☾05:00☽

4.3K 714 370
                                    


"Asla onun gibi biri olmayacaksın. Asla olmayacaksın. Sen iyisin. Ne yaparsa yapsın, değişme oğlum. Kendi yolundan git. Bir gün yaşayacak bile olsan bir şeyler yap.***"

Yine aynı yerdeyim. Çocuğum, yarı çıplağım, üşüyorum. Büyük kafese itiliyorum, babam ya onu öldüreceğimi ya da onun beni öldüreceğini söyleyerek içeriye durmaksızın hırlayan simsiyah köpeği salıyor. Çıplak ellerimle, küçücük ellerimle onu öldürmemi istiyor ama ben onları kendi bedenime sarıp, bir köşeye çömelmekten başka bir şey yapamıyorum. Ve sonra köpeğin ağzını yüzümde hissediyorum, kafesin kapıları açılırken yarılan yanağımdan kanlar boşalıyor.

Sıçrayarak uyandığımda yanımdaki asker homurdandı. Bense son dört gündür bu şekilde uyanmaya ve rüyalarıma giren kötü anılarıma alışmıştım. Her zamankinden çok daha kısa sürmüş gibi hissettiğim yol boyu uyumuştum. Bir şeyleri kaldıramadığımda sığındığım şey uykuydu. Biriyle konuşmak acımı hafifletmiyordu, hiçbir şeyi düzeltmiyordu.

Jimin'e gelmemesi için ısrar etmek zorunda kalmadığıma sevinmiştim çünkü o da benim gibiydi, birbirimizin aynısıydık. Ben onu gördüğümde o geceyi anımsamaktan başka bir şey yapamıyordum. Konuşup geçeceğini ummak saçmalıktı.

Dawon'un öldüğü gerçeğini hazmetmekle, Jimin'in başına iş açılmadığından emin olmakla geçirdiğim üç günden sonra bir gün de döndüğümde Hoseok'a nasıl bir açıklama yapacağım korkusuyla orada kalmaya devam ettim. Babamın haberi yoktu. Jimin'in odasında kalmıştım, tek kişilik yatağı ölü gibi orada uzanan ve kabuslarla uyanan ikimize yetiyordu.

Binaya girdiğimde hala ne diyeceğimi bilmiyordum. Bir yalana daha mı sığınmalıydım? Doğruyu mu söylemeliydim? İçimdeki ses korkaklığına yaraşır bir yalan söyleyeceksin diye fısıldıyordu. Karanlık koridorun içime bir anlık doldurduğu huzur hücrelerin olduğu odaya girmemle bitmişti.

Her yer sessizdi, fazla sessiz. Onunla  yüzleşmeden önce biraz Jin ile konuşmak istedim. Hücresinin önüne çömeldiğimde hafif aralık olan kısa kapı dikkatimi çeken ilk şey oldu. Koca adam içeride yoktu.

Karanlık hücre kendisine yaraşır şekilde boştu. Merakla ve korkuyla ayağa kalkıp Hoseok'un hücresine çömeldiğimde aynı pozisyonda uzanan bedeni görmemle sıktığım çenemi gevşettim.

"Hoseok."

Ses vermedi. Uyuduğunu düşündüm. Sessiz kalıp biraz daha yüzleşmemizi geciktirmek istedim ve kapının hemen yanındaki duvara sırtımı yaslayarak oturup, bacaklarımı uzattım. Hoseok'un ne konuşmasını ne de hıçkırmasını beklemiyordum.

"O öldü."

Bir anda kafamın içinde milyonlarca şimşek çaktı, tam nereden öğrendiğini soracağım sırada söylediği şeyle şimşekler bu sefer kalbimde çakıyordu.

"J-jin öldü. Bu-burada yoktun. Sana seslenip durdu, ona burada olmadığını söylediğimde bile. Sürekli seni söyleyip duruyordu, sonra gece yarısı sustu. O-onu bir köpek leşi gibi itekleyerek, tekmeleyerek çıkardılar."

Cevap veremedim. Dört gündür içimde biriken her şey patlak verdi. Gözlerimden düşen yaşların ardı arkası kesilmiyordu. Sesim çıkmasın diye kendimi sıkıyordum, o benim aksime hıçkırarak ağlıyordu. Ne kadar ağladık bilmiyorum. Hoseok'un sesini duyduğumda gözlerimi yumdum.

"Ablam?"

Yüzümü silme zahmetine girmedim, gözyaşlarım zaten durmuyordu. Cebimdeki örülü saç tutamını çıkarıp, oturduğum yerden kalkmadan elimi parmaklıkların arasından geçirerek ona uzattım. Çıkardığı seslerden parmaklığa yaklaştığını anladım.

"Onu özgür bıraktım."

Hiçbir şey söylemedi. Avucunu benim avucuma kapattığını hissettim. Parmaklarımızı kenetledi. Dawon'un saçı ellerimizin arasında eziliyordu.

"Gerçekten mi?"

Boşta olan elimi hızla ağzıma kapattım. Boğazım sızlıyordu. Konuşursam kelimeler birbirine girecekti. Bağırmak istiyordum, sonsuza kadar çığlık atmak.

"Gerçekten."

Elimi elinden çekip hızla ayağa kalktım. Jin'in hücresine girdim ve kapıyı biraz açık bırakıp onu taklit ederek yerde uzandım. Kolumu başımın altına koydum ve içim sökülene kadar ağladıktan sonra uykuya daldım.

***no more dream

***no more dream

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
HaishaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin