Son zamanlarda yaşanan kötü olayların ardından hiçbir şey olmamış gibi böyle bir bölüm yayınlamak istemezdim fakat uzun zamandır ortalıklarda yoktum ve sonunda bir bölüm yazmayı başarınca yayınlama sorumluluğu hissettim üzerimde.Zaten yaşanan olaylara karşın yapabileceğimiz şeyler fazlasıyla kısıtlı.Biliyorsunuz ki birçoğumuz öğrenciyiz ve elimizden insanlarla konuşmak ve ölenlere dua etmekten başka şey gelmez.Kendinizi vatanına faydalı bir birey olarak yetiştirmek ve iyi bir yerlere gelip söz sahibi olabilmek için çok çalışın,gençler.Her neyse daha önce de söylediğim gibi uzun süredir ortalıklarda yoktum.Evet,fazla sorumsuzum.Evet,size üşengeçliğinizi yenmeniz için birçok formül verdim ama asıl üşengeç olan bendim.Bu bir diş hekimine gittiğinizde diş hekiminin size diş sağlığınız için birçok tavsiye verdiği halde çıkışta onun sigara içtiğini gördüğünüzde içinizde oluşan hisse çok benziyor.Kandırıldım,arkadaşlar.Ben yaşadım o durumu siz yaşamayın.Gerçi ben o durumu biraz yaşatmış oldum ama her neyse,bugün matematik profesörlerine ibretullahu über-i king of the ayar çekeceğiz.Peki nasıl yapacağız bunu?Mutlululuğun x cinsinden değerini bulacağız dersem inanmayın.Bugün yine komik günümdeyim.Mükemmel esprilerime daha fazla dayanacak sabrı kendinizde bulamıyorsanız bu bölümü beyin sağlığınıza daha çok zarar vermeden terk edebilirsiniz.Şimdi asıl konumuza gelecek olursak mutluluk nedir?Önce bunu bir düşünelim.
Vikipedi abimiz bu konuda şöyle demiş:"Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu, ongunluk, kut, saadet, bahtiyarlık, saadetlilik" olarak tanımlanmakta olup, şimdiye dek sayısız değişik tanımları yapılmış görece ve göreli bir kavramdır.
Evet bunu Türkçe veyahut dil anlatım kitaplarınızdaki etkinlikler için kullanabilirsiniz.
Karınca Kraliçesi'nin tanımı ise şudur.Dikkatli dinleyin.
Üzüldüğünüz ve anlamsız duygu değişimlerinin yoğun olduğu dönemde cebinizde bayram çikolatası olduğunu fark ettiğinizde,alarmın sesiyle uyandığınız an o gün okulun olmadığını fark ettiğinizde,nefret ettiğiniz dersin boş ders olduğunu öğrendiğinizde,öğretmeniniz ödev kontrolü yapmayı unuttuğunda,uyku vaktiniz gelince saatlerin bir saat geriye alındığını öğrendiğinizde yaşanan duygudur.Genelde öğrencilerde daha çok bulunur.Yaşlandığınızda stoklarınızın bittiğini fark edersiniz.Ama nedense öğrenci olsanız bile dünyanın en mutsuz insanı olduğunuzu düşünürsünüz.İşte bu da mutluluğun ironik tarafıdır.
--/--/--/--/--
Kural 1:
Mutsuzluğunuzu kabul edin.Böylece her başınıza geleni evren yıkılmış,kafanıza meteor düşmüş gibi gibi karşılamaz,normalleştirirsiniz.
Çünkü x+y+z+?=mutlu olmak ise;
Soru işaretinin yerine gelecek şeyler hep değişkendir,eksiktir.
Kural 2:
Kendinizi sevin.Kendinize değer verin.Ama lütfen bunu bencillik ve kendini beğenmişlik seviyesine getirmeyin.
Kural 3:
Kendiniz için yaşayın.Ne yapıyorsanız kendiniz için yapın.Başkalarının yönlendirmelerine kulak asmayın.Her ne yapıyorsanız kendiniz istediniz diye yapın.Yoksa ilerde yaşayacağınız pişmanlıklar daha büyük mutsuzlukları beraberinde getirir.
Kural 4:
Minimum beklenti=Maksimum mutluluk
Yapacağınız iyilikleri karşılıksız yapın.Ama bunu da kendinizi kullandırma seviyesine getirmeden yapın.Sizden daha çok mutluluğa ve yardıma ihtiyacı olan insanlara yardım ettiğinizde içinizde oluşacak mutluluk kıvılcımları kat be kat artacaktır.Sonuçta ne diyorlar mutluluk paylaştıkça çoğalır,acılar paylaştıkça azalır.Tabii mutluluğunuzu paylaştığınız biri kıskanç biriyse kayda değer istisnai bir durum olarak tüm mutluluğunuzu silip süpürebilir.Bu da tartışılması gereken farklı bir konudur.O yüzden arkadaş seçimlerinizi iyi yapın.
Kural 5:
Yaşadığınız hayatı daha iyi hale getirebilmek için amaçlar edinin.Günlük monoton hayatınızda küçük değişiklikler yapın.Bu şekilde mutsuzluğunuzu düşünmek yerine yarın ne yapsam diye düşüneceksiniz.
Kural 6:
Kendinize hobi edinin.Saçma olsa bile o hobiyi yapın.Yapmayı sevdiğiniz şeyi yapın.Böcek koleksiyonu mu yapmak istiyorsunuz yapın.Yalnız böcek koleksiyonu yapacağım diye hayvanları öldürmeyin yazıktır.Ölmüş hayvanların koleksiyonunu yapın.Zaten bu söylediğim en uç örneklerden biriydi benim için.Böceklere dokunmaya bile korkarım çünkü.
Kızsınız ve futbol oynamayı seviyorsunuz ama futbol erkek oyunu diyorlar size.Pardon da onlara ne?Yapmak istediğiniz şeyi yapın.Dinlemeyin başkalarını.
Mesela ben savaş oyunu oynamayı çok severim,birçok kızın aksine.Hatta erkeklerden bile daha iyi oynarım.Üstüne bahse girebilirim.Birkaç arkadaşımdan duyduğuma göre (Bakın duyduğuma göre dedim.Kimse üstüne alınıp çemkirmeye kalkmasın.Kendinizi belli etmeyin.) bazı kızlar bilgisayar sınıfına erkek kesmeye gidiyormuş.Burdan erkeklere duyurulur.Dikkat edin kendinize.Mesela herkes gönlünü Korelilere kaptırmışken ben Japonları çok severim.Bunun gibi birçok şey...
--/--/--/--/--
Tavsiyelerim bitmiş olmakla birlikte beynim çalkantılı bir hal almaya başladı şuan.O yüzden mutlulukla ilgili bir fabl bırakayım şuraya ve ufaktan kaçayım.
Bir gün genç kedi,yaşlı kediye sormuş;ben çok mutsuzum sen nasıl böyle mutlu olabiliyorsun?Nerede bu mutluluk bana da anlat,diye.Yaşlı kedi şöyle bir gülümsemiş ve anlatmaya başlamış;biz kediler için mutluluğun kuyruğumuzda olduğunu öğrenmiştim bir bilgeden.Yıllarca onu kovaladım,yakalamak için döndüm durdum ama bu çabam daha da mutsuz olmamdan başka hiçbir işe yaramadı.En sonunda yoruldum ve boşverip bıraktım.Artık kovalamıyordum kuyruğumu.Bir an fark ettim ki arkamdan geliyor ben yürüdükçe.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zihnimizdeki Karıncalar (Düzenleniyor)
Non-FictionZihnimizi kurcalayan,yiyip bitiren karıncalardan bıktınız ve aileniz ağzınızdan beyninize doğru haşere ilacı sıkmanıza izin vermiyorsa tam ihtiyacınız olan yerdesiniz. Duygu ve düşüncelerimizi deşecek,doğru zannedilen yanlışları yakacak ve zihnimizd...