Sabah kaltım.Kendimi hala yorgun hissediyordum.Galiba sıcak bir duş iyi gelebilirdi.Kendimi banyoma en sevdiğim çam ağacı kokusuyla büyüleyen vucut şampuanımı bedenime sürdüm.Gerçekten de rahatlatıyordu.Duşumun bitmesine üzülerek kahvaltı sofrasına indim.Yadımcımız Ana Teyze bize güzel bir kahvaltı sofrası hazılamıştı.
-Ooo muhteşem görüküyor.
-Afiyet olsun Anglelena Hanım.
-Taylor uyanmadı mı hala ?
-Geldim ablacım geldim !
-Günaydın tatlım.
-Günaydın.
-Yarın davet için hazırlık yaptınmı ne giyeceksin ?
-Ahh..Evet şu davet bugün birşeylere bakarım.
-Buna sevindim işe gitmem lazım.Gününü iyi geçir.
BMW ile yola koyuldum.Bugün ayın 15 iydi.Toplantı yapmam gerektiğini düşündüm ve sekreterimi arayarak:
-2 saat içinde bütün kurul toplansın ve 1 ay içerisinde şirketle ilgili düzenlemeleri istiyorum.Hazırlık yapmalarını söyle.Birde bana koyu bir filtre kahve lütfen.
-Hemen söylüyorum Anglelena Hanım.
Bütün gece şirketi Amerikaya taşıma kararını ve bunun projeye nasıl yansıyacağını karar verdim.Şirkete geldiğimde toplantı başlaması için beni bekliyorlardı.
-Evet beyler bayanlar şirketimiz bundan sonra Amerikada çalışmaya devam edecek.
-Fakat William Bey..
-Eğer bu projeyi kazanırsak şirketimiz dünyada 1 numara olmazmı
-Evet
-O zaman bu proojeyi almak için elimizden ne geliyorsa yapcağız.Şirketi 1 aya kadar Amerikada bulmak isityorum.Fransa iş dünyası için ritmini yitirmiş bir ülke.Evet başka konu ?
-Bide efendim size daveti hatırlatmak isterim.Bu bizim pardon bütün herkes için çok önemli.
-Evet teşekkürler.Toplantı bitmiştir.
Bu konu bütün düşüncelerimi berbat etmişti.Babam olsaydı şirketi daha iyi yerlere getirmek için yaparmıydı ? Evet yapardı ve bende yapacağım !
Tasarımcım Roberti arayıp ona özel bir davete katılacağımı ve benim için çok önemli olduğunu söyliyerek kıyafet işinide halletmiş oldum.Şimdi sıra davetteydi.Davet için bu gece kardeşimle Amerikaya özel uçaçığızla gideceğiz için ayarlamalarını sölededim.Herşey tamamdı.
Şirketten çıktım eve geldim.Davet aklımdan çıkmıyordu birşeyler yapmalıydım rakibimi iyi tanımalıydım özellikle William Şirketi ile bizzat tanışacaktım.Hatta aralarına bir ajan yollayabilirdim.Ah yorgunluk başıma vurdu herhalde..Davet için kırmızı üsütme oturan tek omuzlu kıyafetimi giyecektim saçımıda sade bir topuzla iyi gideceğini düşündüm.Taylorun odasına doğru yol aldım
-Benim güzelleri güzeli kardeşim ne giyecek bakalımm??
-Sence mavi elbisemmi yoksa su yeşili mini elbisem mi ?
-Imm.. Su yeişili sana çok yakışacaktır.
-Sen ne giyiyorsun ?
-Hani şu kırmızı olanı.
-Abla ! Benden daha güzel olacaksın.
-Ne yaparsam yapayım senden daha güzel olamıyacağım bebegim.Ben odama gidiyorum bekli film izleyip uyurum.İyi geceler fıstık.
-İyi geceler.
Odama gidip tam 10 kes izlediğim Aşk ve Gurur filmini izledim.Ve tabikide herzaminki gibi uyuyakalmışım.
-Heyy ! Steven uyan hemen hazılan Amerikaya gidiyoruz.
-Ne Amerikası ya ? Ne diyosun sen William ?
-Lanet olsun ! Davet varya hani.
-Off tamam hazılanıp geliyorum
Amerikaya varmıştık.Daha önce buruya gelmemiştim ama burayı sevdim.Davet yerine vardık.Masalarda her şirketin isimleri yazıyordu.Kardeşim ile bilrikte girişe yakın yerde şirketimiizn ismi yazılı olan masaya oturduk.Masamızda Moore Şirket ve Grey Şirket yer alıyordu bu isimleri duymuştum ama nereden ?... Masamızdaki içkileri içerken gözümü kamaştıran bir şey bize doğru geliyordu.Kırmızı elbisesiyle adeta büyülüyordu 2 bayan...Bir an kalbimde deprem oldu.. Evet bunu sadece böyle anlatabilirim onu masamıza doğru gelirken kardeşimle aynı anda ayağa kalkarak revans yaptık.İki genç bayan bize karşık olarak başalrıyla selam vererek Moore Şirket yazısının olduğu yere oturdular.
-Merhaba hanımefendi galiba bu geceyi aynı masada paylaşacağız.
-Ah merhaba adım Anglelena Moore yanımdaki kız kardeşim Taylor Moore. konuşmada steven araya girdi ve Taylorun elini öpeken
-Tanıştığımıza çok memnum oldum. dedi daha fazla uzatmamak için araya girdim.
-Ben de William Andersson ve kardeşim Steven Andersson.
Anglelena gözümü büyülemişti.Onunla ne olursa olsun tanışmalıydım ne olursa.Stevenda Taylor'a büyülenmiş bir şekilde bakıyordu.
ismini biryerden duymuş gibiyim.Önemli olan bakışlarıydı.Bakarken aynı zamanda kalbimi okuyor gibiydi.Bunu sevmiştim.Sanki kalbimde kafesteki kuşun uçma zamnı gelmiş gibiydi.İsmimiz aynı masadaydı ve bu beni dahada heyecanlandırdı.Tam bunları düşünürken ordan bir ses geldi.
-Sizde mi bu proje için çalışıyorsunuz ?
-Evet sizde bizim rakibimiz olmalısınız.
-Ah hayır..Tanıştığımız anda ortada böyle birşey olmasını istemem özellikle sizin gibi bir bayanla
-Teşekkürler.Fakat hepimiz iş için burdayız rakiplerimizi tanımak için.
-Tabi ben sizi daha yakındanda tanımak isterim dedi ve dudaklarındaki gülümsesi benide güldürmüştü.Daha önce hiç böyle olmamıştı.Bu bir ilkti.
Tam bu sırada kürsüde konuşma yapmak için hazılanan 39-40 yaşlarındaki adamın sesi duyuldu.
Sayın değerli konuklar hepiniz hoşgeldiniz.Bu iş için bu kadar Şirketi bir arada görmek şaşırtıcı.Ortam iyice kızışmamasını sağlamak istedik.Birbiriniz tanımanızı ve haklı bir rekabet olması en büyük dileğim.Davete bir dans eşliği ile başlamak çok güzel olurdu.İyi eğlenceler.
Ah dans demekki ben buraya onun için gelmedim ki! Bütün şirketleri tanımaya geldim.Bu dans olayına sıkılmışken Steven Andersson yanımıza geldi. Taylor'a elini uzatarak "Bu dansı bana lütfedirmisiiz acaba bayan Moore ?" dedi Taylor gözlerimin içine baktı ve ona dönerek "Zevke" dedi.Çok iyi çünkü yanlız kalmıştım diye düşünürken kalbimin tekrar heyecanlandığını hissettim.Çünkü William Andersson geliyordu.Olduğum yerde kıpırdandım başka yere bakmak istedim ama olmadı.
-Acaba bayan Moore bu dansı bana lütfedirmi ?
-Ah bay Andersson tabikide dedim inanmıyorum bunu ben dedim !!
-Aileniz gelmedi heralde bayan Moore ?
-Onları kaybettım bay Andersson.
-Özür dilerim hatırlatmak istememiştim bu arada bana William diyin
-Önemli değil.Tabikide nasıl isterseniz.
Elimi nazik bir şekilde tuttu dokunuşu aklımı başımdan almıştı.Gözleriinin içine baktım.Griydi..İlk kez bu kadar anlamı bir bakış görmüştüm.Diğer elini belime koydu ve kendine çekti.Bu ani olmuştu aramızda hiç mesefa yoktu nefesni hissedebiliyorum ve en kötüsü aklımı başımdan olan o kokusu..Bunları düşünürken müziğin ritmine kaptırdık kendimizi.Sedece müzik ve biz vardık.Müzik bittiğinde ışığın bize tutulduğunu ve ordaki herkes bizi alkışladığını fark ettim.Piste yanlızca biz vardık...