Okula geldiğimizde daha dersten çıkmamışlardı.Bahçedeki banklardan birine oturduk.Bahçeyi dikkatle izliyordum,artık biz olmadan bu bahçede gülüşüp,şakalaşacaklardı.Üzgündüm.Aynı zamanda da heyecanlı.Arkamdan bir ses geldi,"Beril,Bulut siz misiniz?"Bu Aleyna'ydı geldi ve bize sarıldı.Yüzünde kocaman bir gülümseme gözlerinde ise hüzün ve endişe vardı."New York'a gidiyormuşsunuz sizin adınıza çok sevindim ve kendi adıma üzüldüm."O sırada gözümden bir damla yaş aktı ama Aleyna görmeden arkamı döndüm kendimi toparladım ve gözümden akan yaşları silip,zoraki bir gülümseme ile Aleyna'ya döndüm."Ben de seni özleyeceğim."dedim.Bulut "Bende" deyince sarıldık ve o sırada tenefüs zili çaldı.Bizimkiler bizi görür görmez koşarak geldiler.Betül,Zeynep,Onur,Emine,Damla,Destan vs...vs...vs...derken aralarından kankam Enes çıktı "Seni çok özleyeceğim lan,seviyorum kanka seni"dedi.
"Bende."
"Biliyorum."
"Aaaa..Sen yanlış anlamışsın ben de derken kendimi sevdiğimi kastetmiştim"
Herkes gülmeye başladı.Piç smile.Zuaaa xdxdxd.
-------------------------------------
Herkesle vedalaştık.Tam okulun kapısından çıkacakken arkamdan tanıdık bir ses geldi,döndüm,baktım ve bu kişinin Uzay olduğunu gördüm.
"Gidiyormuşsun."dedi.Kırgınlık barındıran sesi ile.
"Evet.Gidiyorum." vee bana daha önce hiç sarılmadığı kadar sıkı sarıldı.konuşmayınca "Seni özleyeceğim."dedim
"Seni bekleyeceğim"dedi gülümsemeye çalışarak,kırgınlığını gizlemeye çalışıyordu ama ben gözlerinden anlıyordum.Elalarını benim mavişlerime dikti,gözleri doluydu.Ama biliyordum o güçlüydü ve... ve yılmayacaktı.Bakışmamızı bozan Bulut oldu."Eheee...ehee...Berilcim diyorum,hani artık gitsek diyorum,burada ağaç oldum kök saldım diyorum."
Ona öldürücü bakış gönderip "Bir dakika Bulut" dedim ve ardından saymaya başladı."60-59-58-57-56-55-54....Son elli saniye canımlar"
Uzay bana sıkı sıkı,hiç bırakmak istemezcesine sarıldı ama artık gitmem gerekiyordu.Eğer biz gidince olacakları düşünürsem bir 50 yıl kadar daha burada olacağımızdan Uzay'ın yanağına minik bir öpücük kondurup ondan ayrıldım"Hoşçakal benim yakışıklım"dedim
Bulut ile kapıdan çıktığımızda"Mal,sığır,öküz,davar,kocakafalı,uzaylı gözlü"
"Efendim canısı"
Beddualarımı ve hakaretlerimi bir yere bırakıp "Ne güzel bakışıyoruk ne böldün lan"
"Kök saldım diyorum ya.Hem Uzay senin sevgilin falan da değil.Ne o öyle bakışmalar.Gelip gözlerini kapatmadığıma dua et"
"Neyse yürü şu andan itibaren uçağın kalkmasına ımmm" Saatime baktım "7 saat 3 dakika ve 19 saniye var"
Canlarım,okurlarım lütfen yorum bırakın tavsiyelerinize ve fikirlerinize ihtiyacım var.Bu arada bu bölümü inş. beğenmişsinizdir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
New York'ta İki Türk Kızı
JugendliteraturNew York'ta iki arkadaş. Nasıl olsa kimseyi tanımıyoruz diye saçmalamanın dibine vurup , eğleniyorlar...