《4》

289 42 16
                                    

TÜRKİYE DE KAYDA GEÇMİŞ ÇETELER

Şahin Tekdemir Çetesi:
Organize suç çetesi oluşturmak, haraç isteme ve adam yaralama. Faaliyet yeri: Kocaeli.

Recep Koca (Dalton kardeşler);
İstanbul un kayda geçmiş en büyük çetelerinden biridir.Sabıka kaydı hayli kabarık olan çetenin Çakıcı ile aynı semtte olması ve yakınlığı bilinmektedir.

Uzun zamandır cezaevinde kalan kardeşlerin suç dosyaları:
Polise mukavemet , Mesken Basma , Organize suç çetesi oluşturma çok sayıda yaralama,haraç alma,ruhsatsız silah bulundurmak.Faaliyet yeri: İstanbul Kağıthane

Ateş Aydemir (ÇERÇİ ÇETESİ) : Silah kaçakçılığı , cinayete teşebbüs ve yaralama . Faaliyet yeri : Çeliktepe

Dalton Kardeşler çetesi ilede yakınlığı bilinen Çerçi Çetesi Çeliktepede faaliyet göstermektedir.

Böyle anlatılıyorduk işte. Duygusuz,zararlı,hain ve tehlikeli . Aslına bakacak olsalardı anlarlardı bir zamanlar bizimde onlar kadar masum olduğumuzu. Ama hayat işte karşına ne çıkaracağı belli olmuyor.

Bir gün bakıyorsun iyi bir insansın. Ertesi gününe katil. Neyin ne olacağı, yarına çıkacağımız bille belli deil. Bunu bile bile genede bu hayatta bir şeylere sahip olmak için çırpınıyoruz.

Geleceğimiz için yapıyoruz her şeyi. Belki o zaman iyi bir yaşamımız olur diye.. Güzel kıyafetler alır. Harika bir evde yaşayıp. Sevgi dolu bir aile için herşey. Bunca emek bunca uğraş. İnsanoğlu çok umutlu her zaman herşeyin pozitif

yanını düşünüyor. Bir de şöyle düşünseler sen 16 sene oku gecelere kadar yatma başına ağrılar girene kadar deftere yazı yaz. Gözlerin bozulsun. Sonunda sınava gir kazan. Bide atanmasıydı ıvır zıvırıydı bekle sonunda meslek sahibi ol

yarın işe başlıyacaksın sabahına yatağında ölü bulun. Kimsenin haberi bile yokkk. Ecelin gelmiş ve hakkı rahmetine kavuşmuşsun.

Ya böyle işte onca emek boşuna. Hani evin eşin araban paran olacaktı ? Mutlu olacaktın ? İyi bir yaşamanın olacaktı ? Hani göremiyorum nerede ?

Sadece arkadan cesedinin yanında gözü yaşlı bir anne. İçten içe kendini parçalayan ölümü kabullenemiyen bir baba görüyorum. Bir de etrafta telaştan ve meraktan etrafı inceleyen komşularını görüyorum.

Yüzlerinden anlaşıyor. Ölüm sana yakışmadı. Daha çok erken. O kadarda okumuş etmişti diyişleri. Sen busun işte artık bu saatten sonra bir hiçsin. Belki bir yerde adın geçerse 1 fatiha okunucak ruhuna iki ahlanıcaksın.

Sonra gene sözlerine devam edilecek. Hayatlarındaki yerlerine. Bu hayatta en iyisi her anını iyi değerlendirebilmek. Kendini bir şeye odaklıyıp hayatını kısıtlsmak deil.

Bu senin kendine yapacağın en kötü şey olur. Asosyalleşirsin hayattan bağımsız yaşarsın. Bu demek değilki hayatını boş boş gezerek yaşa. Çalış ama abartma her şeyi kıvamında yaşa.

Nemli ve pis kokan odada ben Rüzgar ve ufaklık vardık. Ateş abi kapının eşiğinden içeri adımını attı. Elinde sıvı yağ ve tüp vardı. Rüzgara hazırla dedi. Rüzgar yavaş

hareketlerle küçük ve eskimiş olan çelik tencerenin içine bir miktar yağ döktü. Tüpün üzerine tencereyi koydu. Ve cebinden bir çakmak çıkardı. Tüpün altını yaktı.

Ve hep beraber yağın kızışmasını beklediler. Her kez susmuştu o an çünkü az sonra odaya dolacak acı çığlıklarını duyabiliyorlar dı. Tencerenin içindeki yağ kızışmaya başlıyınca patlıyarak etrafa sıçrıyordu.

Tüpün üzerinden tenceri alıp kenara koydu. Ben ufaklığın son kez o ışıldıyan gözlerine bakıp koklıya koklıya öptüm. Bırakmak istemiyordum onu daha ilk gördüğümde onu sevmiştim beni ona bağlıyan bir şey vardı sanki.

Bir iki adım geriledim. Ateş abi tenceredeki yağı aldı. Bir bardağa boşalttı. Ve bir hamlede yüzüne yağı attı.
O an şu acı feryatlar yankılandı odada kalpleri sızlatan bir çığlıktı bu.

Aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa!!!!!!!!!!!!!!!!!

O anki acıyla çırpınırken demir masanın üzerinden yere düşü ellerile yüzünü kapıyordu ve çığlık çığlık'a bağırıyordu.
O an için nefesim kesilmiş bedenimin hakimiyetini kaybetmiştim.

Bacaklarım daha fazla dayanamayıp bıraktı kendini dizlerimin üzerine düştüm. Gözlerim musluk gibi akıyordu sanki durduramıyordum. Sanki kalbimden bir parçayı umharca koparmışlardı.

O acı çığlıklar kafamda tekrarlanıyordu. Yağın çocuğun yüzüne gelişi. Sürekli sürekli. Rüzgar kollarını bana doladı.

Cansu iyimisin ! ?
Onun kolarından sıyrılıp çocuğu aldım. Ağlıyordu tuzlu göz yaşları yanıkların içine girince inliyordu resmen. Çantadan krem alıp titreyen ellerimle sürmeye başladım.

Ona bakamıyordum. Göz kapakları gözlerinin içine doğru erimiş büzülmüştü göz bebekleri eriyip akıyordu kanla birlikte yanaklarının üzerinden. Kanlar sızıyordu yüzünün her tarafından.

Elbisemin koluya incitmeden silmeye çalışıp bir yandanda kremi sürmeye çalışıyodum. Rüzgar gelip beni belimde tutup kaldırdı. Beni çırpına çırpına odadan uzaklaştırıp lavaboya götürdü. Ben hala şoktaydım. Beni sıkıca tutup sarstı. Ve ardından sarıldı.

Şişştt ağlama!!elimden gelen bişey yok! Ölse daha mı iyidi ? Sakin ol canım lütfen ağlama.

Ellerinin tersiyle yanağımdan süzülen yaşları sildi. Saçlarımı geriye doğru atıp alnıma minik bir buse kondurdu. Şimdi daha sakindim ama az önce yaptıklarımın hakkında hiç bir fikrim yok tu.

Rüzgar lavabodan çıktı ve diğer odaya ilerledi. Bende yüzüme bir su çarpıp hemen arkasındaan ilerledim. Tam girecektim ki konuşmalarını duyup dinlemeye başladım. Ateş abi Rüzgar 'a

Gördün mü ? Ne kadar da vicdanlı babası görse gurur duyardı. Meleğini de pek severdi.

Hafif bir pis sırıtış ile lafına devam etti.

Rahmetliye çekseydi ya duygusuzun tekiydi.

Rüzgar susmuş başı öne eğik bir halde onu dinliyordu. Babası dedi. İnanmıyorum benim bir babam vardı. Ve öldümü. Hani tek tek ailemi vurmuşlardı. Ve ben bir tek kurtulmuştum...

ARKADAŞLAR EMEĞE SAYGİ İÇİN VOTELİYELİ LÜTFEN :)

Boronlar ÇERÇİ ÇETESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin