Giriş

2K 5 0
                                    

Başım fena dönüyor. Kafamı zar zor kaldırıp etrafıma bakındım. Gün doğmuş. Her yer aydınlık. Kocaman bir yatakta yatıyorum. Ama yanımda kimse yok. Korkarak aceleyle kalktım ve çıplak olduğumu fark ettim. Savrulmuş kıyafetlerimi üzerime geçirdim ve arkama bile bakmadan bu evden uzaklaşmak istedim. Odadan çıktım ve kapıya doğru yöneldim. Ayakkabılarımı gelişi güzel ayağıma geçirdikten sonra koşarak ordan kaçtım.

Ama evde neden kimse yoktu. Neden bana bu kadar güvendi. Daha önemlisi dün geceki kimdi ve burası kimin evi.

Nerde olduğumu bile bilmiyorum. Hızla yürüyerek ana caddeyi bulmaya çalıştım. Sokakta yürürken herkez bana uzaylı görmüş gibi bakıyordu. Neden anlamadım. Heralde elbisemin dikkat çekiciliğindendir diye düşündüm. Daha sonra bi taksiye bindim.

Nihayet evime varmıştım. Direk banyoya gittim. Aynaya baktım ve insanların bana neden şaşırmışcasına baktığını anladım. Rimelim yanağıma kadar akmış ve yapışmıştı. Dün geceki davetkar kırmızı rujum şimdi beni ciğer yemiş kediye çevirmişti.

Kendimi hemen sıcak suyun altına attım. Hiçbir şey hissetmiyordum. Sadece koca bir boşluk. Biraz kırılmışlık. Hırsın ve aldatılmışlığın yerini alan acı.

İçimi ısıtan sıcak suyun tüm kirimi temizlemesini istiyordum. Duştan çıktım ve bornozumu giydim. Duş yorgunluğuma ve başımın ağrısına iyi gelmişti ama miğdem hala bulanıyordu. Kendimi yatağıma attım. Gözlerimi kapattım. Beynimde dün geceden kalma izler vardı. Gürültü, çığlıklar, yapış yapış tenler, havada birbirine karışmış ağır parfüm ve içki kokuları...

Aniden telefonuma mesaj geldi. Muhtemelen Ezgi ya da Cem diye düşündüm. Geceden beri bana ulaşamadıkları için canımı okuyacaklar.

Lanet okuyarak kalktım ve telefonumu aldım. Bilmediğim bir numara. Mesajı açtım.

Kaçar gibi nereye kayboldun.

Kim ki bu? Ve ardından ikinci bir mesaj.

Sen mi geleceksin ben mi seni alayım?

.
.
.

TUTKUNUN GİZEMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin