman adama zorla sırıtarak, yatak odalarının bulunduğu üst kattaki ahşap merdivenlerden, ana salona inmeye başladı.

KEHRİBARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin